I'm gonna go over there translate Turkish
165 parallel translation
I'm gonna go over there.
Ben oraya gidiyorum.
I'm gonna go over there, and I'm gonna get one of them mats.
Şuradaki döşeklerden birini buraya getireceğim.
I'm gonna go over there.
Şuraya gideceğim.
I'm gonna go over there and change the shakers.
Oraya gidip karıştırıcıları değiştireceğim.
I'm gonna go over there on the bike.
Motorla oraya gideceğim. Olamaz!
I'm just gonna go over there and cool off.
Şuraya gidip serinleyeceğım.
I'm not gonna go all the way over there.
Oraya kadar gelemeyeceğim.
But I'll tell you what I'm going to do, hear me, I'm gonna go over there and give them Koreans more of my money.
Bakın, ben gidip o Korelilere biraz daha para kazandıracağım.
Now, I'm gonna go over there.
Şimdi oraya gideceğim.
She feels bad, so I'm just gonna go over there.
Kendini kötü hissediyor. Oraya gideceğim.
I'm gonna go over there and find out what was said.
Oraya gidip, ne söylendiğini öğreneceğim.
- Listen. I'm gonna have to go over there with those tapes - -
Evine gidip şu bantları göstereceğim.
- Look, man, I'm gonna go over there and talk to him.
- Bak dostum, oraya gidip onunla konuşacağım. - Hayır, hayır.
Hey, you know, I'm gonna go say hello to Amy over there.
Ben Amy'ye merhaba diyeceğim.
I'm gonna depose him- - Mr. Lufkin over there- - then I'm gonna pack up, I'm gonna go back to Memphis.
Bay Lufkin'in ifadesini dinleyeceğim sonra eşyalarımı toplayacağım, ve Memphis'e döneceğim.
I'm gonna go over there.
Oraya gidiyorum.
I think I'm gonna go over there tomorrow... and just clean out my locker and get on with my life.
Sanırım yarın oraya gidip... dolabımı temizleyip hayatıma devam edeceğim.
I'm gonna go over there right now.
Hemen oraya gidiyorum.
I'm gonna go back over there now.
Şimdi oraya gidiyorum.
I'm just gonna go over there.
- Oraya gidiyorum. - Ne?
I guess you guys are just not gonna let me relax until I go over there and say hello.
Sanırım oraya gidip, selam verene kadar beni rahat bırakmayacaksınız.
- I'm gonna go over there and punch her.
- Oraya gidip, suratını patlatacağım.
And I'm gonna go over there and see if they can squeeze me in for a perm.
Oraya gideceğim ve bana zorla perma yapacaklar mı göreceğiz.
So, I'm gonna go in over there. I'm not here.
O yüzden ben oraya gideceğim. Ben burada değilim.
You work on your little problem over there, and I'm gonna go ask the doctor a few more questions
Ben de doktora cevaplarını anlayamayacağım birkaç soru daha soracağım.
ALL RIGHT, I'M GONNA GO TO THAT LITTLE DARK ROOM OVER THERE AND WATCH SOME TV WITH SOME VERY SAD IRISH GUYS.
Tamam, ben şimdi, şuradaki karanlık odaya gidip şu üzgün İrlandalı adamlarla biraz tv izleyeceğim.
I'm gonna go over there tonight and settle this whole shit.
Bu gece oraya gidip bu işi çözeceğim.
Because if I go over there, I'm gonna leave with that broad.
Çünkü ben gidersem, burdan o hatunla çıkar giderim.
And I'll tell you what, there's a piece of life over there that I think I'm gonna go talk to.
Ve ne diyeceğim, eğer şurada bir parça hayat varsa sanırım gidip konuşacağım.
- So, I'm gonna go over there.
- Oraya gidip bir bakacağım.
I'm just gonna go sit over there and watch for awhile.
Şuraya oturup biraz izleyeceğim.
He probably just had the wrong address, I mean, there's gotta be over a dozen Jack Taylor's in Chicago alone, I'm gonna go to my dad's bedroom, You tell me if the guy shows up again,
Büyük ihtimalle yanlış adres almış. Yani, sadece Chicago'da bir düzineden fazla Jack Taylor vardır. Babamın odasına gidiyorum ben, adam tekrar görünürse haber ver.
- There's guards there. I'm gonna go up and over.
Yukarı çıkıp öbür tarafa geçeceğim.
- I'm gonna go over there now.
- Beni yalnız mı bırakacaksın?
I'm just gonna go over there and "be..."
Oraya geçip iyileşeceğim.
Actually, I was gonna go over there.
Aslında, Ben onlara gidecektim. Bakıcılığa yardım etmek için...
Okay, I'm gonna go over there and see if they're cool.
Tamam, şimdi oraya gidip hasara bakacağım.
Okay. Fellas, I'm gonna go ahead over there.
Arkadaşlar, gitmem gerekiyor, ama...
I'm just gonna go on a couple errands with my wife over there...
Oradaki karımla birkaç işe gideceğiz...
I'm gonna go over there on a slam tour. Check it out.
Oraya gezmeye gideceğim.
I'm gonna go out there and get this over with.
Tamam yine de dışarı çıkacağım... Ve bunu unutacağım.
Oh you know what, I need better reception. I'm gonna go right over there.
Daha iyi sinyal lazım.
I wanna go over there and hug her, but I can't...'cause if I do, I'm gonna lose it.
Oraya gidip ona sarılmak istiyorum ama yapamam çünkü yaparsam, kaybedeceğim.
All right. I'm gonna come over there and get you and we're gonna go to the doctor.
Oraya gelip seni doktora götürüyorum.
I'm gonna go sit over there.
Ben şu tarafa oturacağım.
I'm gonna go to the ladies'room, and you wrap up with'Nsync over there, okay? And then we're gonna get outta here.
Sen NSYNC ile vedalaşacaksın ve buradan gideceğiz.
I'm gonna go over there.
Ben öbür tarafa geçiyorum.
Cops don't got the gun yet but I may have a line on it so I'm gonna go over there.
Polis silahı bulamadı ama bir mesele daha var, oraya gidiyorum.
Barbi, go in there and tell him this is over,'cause the cops are about to get here, and when they do, I'm gonna tell them everything... burglary, assault, extortion.
Barbi! Yanına git ve artık bittiğini söyle! Çünkü polisler gelmek üzere, ve geldiklerinde onlara her şeyi anlatacağım, hırsızlık, suikast, şantaj!
I'm gonna go over there and tell him if he doesn't back off he's gonna get hurt.
Oraya gidip geri çekilmezse canının yanacağını söyleyeceğim.
No, you know, Max thought it was gonna be busy at his place tonight, too, so I'm gonna go over there and see if I can help him out.
Hayır, biliyor musun, Max bu gece... barın kalabalık olacağını düşünüyordu. Bu yüzden gidip yardım etsem iyi olacak.