I'm going to get you out of here translate Turkish
153 parallel translation
Right, left. If you don't get out of here, I'm going to lose my temper.
Buradan gitmezsen sükûtumu kaybedeceğim.
I'm going to get you out of here.
Seni buradan çıkaracağım, duydun mu?
I want you to know that, Ellen, because we're not going to get out of here.
Buradan kurtulamayacağımız için şunu bilmeni istiyorum Ellen.
Once I leave here, none of you are going to get out alive.
Buradan bir kez ayrıldım mı, hiç biriniz hayatta kalamazsınız.
Wait till I get out of here, I'm going to murder you.
Oraya gelene dek bekle, öldüreceğim seni.
If you two freaks don't get out of here... I am going to scream my head off.
Siz iki kaçık buradan çıkmazsanız.... avazım çıktığı kadar bağıracağım.
I'm going to get you out of here.
Seni buradan çıkaracağım.
I'm the guy who's going to try and get you out of here alive. Maybe.
Seni buradan sağ çıkarmaya çalışacak olan adamım.
Brian, I'm going to have to count on you to get you and your mom out of here.
- Brian anneni de alıp buradan çıkmanız konusunda size güvenmek zorunda kalacağım.
Wake up! I'm going to get you out of here.
Seni buradan çıkaracağım.
I'm going to shoot this again and you're going to get this kid out of here.
Zarları tekrar atacağım ve sen de bu çocuğu buradan çıkaracaksın.
I'm going to give you till the end of this month... to take your practice, such as it is, and get out of here.
Sana bu ayın sonuna değin, her neyse, dersini alman ve buradan çekip gitmen için süre tanıyorum.
- I said if you don't get out of here you're going to be hurting like you never dreamed.
- Dedim ki... buradan defolup gitmezsen... canını hayal bile edemeyeceğin kadar yakacağım.
Come on, I'm going to get you out of here.
Hadi ama, dışarı çıkaracağım seni.
Now, Parnell, I'm gonna ride out of here... and you boys are going to get up and leave the country.
Parnell, seni buradan götüreceğim... siz de atlarınıza atlayıp buraları terk edeceksiniz.
I'm going to get you out of here but first, I'm gonna make sure it's clear.
Seni buradan çıkaracağım. Koridorun boş olduğundan emin olmam lazım.
Yeah, I'm going to get you out of here, but that's going to take some time.
- Evet, çıkaracağım. - Ama biraz zaman alacak.
But I am going to get you out of here. You have to believe me.
Ama seni buradan çıkaracağım.
My name is Dr. Wrenn... and I am going to try and get you out of here.
Adım, Doktor Wrenn ve seni buradan çıkarmaya çalışacağım.
Simone, I work for the Section and I'm going to get you out of here but I have to get some help.
Simone, bölüm için çalışıyorum ve seni buradan çıkartacağım. Ama yardıma ihtiyacım var.
Get some rest, Mulder,'cause when you get out of here I'm going to kick your butt but good.
Biraz dinlen, Mulder, Çünkü buradan çıktığın zaman kıçını bir güzel tekmeleyeceğim.
- I'm going to get you out of here.
- Seni buradan çıkaracağım.
I can set your leg, but, uh... I'm going to need a car to get you out of here.
Bacağını sabitleyebilirim ama seni buradan çıkarmak için arabaya ihtiyacım olacak.
You have got to get out of here because I am closing... and you are not going to schmooze me into forgetting that I'm closing.
Şimdi çıkman gerek, çünkü kapatıyorum. Beni konuşturarak dükkânı kapatacağımı unutturamazsın.
OK, newbie, I'm now going to give you an opportunity to get out of here before I grab you by your ankles and redecorate Franklyn's lab.
Peki, Çaylak. Seni ayak bileklerinden yakalayıp, Franklin'in laboratuvarının dekorasyonunu değiştirmeden önce defolup gitmen için bir şans vereceğim!
No, I'm just going to get out of here until you calm the hell down, okay?
Hayır, sen sakinleşene kadar buradan gideceğim, tamam mı?
I'm going to get you out of here. We're going to get out of here right now.
Seni buradan çıkaracağım.
I'm going to get you out of here.
Bunun için çalışıyoruz.
I'm going to get you out of here.
Seni buradan çıkartacağım.
I'm going to get you out of here.
Seni buradan götürüyorum.
I'm sorry it took me so long to find you, but I'm here now, and I am going to get you out of here.
Seni bulmam bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim ama geldim işte.
I'm sure that the doctors are going to get you out of here as soon as they can.
Eminim doktorlar mümkün olduğu anda seni buradan çıkartacaklardır.
I got you a triple espresso that I'm going to put here... right out of reach, so sleepyhead has to get up to get it.
Sana üç ölçü espresso aldım ve almak için kalkması gerekecek olan uykucunun uzanamayacağı yere koyuyorum.
I'm going to get you out of here.
Seni buradan çıkarıyorum.
I'm going to get you out of here, OK?
Seni buradan çıkaracağım, tamam mı?
Oliver, I understand you're here out of a misguided concern for my safety, but I apparently don't read people very well, and you could be in some kind of psychotic collusion with Ken, so I'm going to ask you to go over there and apply pressure to his wound until the police get here, you understand?
Oliver, benim tehlikede olabileceğim gibi yanlış bir kanıdan dolayı burda olduğunu biliyorum, ama belli ki insanları pek anlayamıyorum, ve Ken'e karşı deli gibi bir nefret besliyor olabilirsin, bu yüzden senin oraya gidip polis gelene kadar yarasına basınç uygulamanı isteyeceğim anlıyor musun?
I am listening to you and everybody else, but what I'm really worried about is we're not going to get out of here on time, and if we don't get out of here on time, you're going to miss your field trip
Seni ve buradaki diğer herkesi dinliyorum. Ama aynı zamanda buradan zamanında çıkabilecek miyiz, diye de endişeleniyorum. Eğer zamanında çıkamazsak da sen Amerikan Yerlileri Müzesi'ne yapılan okul gezini kaçıracaksın.
When I get out of here, I'm going to kill you myself.
Buradan çıkınca, seni bizzat öldüreceğim.
I'm going to get you out of here.
Buradan çıkaracağım seni.
Deep, I know what I'm seeing right now, I don't care if I walk out of here bare-ass, you're going to get me the hell out of here.
O gördüğüm şeylerden sonra, buradan çıplak çıkmam bile umurumda değil. Beni hemen buradan çıkarmak zorundasın.
I've got a little plan going, to get the treasure out of here without you ever knowing.
Haberin bile olmadan o hazineyi buradan çıkaracak bir planım var.
I'm not going to let you sign that. Go on, get out of here.
Hadi, çık burdan.
But I'm going to do everything I can to get you out of here.
Ama seni buradan kurtarmak için elimden geleni yapacağım.
That's right, but I'm going to get you out of here.
Evet ama sizi buradan çıkaracağım.
I am not going to fight with you. I really have to get out of here.
Seninle tartışmayacağım.
You're gonna get us out of here because I like Miami, and I'm not going back to jail.
bizi buradan sen çıkaracaksın. Çünkü ben Miami'yi sevdim, ve hapishaneye geri dönmüyorum.
I'm going to get you out of here.
Seni burdan götüreceğim.
So you're going to give me the keys to your SUV so that I can get them out of here.
Şimdi bana kamyonetinin anahtarını ver ki bu insanları buradan uzaklaştıracağım.
When you get out of here, I'm going to take you out and show you the time of your life.
Buradan çıktığında sana yaşamayı öğreteceğim.
When i'm finished with my shake, you'll get what you're here for, but then... i'm going to get up... and i'm going to walk out of here... and you... and your lapdog... are going to let me.
Sütümü bitirince,.. ... buraya almaya geldiğiniz şeyi alacaksınız,.. ... ama sonra ayağa kalkacağım ve buradan yürüyüp gideceğim.
Caryn, I'm going to get you out of here.
Caryn, seni buradan çıkaracağım.