I'm going to help you translate Turkish
893 parallel translation
I'm going to help you stop him as part of your pack.
Süründen biri olarak onu durdurmana yardım edeceğim.
You told me that you weren't going to believe anything and just going to ignore me. But I'm really grateful for the help you gave me.
Bana inanmayıp önemsemediğini söylesen de yardım ettiğin için teşekkürler.
I know that you're going to go through a lot. But, I'm not quite sure what it is that I can do to help.
Bundan sonra her şey daha zorlaşacak ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
And I'm going to help her, and you're going to help me.
Uyuması için yardıma gideceğim, sen de bana yardım edeceksin.
We ain't cutting loose unless it's going to help you free Manuel.
Manuel'i çıkarmana yardımı olmayacaksa kesmeyeceğiz.
You're going to help run those cattle out, and I'm going along with you to see that it's done.
Sen de sığırları çıkarmak için yardıma gideceksin, ve ben de bunu görmeye seninle geleceğim.
I'm going to let you help me.
Bana yardım etmene müsaade edeceğim.
I'm going to help you, if I can.
Bana karşı koyma, sana elimden geldiğince yardım edeceğim.
I'd like to be able to tell you that we were going out to bring back help.
Size yardım getirmek için yola çıktığımızı söylemek isterdim.
I feel much better already knowing that you're going to help me.
Bana yardım edeceğinizi öğrenmek beni şimdiden rahatlattı.
It's going to be difficult to help you... until I'm sure what it is you really want.
Gerçekten ne istediğinden emin olana kadar... sana yardım etmek zor olacak.
But I am going to ask you to help.
Ama ben yardım etmek istiyorum.
- No, I'm not going to help you.
- Hayır, sana yardım etmeyeceğim.
I'm going to help you.
Ben size yardım edeceğim.
I only know that I'm not going to help you.
Sadece sana yardım etmeyeceğimi biliyorum.
I want Mendoza more than I want you, and you're going to help me get him.
Mendoza'yı senden daha çok istiyorum. Ve sen de onu yakalamama yardım edeceksin.
I think you're in trouble and I'm going to help you.
Başının belada olduğunu düşünüyorum ve sana yardım edeceğim.
I'm going to help you get your girl... and you're going to help me get Slayton.
Ben sana sevgilini bulmak için yardım edeceğim. Sen de bana Slayton'ı bulmak için.
Oh, yes, I'm going to help you, aren't I...?
Evet, tabii, yardım edecektim, değil mi...?
You see, I'm counting on all of you to help me because I'm going to have a baby.
Yani, hepinizin bana yardımına güveniyorum çünkü bebeğim olacak.
I've going to help you.
Sana yardım edeceğim.
I'm going to wear that cap some day, and you're going to help me.
Bir gün bunu giyeceğim. Sende bana yardım edeceksin.
You're not going to steal this if I can help it.
Çalmanıza engel olacağım.
My business is people in trouble... and I'm going to find a way to help you.
Benim işim, başı sıkışık olan insanlardır ve sana yardım etmenin bir yolunu bulacağım.
Now I'm sure you're going to be sensible and help me out of here.
Eminim buradan çıkmama yardım edecek kadar akıllı davranacaksındır.
If you're really not going to help me, I'd be glad if you'd leave me alone.
Madem bana yardım etmeyeceksin, lütfen beni yalnız bırak.
Yeah, I guess so, if you're really sure it's going to help.
Evet, sanırım yaparım, yardımcı olacağına gerçekten eminsen.
I was just going to ask if you could help me out.
Şimdi, senden bana yardım etmeni rica edeceğim, eğer sana fazla bir sıkıntı vermeyecekse.
I'm going to come up there and help you.
Oraya gelip sana yardım edeceğim. - Aptal olma.
Still I try to convince myself that the little things I do help keep you going.
Yaptıklarım küçük şeyler olsa da sana yardımı dokunuyor diye kendimi kandırmaya çalışıyorum.
But I'm going to help you.
Neyse ki, sizi seviyorum.
Well, I'm going to find out, and you're going to help me.
Öğreneceğim ve sen de bana yardım edeceksin.
If you don't help us find Red Lynch, somewhere, sometime, a woman is going to die because of you.
Red Lynch'i bulmada bize yardım etmezseniz sizin yüzünüzden bir yerlerde, bir gün, bir kadın ölecek.
If we're unable to recall them I'd say we're going to have to help you destroy them.
Eğer onları geri çağıramıyor olmasaydım o zaman size onları imha etmenizde yardımcı olacağız.
Those of you who are old enough to understand what I'm going to say will be able to help the ones who... Well...
Söyleyeceğimi anlayacak yaşta olanlarınız diğerlerine yardım edebilirler.
Well, I'm not going to help you trick the police or anyone else!
Polisi veya başkasını kandırmanıza yardımcı olmayacağım.
I couldn't help hearing you're going to Tucumcari.
Tam duyamadım ama Tucumcari'ye mi gidiyordunuz?
I can see I'm going to have to help you.
Görüyorum ki sana yardım etmek zorundayım.
I think your friends are going to have to help you.
Bence arkadaşların sana yardım etmeli.
If I'm going to help you.
Tabii size yardım edeceksem.
No, Your Grace, I'm not going to help you.
Hayır hazretleri, size yardim edemem.
... to afford protection to ships and small vessels... I'm going to help you.
Sana yardım edeceğim.
"We are going to help you." May I ask just why I need this help that you are literally forcing on me?
"Sana yardım edeceğiz." Bana zorla dayatmaya çalıştığınız bu yardıma neden ihtiyacım olduğunu sorabilir miyim?
But how these special powers are going to help you get your hands on Diabolik, I just don't know.
Ama bu özel yetkilerin, Diabolik'e ulaşmanda sana ne yardımı olacak, orasını bilmiyorum.
I was going to say that perhaps it... It was something I couldn't help you with.
Ben diyecektim ki... belki de bütün bunlar... sana yardım edemediğim bir şey nedeniyle idi...
I'm going to help you out with early customers.
Erken gelen hastalar için size ben yardım edeceğim.
Honey, I thought we were going upstairs to have a little chat, and if you were embarrassed about the mess, you know I'm always glad to help you tidy up.
Tatlım, yukarı çıkıp bir iki çift laf ederiz diye düşünmüştüm eğer ortalığın dağınıklığından çekindiysen biliyorsun ben her zaman ortalığı toplamana yardım etmekten mutluluk duyarım.
Wait, Juan! I'm going to help you!
Juan, dur sana yardım edeyim.
Darling, I'm going to see if I can help, but I want you to stay in your seat.
Tatlım, gidip yardım edebilirmiyim diye bakacağım, ama senin burda oturmanı istiyorum.
But, Peter, this is the last time I am going to help you.
Ama Peter, bu sana son yardımım olsun.
But I'm going to help you.
Ama ben sana yardım edeceğim.