I'm going to die translate Turkish
1,248 parallel translation
If you die, I'm going to eat you.
Eğer ölürsen, seni yiyeceğim!
I'm just going to lie here and die!
Burada yatıp ölmeyi bekleyeceğim.
I'm going to die.
Öleceğim.
Looks like someone's going to die... And either way, I win.
Öyle görünüyor ki bugün birisi ölecek... ve her iki yolla da... ben kazanacağım.
- No, I'm going to die!
- Hayır, ölürüm!
I thought that guy was going to die gave him a mouth to mouth.
O herifin öleceğini sanıp sunî teneffüs yapmıştım ağzımla.
I'm as scared as fuck that she's going to die.
Ölmesinden korkuyorum.
I'm going to fucking die here.
Burada ölüp gideceğim.
I'm going to die before I'm last in line again!
Ölürüm de tekrar sona kalmam!
I'm going to die anyway.
Nasıl olsa öleceğim.
Because I thought like I was going to die, because it makes me feel invincible, because it makes me feel triumphant, because I'm a Catholic, because I still love Lent and still love my penis and in spite of it all, I have no guilt.
çünkü öleceğim gibi hissettim ; çünkü bu bana yenilmeyecek kadar güçlü hissettirdi ; çünkü bu beni başarılı hissettirdi ;
When I was back in that room, I thought I was going to die.
O odadayken, öleceğimi sandım.
I'm going to die soon, alone in my tent...
Yakında öleceğim, çadırımda yapayalnız...
You ´ re sad because I ´ m going to die soon.
Çünkü yakında öleceğim.
I'm going to die, I'm going to die.
Öleceğim. Öleceğim.
And I remember the last thing that I thought was... I'm going to die now.
Aklıma gelen son düşünce ölmekte olduğumdu.
I'm not going to send you out there to die.
Buffy, seni ölüme gönderemem.
Today... the Day of Honor... is the day that I'm going to die.
Bugün... benim Onur Günüm... ve ben bu günde, ölüyorum.
I'm going to die... without a shred of honor, and for the first time in my life, that really bothers me.
Onurumu kazanamadan... burada ölüp gideceğim, ve hayatımda ilk kez, bu konu benim canımı fena sıkıyor.
And the safety protocols are off, which means, if I shoot you- - and I am going to shoot you- - you'II die.
Ve güvenlik protokolleri devre dışı, yani sizi vuracak olursam... ki sizi vuracağım... işte o zaman öleceksiniz.
So I'm going to die.
Yani, ben öleceğim.
I'm not going to let her die like this.
Onun bu şekilde ölmesine izin veremem.
You're not going to die down here. I'm not going to let you die.
Seni ölüme terkedecek değilim.
I'm not going to die.
Ölmeyeceğim.
I'm not going to die.
Ölmeyeceğim ben.
"In this business it is all about who you know. And since," "I'm going to get a movie or die trying,"
Bu işlerde ne önemli detay doğru kişilerle tanışmaktır ve ve adam gibi bir filmde oynamak istiyorsam, en doğru adres 54'tür.
I'm going to help her die, yes.
Onun ölmesine yardım edeceğim, evet..
I'm not going to let you die easily.
Seni hemen öldürmeyeceğim.
And I'm going home and I'm going to leave these kids to die for our country? ' The shame kept me there. "
Utancım ben, orada tuttu. "
I'm going to die soon.
Ben yakında öleceğim.
Understand, that while I'm not a prophet, I can tell you that if I were going to be sent away in a life pod and forced to watch everything I love and have fought for die before my eyes without even a chance to keep it together the life pod would suffer just such a terrible accident.
Ben kahin sayılmam ama size bir filikaya bindirilip gönderilirsem sevdiğim, uğruna savaştığım şeylerin gözlerimin önünde yaşama şansı tanınmadan yok olduğunu izlersem filikanın başına böyle bir kaza geleceğini söyleyebilirim.
You should be grateful I'm going to kill you and save you the pain of never aging... of watching your friends die away one by one.
Bana müteşekkür olmalısın seni öldürerek arkadaşların ölümünü görmemeni sağlayacağım
Tell me I'm not going to die alone.
Bana burada yalnız ölmeyeceğimi söyle.
There's not a day goes by when I don't think to myself, "I'm going to get'em back safely even if I die trying."
Ölmeye çalışsam bile, onları güvenli bir şekilde geriye götüreceğimi düşünmediğim bir gün bile geçmiyor.
Because... I'll be damned if I'm going to die on somegod - forsaken block of ice... a million light years from home.
Çünkü... eğer evden bir milyon ışık yılı uzakta, Tanrı'nın terkettiği bir buzun içinde ölürsem... kahrolurum.
I know that I'm going to die.
Ben öleceğimi biliyorum. Bunu kabul ediyorum.
I'm going to let you die quicker but with much more pain.
Daha çabuk ölmene izin vereceğim... ama çok daha fazla acıyla.
Your queen is lost, your people are starving... and you, Governor, are going to die... much sooner than your people, I'm afraid.
Kraliçen kayıp, halkın sefalet içinde ve sen, Vali, korkarım halkından çok daha önce öleceksin.
I'm going to enjoy watching you die Mr. Anderson.
Ölmenizi zevkle izleyeceğim Bay Anderson.
I'm wondering, are you ever going to tell anybody who Deep Throat is before you die?
Merak ediyorum, ölmeden önce Derin Gırtlak'ın kim olduğunu söyleyecek misiniz?
I'm going to say in my report that you left her out there to die.
Onu ölüme terk ettiğinizi raporumda belirteceğim.
Father Gorey is touching me with oil and praying, and that means I'm going to die.
Rahip Gorey bana kutsal suyla dokunup dua ediyor. Bu, öleceğim anlamına geliyor.
I'm going to die.
Bak, yakında öleceğim.
I'm going to die anyway
Nasıl olsa öleceğim.
I'm going to die out here.
Burada öleceğim.
I've stayed hungry all day long lf l remain hungry for a few hours more, I'm not going to die, am I?
Tüm gün aç bekledim Birkaç saat daha aç kalırsam, ölmem, değil mi?
I'm not going to die!
Ben ölmeyeceğim.
I'll tell you what you're going to do, you're going to sick, you're going to die and you're going to deserve it cause you're fucking weak and you got a fucking weak immune system.
Ben ne yapacağınızı söyleyeyim hasta olacaksınız öleceksiniz ve bunu hak edeceksiniz amına koyayım, çünkü zayıfsınız ve çok narin bir bağışıklık sisteminiz var.
I think you might be out of luck, these flares are going to die down before the day's out.
Sanırım şansın yok. Bu patlamalar gün bitiminde tamamen kaybolacak.
If I have to listen to him quote Neil Diamond one more time... I'm going to die.
Eğer Neil Diamond'dan bir alıntı daha yaparsa öleceğim.
- I'm not going to die!
- Ben ölmeyeceğim.
i'm going home 825
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm going to work 99
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to school 41
i'm going home now 31
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm going to work 99
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to school 41
i'm going home now 31
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414