I'm going to call the police translate Turkish
132 parallel translation
I'm going to call up the police.
Polis çağıracağım.
If you don't get out at once, I'm going to call the police.
Derhal çıkmazsanız, polis çağıracağım.
- I'm going to call the police.
- Polisi çağırıyorum.
I'm going to call the police.
Polisi arayacağım.
Did you hear that? If you don't produce those bodies, I'm going to call the police!
Eğer o cesetleri ortaya çıkarmazsanız polisi arayacağım!
Are you going to get out, or shall I call the police?
Gidiyor musunuz yoksa polis mi çağırayım?
I'm going to call the police and tell them... to start looking for that stick in the woods.
Polisi arayacağım ve ormanda sopa aramalarını söyleyeceğim.
I'm going to call the police.
polisi arayacağım.
I'm going to call the police, of course.
Polis çağıracağım, elbette.
In 30 seconds I going to call the police!
30 saniye içinde polis çağıracağım!
If you don't stop that phonograph right this minute, I'm going to call the police department!
Şu müziği hemen kapatmazsanız polis çağıracağım!
I'm going to call the police.
Polis çağıracağım.
I'm going to call the police.
Polisi çağırıyorum.
Now, look, I'm giving just half a minute. Then I'm going to call the police, so get out.
Yarım dakikanız var, sonra polisi arayacağım.
Mr. Milos, I am going to have to call the police.
Bay Milos, polis çagırmak zorunda kalacağım.
What made you think I was going to call the police?
Polisi arayacağımı da nereden çıkardınız?
I take them seriously and I'm going to call the police!
Ben ciddiye alıyorum ve polisi arayacağım!
I'm going to call the police!
Polisi arayacağım!
I'm going to call the police station.
Polis merkezine telefon edeceğim.
I'm going to call the police and report you.
Polisi çağırıp senden şikayetçi olacağım.
Now I'm going to call the police.
Şimdi polis çağıracağım.
- I'm going to have to call the police
- Polisi çağırmak zorunda kalacağım.
I'm going to have to call the police again.
Ama polis'i aramak zorundayım.
- I'm going to call the police.
Açıklayım. - Polis çağıracağım.
YOU DO-YOU DO, AND I'M GOING TO CALL THE POLICE,
Hele bir yap, polisi ararım.
I am going to call an ambulance and the police.
Ambulans çağırıp, polisi arayacağım.
Get out of here or I'm going to call the police.
Git yoksa polis çağıracağım.
Sir, if you don't put that out, I'm going to call the police.
Efendim, eğer onu söndürmezseniz, Polisi çağıracağım.
Now, if you don't let me in I'm going to call the police and have you arrested.
Beni içeri almazsan polis çağırır, seni tutuklatırım.
Okay, I'm going to call the police.
Tamam, polis çağıracağım.
I am going to count to 5, and I will call the police, and then we'll find out what happened.
Beşe kadar sayıp polisi arayacağım ve neler olduğunu öğreneceğiz. - Bir...
I'm going to call the police.
Ben polis çağıracağım.
What are you going to do? - I'm gonna call the police!
Cora bekle, ne yapıyorsun?
If you take the money and not call the police... where I'm going to say and you can save me.
Eğer parayı getirirsen ve polisleri karıştırmazsan nerede olduğumu söyleyecekler ve sen de gelip beni kurtarabileceksin.
I'm going to call the police, because y'all is lying.
Polis çağıracağım, çünkü ikiniz de yalan söylüyorsunuz.
I'm going to call the police!
PoIisi arayacağım!
I'm going to call the police again.
Polisi arayacağım.
I'm going to call the police if you come back.
Geri gelirseniz polis çağıracağım.
I'm going to call the police to watch for these kids coming back over here.
Polisi arayıp çocukların buraya dönmelerini engelleyeceğim.
You come back in here. I'm going to call the police.
Buraya bir daha gelirsen polisi çağıracağım.
I am going to call the police.
Ben polisi arayacağım.
- I'm going to call the police.
- Polisi arayacağım.
I'm going to call the police department and let them know what brave little detectives you are!
Polisi arayıp ne kadar cesur dedektifler olduğunuzu anlatacağım!
- I'm going inside to call the police.
- İçeri girip polisi arayacağım.
You're going to have to leave, or I'll have to call the police.
Gitmelisiniz, yoksa polisi aramak zorunda kalacağım.
If it is, I'm going to have to call the police.
Çünkü eğer öyleyse, polisi aramak zorunda kalacağım.
I'm going to call the police!
Polisi arayacağım.
I'm going to call the police and confess.
Polisi arayıp itiraf edeceğim.
I'm actually going to go home, and then I'm going to call the police.
Aslında eve gideceğim ve sonra da polisi arayacağım.
At least, can I just... I'm going to call the police and make a police report.
En azından polisi arayıp zabıt tutturacağım.
I cleaned him up, wrapped him in a blanket, and I was going to call the police, but he was shaking so hard.
Onu temizleyip bir battaniyeye sardım. Polisi arayacaktım, öyle çok titriyordu ki- -