English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm in love

I'm in love translate Turkish

9,187 parallel translation
I'm a little in love with it.
bununla küçük bir aşkımız var.
I'm taking a sec... And I'm hoping that it's just a horrible lapse in judgment and not, like, love.
biraz düşündüm... ve umarım ki bu sadece korkunç bir hatadır ve değildir, şey gibi, aşk.
I am in love with you.
Sana aşığım.
I was in love with a stripper once.
- Bir zamanlar bir striptizciye aşıktım.
I was a young man when I first saw the portrait, and I instantly fell in love.
Portreyi ilk gördüğümde genç bir adamdım ve anında aşık oldum.
I am in love. "
Ben aşığım.
"Before the world ends, I have to fall in love."
"Dünyanın sonu gelmeden, aşık olmalıyım."
"... I have to fall in love. "
... Aşık olmalıyım. "
"... I have to fall in love. "
"... aşık olmalıyım. "
I meet nice ladies. Maybe we fall in love.
Hoş hanımlarla tanışırım, belki de aşık oluruz.
I have to fall in love or I'm not interested.
Aşık olmazsam yapamıyorum.
I'm still getting to know her and falling in love.
Hala onu tanıma aşamasındayım, aşık oluyorum.
Yeah, I'm calling in because I would love a mop that I don't have to touch when I wring it.
Aramamın sebebi, dokunmadan sıkabileceğim bir paspas arıyorum.
I was in love with her, and... Then I wasn't.
Aşıktım da değildim de.
I'm gonna fall in love with another climber. " It just kind of happened.
Ben başka bir dağcı aşık düşeceğim. " Bu sadece tür oldu.
I'm in love with someone else.
Ben başkasını seviyorum.
I just never fell in love.
Hiç kimseye aşık olmadım.
As far as I'm concerned, anyone who can inspire that kind of love in another person deserves to be called human.
Ve bana kalırsa böyle bir sevgiyi başka bir insana aşılayan herkes kendine insan denmesini hak ediyordur.
I'm in love with you.
- Sana aşığım.
"never have relish in the faery power of unreflecting love " then on the shore of the wide world I stand alone and think from love and fame to nothingness do sink. "
"Karşılıksız aşkın perisel gücünde bir daha haz almayacağım yapayalnız dikildim sonra engin dünyanın sahilinde ve düşündüm aşk ve şöhret hiçliğe gömülene kadar."
" I'm an ordinary man who fell in love with an extraordinary woman.
"Olağanüstü bir kadına aşık olmuş, sıradan bir adamım."
I will wall myself in with my husband, whom I will love for the rest of my life.
Ömrümün sonuna kadar beraber yaşayacağım kocamla kendimi soyutlayacağım.
I'm in love with my wife.
Ben karıma aşığım.
I'm in love with Bumper.
- Bumper'a âşığım.
He's the kind of person I hate, except I'm in love with him.
Tam nefret edeceğim tipte biri ona aşık olmam dışında.
"... except that I'm in love with him. "
"ona aşık olmam dışında."
I'll bet Dylan is still in love with me.
İddiasına varım Dylan hala bana aşık.
And I just am in love with everything but can't figure out how to make myself work in the world.
ve herşeye o kadar çok aşığım ki... ama bu dünyada ne yapacağımı bir türlü çözemiyorum.
I am willing to sacrifice you, the only family I have left the only person that I love in order to preserve what's best for everyone else.
Seni feda etmeyi göze aldım sonuçta. Ailemden geriye kalan tek kişiyi. Sevdiğim tek kişiyi.
I love it when you speak in French. Tu me fais revivre?
Fransızca konuşmana bayılıyorum beni yaşatacak mısın?
- You know, I'm sure that he would love to talk to you, uh, but he's in a meeting right now.
Bilirsin, eminim o da seninle konuşmayı çok isterdi ancak şu anda bir toplantıda.
Well, you know, me not having much of a job and riding around on a Schwinn, that sort of thing, and I am so much in love with you, okay?
Biliyorsun, çok fazla işim olmadı. Schwinnimle etrafta dolaşıyorum, bu tür şeyler. * ve sana çok aşığım, tamam mı?
I was in love with him.
Ona âşıktım.
Well, I think I'm staying in some sort of cement brothel, my love.
Sanırım bir çeşit çimento kerhanesinde kalıyorum, aşkım.
Now, you must go... because I fear if I stare into your beautiful green eyes a moment longer... I will fall in love.
Korkarım hemen gitmen gerekiyor, o güzelim yeşil gözlerine biraz daha bakarsam sana aşık olacağım çünkü.
Well, I'm in love with him.
Matthew Sobvechik'in bu kattaki en sıkıcı varlık olarak böyle dokunulmamış bir hatunu kaldırdığını anlamaya çalışmak beni aşar. - Ona aşığım.
I'm just pulling your leg. We love to say that in this business...
Bu işte bu jargonu kullanmayı severiz.
I'm in love.
Aşığım.
What do you want me to do, pretend I'm in love with someone else?
Başkasına aşıkmışım gibi mi yapayım yani?
I'm in love with you.
Seni seviyorum.
♪ Baby, I'm in love with you ♪
Altyazı :
And I'm madly in love. Well, that's amazing. Shut up.
- Ve deli gibi aşığım.
I'm so in love!
Kesinlikle aşığım!
I'm crazy in love with you.
Sana deli gibi aşığım.
♪ When I'm in love... ♪
# Aşık olduğum zaman #
Okay... No. I was in love with you.
- Hayır, sana aşıktım be.
I am in love with you...
Hâlâ aşığım.
Now I am in love.
Artık ben de aşığım.
♪ Did I mention that I'm in love with you?
Sana aşık olduğumdan bahsettim mi?
♪ Well, did I mention I'm in love with you?
Seninle aşık oldum, bu ben miyim?
When we turn our heads to the left, it means... "I love you more than anything in the world"
Başımızı sola çevirmemizin anlamı "Seni dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]