English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm just

I'm just translate Turkish

223,971 parallel translation
I'm just gonna defrost that steak we got cheap at the Frugal Hoosier power-outage sale and leave him alone.
Frugal Hoosier'dan elektrik kesintisi indiriminde aldığımız ucuz donmuş bifteği yapıp kendi haline bırakacağım.
I'm just trying to greet my pal with a friendly handshake.
Dostumu samimi bir tokalaşmayla selamlamaya çalışıyorum sadece.
I'd just gotten him to stop making small talk.
Kısa konuşmasını sağlamıştım.
That's just all part of the workout program I've created specifically for your body.
Bunların hepsi vücudun için hazırladığım özel egzersiz programının bir parçası.
Used to be, I was feeling weak, I'd just do a couple of pushups and get my strength right back, but, my God, what is happening to me?
Eskiden zayıf hissettiğimde birkaç kez şınav çekip gücümü geri toplardım ama şimdi Tanrım bana neler oluyor?
Pretty soon, I'm gonna be sitting at a desk all day doing whatever it is I'm supposed to be doing, and I'm just gonna decay.
Çok yakında bütün gün ne yapmam gerekiyorsa onu yapmak için masada oturacağım ve öylece çürüyeceğim.
I just finished my last final ever.
Son sınavımdan çıktım.
Okay. So, um, let me just start by saying I know how tough high school can be.
Pekala, lisenin ne kadar zor olabildiğini bildiğimle başlayayım.
Yeah, well, I left a note, just in case.
Ne olur ne olmaz diye not bıraktım.
Yeah, I-I-I-I'm just, you know, playing devil's advocate... which, if you think about it, is a stupid expression'cause the devil's a real stinker, it's not like...
Evet, şeytanın avukatını oynuyorum ki düşünürsen bu çok aptalca bir ifade çünkü şeytanın ciğeri beş para etmez ama...
Maybe my handwriting was too shaky'cause I had just been in an accident... or maybe a bird flew off with the note.
Belki yeni kaza geçirdiğim için el yazım çok titrek olmuştur ya da belki bir kuş notu alıp gitmiştir.
I'm just gonna play the guitar and sit in my room.
Odamda oturup gitar çalacağım.
Why would I just leave a note?
Neden sadece bir not bıraktım?
- I just need to sit down for a second.
- Bir saniyeliğine oturmam lazım.
My boyfriend told me all professors keep a key above their glory hole, so I sort of just let myself in.
Erkek arkadaşım profesörlerin kapı deliğinin üstünde anahtar sakladığını söyledi. Ben de alıp içeri girdim.
Just so I'd do the crossword?
Sırf bulmacayı yapayım diye mi?
Well, that's just a little generator that keeps the battery topped up if I need it.
Bu sadece küçük bir jeneratör. Bu, ihtiyacım olduğunda pili topuklu tutuyor.
I'm just staggered by this.
Ben sadece bundan sıyrılmak üzereyim.
I'm just gonna try and win some money to pay for James May's heating bill this year, which... will undoubtedly be down to me.
Sadece biraz para kazanmaya çalışacağım James May'ın ısıtma faturasını bu yıl ödemek için, Hangi... şüphesiz bana kalacak.
I think what we've done there is prove his car is not really worth buying just yet.
Sanırım yaptıklarımızı kanıtlıyoruz. Arabası henüz satın almaya değmiyor.
They're all just the things I did when I was 17 every day.
Hepsi benim yaptığım şeyler Her gün 17 yaşındayken.
I'm just thinking of all the things that you could be sent to prison for in Britain if we ran it properly.
Sadece her şeyi düşünüyorum İngiltere'de cezaevine gönderilebileceğini Düzgün koşarsak.
I'm just saying.
Sadece söylüyorum.
- I'm just saying.
- Sadece söylüyorum.
I'll just restart, because I wanted to stop there for a minute.
Yeniden başlayacağım, Çünkü orada bir dakika durmak istedim.
I'm just lettin'her sleep in a little bit.
Biraz daha uyusun dedim.
I'm just curious about something.
Bir şey merak ediyorum.
- I'm just the messenger, man. Oh, you are?
- Elçiye zeval olmaz, ahbap.
Just do the job I'm asking you to do.
Sadece senden istediğim işi yap.
I'm just... I got shit to do.
Sadece yapmam gereken bir şey var.
I hope you didn't think I was just some sleazy slumlord.
Umarım köhne daireleri kiraya verdiğimi düşünmemişsindir.
I just told you.
- Az önce anlattım ya.
All right, well, next time, I'll just do it off your bar.
Tamam, bir dahaki sefere barından çıkaracağım. Olur.
I'm just saying this,
Öylesine söylüyorum.
But, it took me 3 months and 10 days, just because of him, and I swam all the way here that I thought my coccyx was about to fall off!
Sırf onu görmek için tam 3 ay 10 günde geldim. Hem onca yolu yüzdüğüm için kuyruk kemiğim kopacak sandım!
I think I just have to erase half a day.
- Yarım gün silsem yeter bence.
It would be great if I could just erase half the day.
Sadece yarım günü silsem süper olur.
I'm just saying that it could be.
Böyle bir seçenek de var.
I've just gotten off the bus and I'm walking there.
Az önce otobüsten indim de yürüyorum.
Nice to see you, too. No, I'm just...
- Seni görmek de güzel.
Here I was, thinkin'I was just helpin'you out.
Ben burada sadece sana yardım ettiğimi sanıyordum.
So are you looking at my, storage space as a permanent housing situation or what? Look, man, I just need a place to crash.
Benim depomu kalıcı konaklama yeri olarak falan mı görüyorsun?
Yeah, I'm just worried about you, bro.
... kafamı olumsuz şeylerle dolduruyorsun.
I'm not saying don't go. I just wanna know who he is.
Sadece kim olduğunu bilmek istiyorum.
Just take it. I'm not taking it.
- Al işte.
- What? I'm just sayin', if any of us had been here, we wouldn't be having this problem right now.
Ben sadece içimizden biri burada olsaydı şu an bu sorunu yaşıyor olmazdık diyorum.
Just dotting'our I's and crossing our T's.
Sadece I'larımızı alıp T'lerimizi çarpıştırıyorsun.
Uh, I just started classes.
Derslere başladım.
You just asked me if I could bake a cake.
Az önce bana kek yapabilip yapamadığımı sordun.
I just got this territory.
Bu bölgeyi yeni aldım.
You're the man, I'm just a secretary with a badge.
Sen bir adamsın ben ise sadece rozeti olan bir sekreterim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]