I'm here to protect you translate Turkish
157 parallel translation
I like to think you're here to protect the wagons, the supplies, the horses... Is that all?
Hepsi bu kadar mı?
I'm here to protect you.
Korumanız için buradayım.
Don't you worry, my dad, you know I'm here to protect you.
Endişelenme babacığım, biliyorsun sizi korumak için buradayım.
Mr. Arness, would you remember, I'm here to protect you not to prosecute you.
Bay Arness, hatırlatmak isterim ki sizi korumak için buradayım... size ceza davası açmak için değil.
I'm here to protect you and you want to kill me?
Ben sizi korumak için buradayım, siz beni öldürmeye kalkıyorsunuz.
I am here to protect you.
Ben seni koruyacağım.
I'm here to protect you.
Ben seni korumaya geldim.
I'm here to protect you
Sizi korumak için buradayım.
I'm trying to tell you that I've been sent here to protect you, and I'd like you to come with me now.
Buraya seni korumak için gönderildiğimi ima ediyorum. Ve şu an benimle birlikte gelmeni istiyorum.
After all, I am here to protect you, and I am Peter Vincent!
Sizi korumak için buradayım, ve ben Peter Vincent'ım!
I don't know how you got here, or why you picked us but we pledge allegiance to honor and protect you in sickness and in health, in rain and sleet, in the best of times and the worst of times,
Buraya nasıl geldiniz, niye bizi seçtiniz bilmiyorum ama... hastalıkta ve sağlıkta... yağmurda ve sulusepkende... iyi günde ve kötü günde... sizi koruyup sayacağımıza... ve size bağlı kalacağımıza yemin ederiz.
So I'm here to say that there is no bear and that all Uncle Chet was saying was just a yarn for our entertainment and even if there were a bear, I'm in the house to protect you.
Bu yüzden, ayı falan olmadığını söylemek için geldim. Ve Chet amcanın anlattıklarının hepsinin bizim eğlenmemiz için uydurulmuş bir masal olduğunu. Ve orada bir ayı olsaydı bile sizi korumak için evde olacağımı.
I am here to protect you.
Seni korumak için buradayım.
I'm here to protect you.
Seni korumak için buradayım.
I need you to stay here and protect Orpheus.
Senin burada kalıp Orfeus'u korumana ihtiyacım var.
I whisper to her, "Your man Ain't here to protect you, baby"
Ağzını kapattım bağırtısı kesilsin diye.
- I'm here to protect you.
— Sizi korumak için buradayım.
Believe it or not, I'm here to protect you.
İster inan ister inanma... seni korumak için buradayım.
I'm here to protect my investment, thank you very much.
Yatırımımı korumak için buradayım, çok teşekkürler.
Now if I'm here to protect your interests I have to tell you... it's in your best interest to keep Donald Anspaugh happy.
O halde şunu bil ki... ... Anspaugh'yu hoş tutmak senin menfaatine olacaktır.
I'm here to protect you from anything.
Seni korumak için buradayım... Herşeyden.
Just in case any mud splashes up I'm here to protect you.
Bu seni korumak icin burada oldugum durum.
Sir, I'm here to protect you.
Sizi korumak için buradayız.
I'm here to protect you, Gibson.
Peşinden onlar da gelecek. Buraya seni korumak için geldim Gibson.
I thought you were put in here to protect me!
Beni korumak için buraya yerleştirdin sanmıştım!
I'm sorry I wasn't here to protect you
Seni korumak için burada olmadığım için beni affet.
I may be new at this, but I was sent here to guide and protect you and that is exactly what I am going to do.
Bu da yeni olabilir, ama rehberlik ve sizi korumak için burada gönderdi oldu ve ben yapacağım ben tam olarak budur.
Or you can just live here, but the bottom line is, I want to use my resources to protect you.
Ama işin özeti, seni korumak için kaynaklarımı kullanmak istiyorum.
I should have been here to protect you.
Seni korumak için burda olmalıydım.
I should've been here to protect you.
Hayır. Seni korumak için burda olmalıydım.
I guess that's why I brought you here... to protect her.
Sanırım o yüzden seni buraya getirdim... onu korumak için.
And I'm here to protect you.
Ve seni korumak için buradayım.
Because whether you believe me or not, I'm here to protect Wyatt.
Bana ya da inanmak ister, ben Wyatt korumak için buradayım çünkü.
Thank God I was here to protect you.
Tanrıya şükür seni korumak için yanındaydım.
Mr Tyler, I know you're trying to protect your family, but you must realise that by staying here, you could be in serious danger.
Bu yüzden güvenlik ekibi kiraladım. Bay Tyler, ailenizi korumaya çalıştığınızı biliyorum fakat burada kalarak, kendinizi ciddi bir tehlikenin içine attığınızı fark etmeniz gerekiyor.
I'm just here to make sure that you protect your personnal investment in my campaign.
Sadece benim kampanyamdaki kişisel yatırımını koruduğumdan emin olmak istiyorum.
So glad to have you here, I'm gonna have to protect you from some of the staff!
Burada bulunmandan çok memnunum, seni bazı görevlilerden korumam gerekcek!
My name is Edward Carnby, and I'm here to protect you... from the things you don't believe.
Benim ismim Edward Carnby ve asla inanmayacağınız bir şeyi koruyorum.
I am here to protect you, not cookies.
Sizi korumak için buradayım, kurabiyeleri değil.
Don't worry, I'm here to protect you.
Endişelenmeyin, sizi korumak için buradayım.
I'm an angel of God sent here to protect you.
Seni korumak için Tanrı tarafından yollanmış bir meleğim.
I'm here to protect you.
Burada seni korumak için varım.
I'm here to protect them from you.
Onları sizden korumak için buradayım.
I'm here to protect you
Ben seni korumak için buradayım.
I was here all alone and you weren't here to protect me.
Burada yapayalnızdım ve sen beni korumak için burada değildin.
I'm here to protect and serve. You're not protecting me.
Bana bir de şimdi bakın.
There's nothing in this world i wouldn't do to protect our family, And i'm sure you feel the same. I need your support here, son, and your trust.
Bu dünya da ailemi korumak için yapamayacağım bir şey yoktur, ve eminim sende böyle hissediyorsun, senin desteğine ihtiyacım var, evlat ve güvenine de..
I need someone here to protect me okay! Will you please come back?
Bişeyler yapman lazım beni korumak için
Now do you know why I have been so eager to have you come over here and protect me?
Biliyorum inandın mı şimdi bana
I will always be here to protect you.
Ben seni korumak için hep burada olacağım.
- I'm here to protect you. - Well...
Seni korumaya geldim.