English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm gonna go

I'm gonna go translate Turkish

19,416 parallel translation
I'm gonna go see if I can take care of this shit.
Gidip bakayım bu işin çaresini bulabilecek miyim.
I'm gonna go. It's fine.
- Gitmem gerek.
I just needed a place to stay for a minute, but I'm gonna grab my stuff and I'm gonna go now.
Bir süreliğine kalacak bir yer gerekiyordu. Eşyalarımı alıp hemen gideceğim.
I'm gonna show up again and we'll go back to sitting in that car, talking... and laughing.
Böylece yine arabada oturup konuşabiliriz. Gülebiliriz.
I'm gonna go check on the pizzas.
Pizzaların nerede kaldığını soracağım.
And I'm gonna go.
Artık gidebilirim.
In fact, I'm gonna go on record right now and say that we're not doing anything for my birthday, so you guys make other plans.
Hayır, şimdi kamerayı açacağım, doğum günümü kutlamadığımızı, sizlerin başka planları olduğunu kaydedeceğim.
- Okay, I'm gonna go clean up the funnel cake mess, so...
Ben şu huni rezaletini temizleyeceğim.
- Okay. I'm gonna go get Kate some new panties.
Kate'e yeni külotlar aldırmaya gidiyorum.
Well, I'm gonna go get myself and you a drink.
Ben kendime içki almaya gidiyorum.
- You know, I'm gonna go take that body shot.
Şu vücut içkisinden ben de yapacağım.
- And now I'm gonna go brush my teeth. - Yeah!
Dişlerimi fırçalayacağım.
Um, Ben, I'm actually gonna go check on the party, which is just about over, so you should probably go. - Evie, we're meant to be. Or...
Birbirimiz için olmak ya da olmamak.
- Okay, I'm gonna go, Ben.
Onlara karşı çıkmak mı?
- you know, for a minute there, I really thought you were gonna go in and get a second one.
Bir an için ağzına girip, ikinci bir diş çekeceksin sandım.
I'm just gonna be like Cher and go by Fiona.
Tıpkı Cher gibi, sadece Fiona olarak bilineceğim.
And while I'm at it, Franny's gonna go by her middle name from now on... Harriet.
Lafı geçmişken Franny'ye artık göbek adı Harriet ile sesleneceğiz.
Each and every one of you is gonna be audited by the IRS. All right, I'm gonna go take a shower.
Pekâlâ, ben bir duş alacağım.
Dr. Murphy, I think I'm gonna need you to go.
Hemen gitmeni istiyorum Dr. Murphy.
I'm gonna go work on Karim's case.
Karim'in davasına çalışacağım.
I'm gonna go ahead and say that even a little raunchy is not okay.
Söylememde fayda var, biraz bile müstehcen olmamalı.
I'm gonna go home.
Ben eve gidiyorum.
I'm gonna go survey for alligators, and I'll be right back.
Burada bekle. Timsah var mı diye bakacağım. Hemen geliyorum.
Actually, I'm gonna go take a look around.
Aslında, Etrafa bir göz atayım diyorum.
I'm gonna go to the same places that I always go... work, home.
Her zaman gittiğim yerlere gidiyorum... iş, ev.
I'm gonna go read case files, see if I can find anything to help us.
Ben gidip dava dosyalarını okuyacağım bakalım yardımı dokunacak bir şeyler bulabilecek miyim?
I'm gonna go do some hot yoga and meditate.
Sıcak yoga veya meditasyon yapmaya gideceğim.
I'm gonna need you to go over there and bring your d-bag "A" game.
Oraya gidip en pislik performansını göstermeni istiyorum.
You know I'm gonna go through your phone when you're not looking.
Biliyor musun sen bakmazken telefonunu karıştıracağım.
I'm gonna go out there right now and tell him exactly what I think of her.
Şimdi yanına gideceğim ve kız hakkında ona gerçekten ne düşündüğümü söyleyeceğim.
But tonight, they're... they're having a special event, so I-I-I'm gonna go.
Ama bu gece özel bir organizasyonları var. Yani bu gece ona gideceğim.
If I decide to have this thing, I'm gonna go to my sister's, birth it with her.
Eğer doğurmaya karar verirsem kız kardeşimin yanına gideceğim.
Nah. I'm gonna go grill this steak and drink some beer by my lonesome.
Bu eti ızgara yapacağım ve yalnızlığımla bira içeceğim.
I'm gonna go talk to Jordan.
- Gidip Jordan ile konuşacağım.
Because I'm not gonna fill my calendar with things that I don't want to go to.
Çünkü takvimimi gitmek istemediğim şeylerle doldurmak istemiyorum.
I'm gonna go talk to Toby and maybe he find a connection between Mary and Elliott.
Ben Toby'le konuşacağım. Belki Mary ve Elliott arasında bir bağlantı bulur.
I'm gonna have to go on my sweats,'cause after this jog I'm not gonna be able to move.
Çünkü bu koşudan sonra, hareket edecek halim kalmayacak.
You know what, I'm, I'm gonna go thank them.
Biliyor musun? Gidip onlara teşekkür edeceğim.
I'm gonna go meet up with Mona.
Ben Mona'yla buluşmaya gidiyorum.
I'm gonna go call Hanna's mom.
Hanna'nın annesini arayayım.
All right, I am gonna go work on my speech.
Ben de gidip konuşmama hazırlanayım.
So... All right, you know, I'm gonna go get us some more drinks, okay?
Bize biraz daha içki getireceğim.
I'm gonna go grab a quick shower before I take off.
- Gitmeden duşa gireceğim. - Tamam.
Um, you just stay here and I'm gonna go get some help.
Sen burada bekle ben de gidip yardım çağırayım.
I'm gonna go over there. I'm just gonna give her...
- Oraya gidip onu doğduğu güne...
Yeah, for a second there, I thought the whole mine was gonna go up in flames.
- Evet bir an için ben de tüm madeni yakacağız sandım.
Carol, I'm not gonna go into this situation unarmed.
Carol, bu olaya hazırlıksız giremem.
Which means I'm gonna go in big on videotex.
Demek oluyor ki videoteks'e yatırım yapacağım.
I'm gonna go at him head on.
Ben doğrudan üzerine koşacağım.
No, I'm-I'm gonna go on the date.
Yok, ben randevuya gideyim. Evet, sanırım gideceğim.
Okay, regardless, I need proof of life if this negotiation's gonna go forward.
Yine de, bu müzakere ilerleyecekse yaşam kanıtına ihtiyacım var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]