I'm happy for her translate Turkish
193 parallel translation
I'm happy for her.
Onun için mutluyum.
Uh, I want you both to know that I'm very happy to do anything that will make sure that the government of the people by the people and for the people shall not perish from this earth.
- Cesur ol. - Siz ikinizden halk ve halkın hükümetinin bu dünyadan yok olmaması için her şeyi yapmaktan mutlu olacağımı bilmenizi istiyorum.
Suzanne, happy again, made me her confidant, a role I didn't care much for.
Suzanne, gene mutlu bir şekilde pek umursamadığım bir rol olsa da beni sırdaşı yapmıştı.
I longed for my wife, longed to walk again side-by-side through the streets with her arms in mine, as so many times before when we were happy.
Nasıl da özlüyormuşum aslında eşimi onunla el ele tutuşarak sokaklarda dolaşmayı. Tıpkı geçmiş günlerdeki gibi. O çok mutlu zamanlarımızdaki gibi.
She has him to rely on, and I'm happy for her
Eğer evlenirlerse, onlar adına çok mutlu olurum
And I have to be happy for her, Matt and I am.
Ben de onun adına mutlu olmalıyım Matt ve öyleyim.
I was happy for this suicide sect, which worships her,... to use my townhouse.
Ona tapan bu intihar tarikatının, konağımı kullanmasından mutluydum.
I hated myself for doing it, but I actually acted happy to see her.
Bunu yapmaktan nefret ettiğim halde onu gördüğüme sevinmiş gibi davrandım.
I'm happy for her and I'm happy for you.
Onun ve senin için çok mutluyum.
Oh well, I'm not mad at you... if that makes her happy, I thank you anyway, for her sake...
Yok, sana kızmadım. O böyle mutlu sonuçta. Sana yine de teşekkür ederim.
Any damage that you feel I did, I'd be happy to pay for it.
Verdiğim her türlü hasarı karşılamaya hazırım.
If Diane says she's in love with Frasier and wants to marry him, I'm happy for her.
Diane Frasier'a aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini söylüyorsa onun adına sevinirim. Hayır. İstediğini elde etti.
I'm happy for her... because if she's gonna wait for me to sign this confession... she's gonna be waiting a long time.
Çünkü bu itiraf beyanını imzalamamı bekleyecekse... uzun süre bekleyecek demektir.
I'm basically happy that you've returned, not for reasons of futile professional satisfaction, but because you've obviously decided to... re-establish that rule, that pact, without which no improvement is possible.
Ben temelde senin dönüşünden mutluyum her ne kadar elde olmayan nedenlerle ancak belli bir karara vardık.. ... bu kuralın onsuz yeniden oluşturulması.. ... hiçbir şekilde mümkün değildir.
I'm so happy for her.
Bana anlattığı kadarıyla hoş birine benziyor.
I'm happy to be told so by a First Lieutenant who's noted for her intelligence.
Fırsatı kaçırmayın.
I go out of my way for you! I do everything to try and make you happy!
Seni mutlu etmek için her şeyi yaptım!
I'm happy for her, cos she's a friend, but I must admit I'm a little envious.
Onun adına çok sevindim. Çünkü o arkadaşım. Sevindim ama biraz da kıskandım.
I'm very happy for her, but it makes me feel like shit that you're finding her the love of her life and I'm here like, what?
Onun adına çok mutluyum, ama sen ortaya çıkıp Jane'e hayatının adamını buluyorsun, bir de bana bak. Kendimi bok gibi hissediyorum.
I should be happy for her.
Onun için seviniyor olmalıyım.
For what it's worth, I believed her when she told me for the first time in her life, she was happy.
Eğer bir önemi varsa, hayatında ilk defa mutlu olduğunu söylediğinde ben ona inandım.
But there are times when I would give almost anything for the days when I could make Jake happy just by lifting him over my head.
Sadece başımın üstüne kaldırarak Jake'i neşelendirdiğim günleri... yeniden yaşamak için neredeyse her şeyimi veririm.
- I'm very happy for her, Charlotte.
- Onun adına seviniyorum, Charlotte.
- I'm happy for her.
- Rebecca adına sevindim.
" I would give anything for you to be happy.
Mutlu olduğunu görmek için her şeyi yaparım.
I'm happy for her.
Onun adına mutluyum.
I'm so happy for her.
Onun için çok mutluyum.
My wife's going to have my ass when she finds out I let some dyke in a pink rubber dress blow off her chances for Happy Meals and diaper wipes.
Derim ki karım benim eve kırmızı plastikten elbise giymiş bir seviciyi aldığımı öğrenince canıma okuyacak. Üstelik bu sevici karı şu benim çocuk altı değiştirme...
I'm happy for you and for her.
Her ikiniz adına da çok sevindim.
It's not like I'm not happy for her. It's just that- - - What?
Sadece onun için...
I'm so happy for you. lt does take the edge off, doesn't it?
Senin adına sevindim. Bazen her şey herkes için geçerli olmuyor değil mi?
I'm happy for her.
Onun adına sevindim.
Yeah, well, um, I heard a rumor that A.M. Seattle isn't happy with their regular hosts, and I think she's angling for you to take over.
Evet ama... "Sabahleyin Seattle" her zamanki sunucularından memnun değilmiş. Bebe programı senin almanı istiyor bence.
Every time I smell those smells, I'm reminded of how happy we were before he dumped me for no reason. And I get very sad.
Bu kokuları her alışımda, beni sebepsiz yere bırakmadan önce ne kadar mutlu olduğumuz aklıma geliyor ve çok üzülüyorum.
And it's a great opportunity, I'm really happy for her, but....
Üstelik harika bir fırsat. Onun adına çok seviniyorum ama...
I'm happy for her.
Onun için mutluyum...
I would do anything for her to be happy, anything.
Mutlu olması için herşeyi yapacaktım, herşeyi.
And mostofall- - and I think this is what we want for all our kids- - I want her to be happy.
En çok da, ki hepimiz bunu isteriz, kızımın mutlu olmasını isterim.
I'm always happy to lend it out for deflowering and bar mitzvahs.
Mekanımı her zaman Bekâret ve Sünnet töreni için ödünç vermekten mutluluk duyarım.
I'm happy to see you. - Thanks for bringing her back in one piece.
Onu tek parça halinde getirdiğin için çok teşekkürler.
And I will prove to her that I grew up just enough to know that I want the responsibility, day in and day out, of being there for her in this relationship, which I am hoping will someday become marriage and kids and a long and unbelievably happy life together.
Sorumluluklarımı yerine getirebilecek kadar... büyüdüğümü ona ispatlayacağım, hergün... onun yanında olmak... bir gün evlenmek ve çocuk sahibi olmak... ve birlikte uzun ve inanılmaz bir hayat sürmek istiyorum.
It's, you know, I'm happy for her.
Bu, Biliyorsun, onun için mutluyum
What is this? That is a form allowing Mr. Stockton's band to come visit him... so that Dr. Miller will be happy that I did a nice thing for her.
Bu Bay Stockton'un grubunun onu hastanede ziyaret edebilmesi için izin formu, böylece Dr. Miller onun için hoş bir şey yaptığımı görüp mutlu olacak.
I'm happy for her.
- Onun adına sevindim.
I mean i'm happy that Brooke's gonna have a father for her baby and all, but I still have to look prettier than her.
Yani Brooke bebeğine bir baba bulduğu için mutluyum falan ama, yine de ondan daha güzel görünmeliyim.
I'm happy for you both.
Her ikiniz adına sevindim!
I thought you would be happy for her.
Onun için mutlu olacağını sanmıştım.
I'm so sorry, Mr. Monk. No. I'm happy for her.
Onun adına sevindim Onlar harika bir çift gibi görünüyorlar
I'm happy to pick her up for you.
Kadını size getirmekten mutluluk duyarım.
Not that I'm not happy for her. I'm really happy for her.
Onun adına gerçekten çok sevindim.
No, I'm happy for her.
Hayır, onun için seviniyorum.
i'm happy for you 362
i'm happy to hear that 34
i'm happy to help 83
i'm happy to be here 36
i'm happy 579
i'm happy to see you 81
i'm happy too 20
i'm happy now 20
i'm happy to 34
i'm happy you're here 20
i'm happy to hear that 34
i'm happy to help 83
i'm happy to be here 36
i'm happy 579
i'm happy to see you 81
i'm happy too 20
i'm happy now 20
i'm happy to 34
i'm happy you're here 20
i'm happy here 42
i'm happy to hear it 17
i'm happy for him 17
i'm happy to do it 35
for her 243
for her sake 60
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm happy to hear it 17
i'm happy for him 17
i'm happy to do it 35
for her 243
for her sake 60
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22