English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm gonna kill you

I'm gonna kill you translate Turkish

2,234 parallel translation
Don't move or I'm gonna kill you.
Sakın kıpırdama yoksa seni gebertirim.
I'm gonna kill you, fool!
Sana gününü göstereceğim salak!
I'm gonna kill you, fool!
Öldüreceğim seni salak herif!
I'm gonna kill you, Baracus.
Ben seni öldüreceğim Baracus.
But if anything happens to her if I think anything might happen to her I'm coming back here. And I'm gonna kill both of you in your own shop.
Ama ona bir şey olursa ona bir şey olacağını düşünürsem buraya döner ikinizi de kendi dükkânınızda gebertirim.
And, you know, if I hear one more person say that they love heirloom tomatoes, I'm gonna fucking kill myself.
Eğer bir daha tereke domateslerine bayıldığını söyleyen birini duyarsam kendimi öldüreceğim.
I'm gonna fucking kill you, sister fucker.
ÖIdürücem seni pislik.
Don't worry, I'm not gonna kill you.
Endişelenme, seni öldürmeyeceğim.
I'm gonna leave you alone for your discussions, but I'll return every ten minutes and kill one of you until you either figure it out or until you're all dead.
Tartismaniz için sizi yalniz birakacagim ama cevabi bulana kadar veya hepiniz ölene kadar her on dakikada bir gelip, birinizi öldürecegim.
- I'm telling you, he's gonna kill us all.
Size diyorum, hepimizi öldürecek.
And just so you know when I kill him I'm gonna put him right there.
Ve bildiğin gibi onu öldürdüğüm de Onun yeri tam da burası olacak.
I'm gonna kill you. You know that?
Seni öldüreceğim.
And in one more fight, I'm gonna kill you.
Bir dövüş daha, sonra seni öldüreceğim.
If we die for them, Harry, I'm gonna kill you.
Onlar için ölürsek, seni öldürürüm, Harry.
I'm gonna fucking kill you!
Geberteceğim seni!
I'm gonna fucking kill you!
Öldüreceğim seni!
- Get over here. I'm gonna fucking kill you.
- Gel buraya, seni öldüreceğim.
You know if they find out I'm talking to you, they're gonna kill me.
Seninle konuştuğumu öğrenirlerse beni öldüreceklerini biliyorsun.
I'm gonna kill you.
Sizi öldüreceğim.
I thought those hippies were gonna kill you.
Hippiler seni öldürecek sandım.
I'm not gonna press this anymore because if I press the wrong button, the bed could fall and kill you.
Buna bir daha basmayacağım çünkü yanlış tuşa basarsam yatak üstüne düşüp seni öldürebilir.
I'm not gonna kill you.
Seni öldürmeyeceğim.
I'm not gonna stand here and watch you kill her.
Burda durup, onu öldürmeni izlemeyeceğim.
I'm gonna kill you, Frisson!
Seni geberteceğim Frisson!
Well, Milton, if you try and kill me and dump me in the woods, I'm gonna cut your nuts off.
Peki Milton, beni öldürmeyi ve cesedimi ormana atmayı denersen senin taşaklarını keserim.
I'm not gonna kill you, Ramitos.
Seni öldürmeyeceğim, Ramitos.
Give that to me or I'm gonna kill you.
Ver onu bana yoksa seni öldürürüm.
- I'm gonna kill you.
- Seni öldüreceğim.
I'm gonna kill you, Jay!
Geberteceğim seni, Jay!
If you don't go back and sink that boat, I'm gonna kill your two favorite pets.
Eğer geri gidip o gemiyi batırmazsanız en sevdiğin iki hayvanını öldürürüm.
And then I'm gonna kill you.
Sonra da seni öldürürüm.
Ms. Bronson, I'm curious how you felt when you found out that Sarah was gonna kill off your character.
Bayan Bronson, Sarah'nın karakterinizi öldüreceğini öğrendiğinizde nasıl hissettiğinizi merak ediyorum.
I'm gonna kill you, boy.
Seni geberteceğim, velet.
If we make it through this, I'm gonna kill you.
Eğer bu işten sağ çıkarsak seni öldüreceğim.
If you don't make them stop, then they're gonna kill me and they're gonna kill the child that I'm carrying.
Onları durdurmazsan şayet, beni de, bebeğimi de öldürecekler.
I'm gonna kill you.
Öldüreceğim seni.
But if things don't go well... if you resist... or try to call the police... then I'm gonna be forced to use this... and kill every single one of you.
Yolunda gitmez ise işler ya da direnirseniz o da olmadı polisi aramaya kalkışırsanız bunu kullanmak mecburiyetinde kalırım. Her birinizi öldürürüm.
I'm not gonna kill you, Dion...
Seni öldürmeyeceğim, Dion.
You know, I mean, what am I gonna do - - kill you with a microscope?
Ne yapacağım ki... Sizi mikroskopla mı öldüreceğim?
If I come back in here after you drugged him and he's not cooperative, I'm gonna kill you.
Şayet bir dahaki sefere benimle işbirliği yapmazsa ölecek olan sen olursun.
Abed, I'm gonna kill you and Pierce and Britta and anyone else who thinks I care about any of this!
Abed, seni öldüreceğim, Pierce'ı, Britta'yı ve bunları umursadığımı düşünen diğerlerini de öldüreceğim!
Wilfredo, I'm gonna fucking kill you, man!
Wilfredo, seni öldüreceğim adamım!
I'm gonna kill you.
- Seni geberteceğim.
Why don't you cut the "if you touch her, I'm gonna kill you" fucking shtick, you jackass, okay?
Neden şu "Ona dokunursan, seni öldürürüm." muhabbetini kesmiyorsun lafı geveleme, tamam mı, göt herif?
I'm gonna kill you!
Seni geberteceğim!
- I'm not gonna kill you.
- Öldürmeyeceğim.
So I'm just gonna ask... what happened to you, that you could kill 23 people?
Ama soracaklarım var. Sana ne oldu da 23 kişiyi öldürdün?
You think I'm gonna kill myself and make you look bad.
Canıma kıyıp, sizi kötü göstereceğimi düşünüyorsunuz.
If you see people, if you tell them anything, I'm gonna kill your parents.
Eğer birilerini görüp onlara bir şey söylersen aileni öldürürüm.
I'm gonna fucking kill you!
Seni geberteceğim pislik!
The reason you're going to trust me is because I'm not gonna kill you, right here and right now.
Bana güveneceksin çünkü seni hemen şuracıkta gebertmeyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]