English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm going back in

I'm going back in translate Turkish

770 parallel translation
I'm never going to give up on this case. In that case, my money that you lost... make sure you get that back for me as well.
O halde ortadan kaybolan paramı da bul.
I'm never going back to live in hiding like I used to.
Bir daha düşüncesizce yaşayamayacağım.
I'm going to send this lady back in my yacht.
Bu bayanı kendi yatımla göndereceğim.
We're going in there, and you'll back me up on everything I say or do.
İçeri giriyoruz, orada her dediğimi veya yaptığımı destekleyeceksin. - O güzel kafana girdi mi?
But if we're going on together, as you said in Paris... I'm saying it now, we've got to beat it right back home where we belong.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
But I'm warning you, and you, Jean La Cour... member of the City Counsel, and all of you... if we get us another dose of yellow fever like we had back in'30... when there wasn't enough men alive to bury the dead... there just isn't going to be any town to run a railroad into.
Seni, belediye meclis üyesi Jean La Cour seni ve hepinizi uyarıyorum eğer 1930'larda ölüleri gömecek adam bulunamadığı zamanlardaki gibi.. ... yine bir "sarı humma" vakası yaşarsak içine demiryolu yapacak kasaba da olmayacak.
I had a coming-out party, and I've been around a long time... now I'm going back in.
Cidden Candy mi? - Evet. Tam adın Candy mi yoksa kısaltılmışı mı?
I'm going back to the office and look through every card in our files.
Ofise dönüp dosyalarımızdaki bütün kartvizitleri gözden geçireceğim.
I'm a tough bird, an awful tough old bird... but I'm not going back in there!
Ona yardım etmeliyiz. Bu gerçekten zor bir durum. Ama ben oraya geri dönemem!
I'm in for a going over when I get back to the mine.
Madene döndüğümde beni haşlayacaklar.
Only I'm going back in style.
Ama ben dönüşümün muhteşem olmasını istiyorum.
No, Rutledge, you are committing suicide, because I'm going back up in that pass with a new fuse the first chance I get and blow it sky-high.
Hayır, Rutledge, sen intihar ediyorsun... çünkü, bir şans daha yakalamak için, geçite geri döneceğim... ve onu patlatacağım.
I'm not going back in there again.
O eve bir daha geri dönmeyeceğim!
I'm going back in there and call the boy to the stand... and if you say one word now or until after the appeal...
Oraya gidip Joe'yu tanık sandalyesine çağıracağım. Eğer temyiz sonrasına kadar bir kelime daha edersen en az on yıl hapse mahkum olursun.
I'm going back in the army.
Orduya geri döneceğim.
I'm not going back to the Bergs.
- Bir daha Berg'in yanına dönmüyorum.
- I'm not going back in that zoo.
- O tımarhaneye dönmeyeceğim.
I'm going to ask you to come with me tonight... as I turn back the pages in my book of happy memories... and I recall the first time I saw young Jett Rink.
Bu gece bana katılmanızı istiyorum. Mutlu hatıralar defterimin sayfalarını birlikte çevirelim ve genç Jett Rink'i ilk gördüğüm zamanı anlatayım size.
I'm going back in.
Ben geri gidiyorum.
I'm through... I'm going back to my brother in Contarina.
Ben, Contarina'daki kardeşimin yanına dönüyorum.
I'm going back to my office... and start telephoning every father in Peyton Place.
Muayenehaneme dönüyorum. Peyton Place'teki bütün babaları arayacağım.
I've spent one-third of my life... going to, staying in, and coming back from men's rooms.
Hayatımın üçte birini... tuvalete gidip gelerek geçirdim.
I told you why I want you back in there and you're going to stay there with that cage locked when I'm not here.
Neden içeride kalmanı istediğimi söyledim. Ben burada yokken kafesi kilitleyip orada kalacaksın.
Sam found me in a place called The Hen House, and I guess I'm going back to it.
Sam, Dişi Kuş diye bilinen Otelde bunu planladı, ve tahminim oraya geri döneceğim.
I'm going back in the room. I'll take them in.
- Gün içinde onunla konuşmak isterim.
If you're not back in ten minutes, I'm going.
On dakika içinde gelmezsen, giderim.
- I'm going back in a Cadillac.
- Bir Cadillac'la döneceğim.
I'm not going back in the water!
Denize dönmeyeceğim!
In any case, I'm never going back to my town.
Ne olursa olsun artık kasabama dönmeyeceğim.
I'm not going back. I'll work in the brewery.
Bira fabrikasında çalışacağım.
In any case, I'm never going back there.
Ne olursa olsun oraya asla geri dönmem.
So I'm going back to England find the counterpart of Lawrenceville and see if I can.
Bunun için İngiltere'ye dönüyorum. Lawrenceville'in dengi bir yer bulmaya çalışacak ve yazabilir miyim göreceğim.
I'm going back home to Burton City, in Texas.
Bu ülkedeki işim bitti.
I don't know what's going through his mind but in my case, I'm not expected to leave behind one of my men with a bullet in his back.
Onun aklından neler geçiyor bilmiyorum ama benim içinde bulunduğum durumda....... benden geride sırtından mermi yiyerek ölmüş bir adam bırakmamam bekleniyor.
I'm going with him! Get back in the cellar!
Bende gideceğim.
And back here in College today I feel - and it makes me jolly proud - that there is still a tradition here which has not changed... and by God, it isn't going to changel
Ve bugün okuluma geri döndüğümde beni oldukça onurlandıracak biçimde burada hâlâ değişmeyen geleneklerin olduğunu gördüm ve Tanrının yardımıyla gelenekler değişmeyecek.
So this is the place I was going to get shot in the back.
Demek sırtımdan burada vurulacaktım.
I'm going back in there.
Ben oraya geri gidiyorum.
I understand your depth of feeling, sir, and I'm going back to that station and try my best to find somebody who can clear her name. You haven't heard me. Her name doesn't need clearing.
Ve dediğim gibi, fark ettim ki, Bay Jennings'in itirafı, kız kardeşinizin kullandığını söylediği bütün o korkunç sözler, bunlar hiç de onun tarzına benzemiyordu.
I've been meaning to spend more time in the restaurant... but I haven't been well recently and things have been going badly back there.
Lokantada daha fazla zaman geçirmek istiyordum ama bir süredir rahatsızım ve lokantada işler pek iyi gitmiyor.
I'm going back to Tokyo first thing in the morning.
Sabah ilk iş, Tokyo'ya geri dönüyorum.
Now I'm going to wish for Ralph back.
Şimdi de, Ralph'in geri dönmesini dileyeceğim.
- I'm going back in there.
- İçeri giriyorum.
I'm going to put them in my car and take them back with me.
Onları arabama koyup, götüreceğim.
I'm going in the back.
Ben arkada döneceğim.
I'm going back in there.
İçeri giriyorum.
Listen, sweetheart, baby, pal, I'm going back in the hotel, and when I come out, I don't expect to see you around anymore.
Dinle canım ciğerim... ben otele döneceğim, dışarı çıktığımda... seni bir daha buralarda görmeyeyim.
And tell him that I'm going to San Diego this evening with his father, but in the morning, on the way back, I'll stop by.
Ve ona de ki, bu akşam babasıyla San Diego'ya gidiyorum, fakat sabahleyin, geri dönerken, uğrayacağım.
Well, I'm sorry, darling, but I'm not going back and rewrite my ransom note that I left in my prayer book.
Üzgünüm hayatım ama geriye dönüp de dua kitabının arasına koyduğum fidye notunu tekrar yazmayacağım.
I didn't have a chance to take enough pictures so I'm going back in two weeks to shoot the border war.
Yeterince fotoğraf çekme fırsatım olmadığı için, sınır savaşını çekmeye iki hafta sonra tekrar gideceğim.
Every time, I think I'm going to wake up back in the jungle.
Her seferinde sanki ormanda uyanacakmisim gibi dusunuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]