I'm happy to hear that translate Turkish
144 parallel translation
─ I'm happy to hear that. Truly I am.
- Duyduğuma sevindim.
I'm happy to hear that.
Buna sevindim.
- I'm happy to hear that.
- Bunu duyduğuma sevindim.
I'm so happy to hear that.
Bunu duyduğuma çok sevindim.
I don't know if I should be happy to hear that.
Bunu duyduğuma mutlu olmalı mıyım bilmiyorum.
I'm very happy to hear you say that.
Bunu duyduğuma çok sevindim.
I'm happy to hear that.
Duyduğuma sevindim.
I'm happy to hear you say that, I know you're no flatterer.
Bunu söylediğini duymaktan memnun oldum. Yağcı olmadığını biliyorum.
However, I'm happy to hear that Mom is getting well
Neyse, annemin iyileşmekte olduğunu duymak beni çok mutlu etti.
Well, I'm happy to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
I, uh, think you'll both be happy to hear that the missile has been recovered, and the three goons that took it are very busy right now pointing the finger at each other.
Bu arada füzenin bölgeden çıkarıldığını. Ve üç hırsızında şu an suçu birbirlerin üzerine atmakla meşgul olduğunu duymak sanırım çok hoşunuza gidecek.
I'm happy to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
I'm sure the children and their parents are happy to hear that.
Eminim ki, çocuklar ile anne babaları söylediklerinizi duymaktan çok mutludurlar.
And, actually, I'd be happy to hear that, except I'm playing black.
Haklısın. Bunu duymak çok hoşuma giderdi.
I'm happy to hear that at least you were thinking about him.
En azından düşünmene sevindim.
- I'm happy to hear that.
- Bunu duyduğuma sevindim, efendim.
Well, I'm very happy to hear that, because you know what would happen if that trust was ever betrayed.
Bunu duyduğuma çok sevindim. Çünkü bu güvene ihanet edilirse, neler olabileceğini bilirsin.
I'm very happy to hear that.
Bunu duyduğuma çok sevindim.
Well, I'm sure his stockholders would be happy to hear that.
Hissedarları buna eminim çok sevinecektir.
I'm sorry to hear that. When you called I was really excited and happy to hear about your new film. Anyway.
Öyle mi, çok üzüldüm aslında beni aramanızdan çok yeni bir film yapıyor olmanız beni çok heyecanlandırmıştı ve mutlu etmişti ama sağlık olsun...
I'm sure he'd really be happy to hear you say that.
Eminim bunu söylediğinizi duysaydı çok mutlu olurdu.
I'm happy to hear that. I'm glad I'm gonna have the chance to take on a guy like that.
Onun gibi birisiyle kavga etmekten mutluluk duyarım.
Well, I'm happy to hear that your ad has been working successfuly.
- İlanın başarılı olduğunu duyduğuma sevindim.
I'm happy to hear that you shower, but it might be worth checking it out.
Bunu duyduğuma sevindim ama kontrol etmeye değer.
Now, if you've uncovered some evidence that shows somehow we got it wrong, I'm happy to hear it.
Şimdi yanıldığımızı gösteren ortaya çıkmış bazı kanıtlarınız varsa bunu duymaktan mutlu olurum.
No, I'm just happy to hear your voice that's all.
Sesini duyduğuma sevindim. Hepsi bu.
I'm sure you'll be happy to hear that your mom was very popular.
Eminim, annenin çok popüler olduğunu duyduğuna sevinirsin.
That's good. I'm happy to hear it.
Güzel, buna sevindim.
I'm so happy to hear that.
Bunu öğrendiğim iyi oldu.
I'm happy to hear that.
- Bunu duyduğuma sevindim.
I'm happy to hear that. Still, I would like another host.
Buna sevindim ama hâlâ başka bir mihmandar istiyorum.
And I'm so happy to hear all that, and I am so proud of you.
- Ve seninle gurur duyuyorum.
If I had a husband, I'm sure he would be happy to hear that.
Eğer bir eşim olsaydı eminim bunu duymaktan mutlu olurdu.
Yeah, I'm sure Debra will be happy to hear that.
Eminim Debra bunu duyduğuna çok sevinecek.
Well, i'm happy to hear that.
Pekiyi, bunu duyduğuma sevindim.
I'm sure she'll be happy to hear it. Uh, I don't know about that.
Eminim bunu duyduğuna çok sevinecek.
I'm sure Billy and Vince will be happy to hear that.
Eminim Billy ve Vince bunu duyduklarına mutlu olacaklar.
Well, I'm happy to hear you say that.
Şey, bunu söylediğini duyduğuma sevindim.
I'm so happy to hear you say that.
Bunu söylediginize çok mutlu oldum.
Yeah! I'm happy to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
That's what I like to hear. Look, I'm all happy now.
Çok sevinirim.
I'm just happy to hear that you feel awful.
Kendini kötü hissediyor olmana sevindim.
I'm happy that I won't have to hear you daily chant.
En çok hoşuma giden şey ise, o da her gün vaaz dinlemek zorunda olmadığım.
I'm happy to hear you say that.
Öyle söylemene sevindim.
I'm happy to hear that.
Bunu duymak beni sevindirdi.
I didn't - I'm happy to hear that.
Bilmiyordum... bunu duyduğuma sevindim.
Well, I'm sure your mother will be very happy to hear that.
Eminim annen bunu duyduğuna çok sevinecek.
I'm really happy to hear that.
Gerçeken bunu duyduğuma sevindim.
I'm so happy to hear that
Bunu duyduğuma sevindim.
I'm sure Uncle Sam would be happy to hear that you're taking side gigs to make a quick buck.
Eminim Sam Amca biraz para kazanmak için ufak tefek işler yaptığını duymaktan mutlu olacaktır.
Wonderful, I'm very happy to hear that. The fbi is stopping the train at albany.
FBI treni Albany'de durduracak.