I'm just a friend translate Turkish
897 parallel translation
Why, if you mean to insinuate that I haven't been a good friend to Marguerite Gautier, ask Prudence what I've done for her. That angel has been buying Marguerite's things, all of her jewelry one after another. Just ask her.
Marguerite Gautier'ye iyi arkadaş olmadığımı ima ediyorsan, onun için yaptıklarımı Prudence'a sor.
"Though now you're just a friend to me I wonder what the end will be"
"Şimdi sadece bir dost olsan da Bakalım neler olacak daha sonra"
- I'm just a friend
- Ben sadece bir dostum.
Oh, well, it... It's just from an old friend, a man I used to know in a show.
Bir revüden tanıdığım arkadaştan gelen bir yazı.
I was just gonna say, I have a friend that's out of town... and you might be able to stay at his place for a couple of weeks... and maybe by then things will break a little better for you.
Sadece şehir dışında bulunan bir arkadaşım olduğunu ve... evinde birkaç hafta kalabileceğini söyleyecektim. Belki o zamana dek işler senin için de yoluna girer.
I have many a friend in Casablanca, but just because you despise me you are the only one I trust.
Casablanca'da çok arkadaşım var, ama beni sen küçümsediğin için güvenebileceğim tek kişi sensin.
I'd just returned from a drive with a friend.
Bir arkadaşımla yaptığım gezintiden dönmüştüm.
I guess I'm the only one who's been encouraging her, kind of... Helping her along... as a friend... You know, just a friend.
Sanırım ona cesaret veren tek kişiyim, nasıl derler ona yardımcı oluyorum... arkadaşı olarak...
You're a friend, but when a man from Homicide just drops in at 2 a.m., I kind of- -
Sen dostumsun, ama Cinayet Masasından biri sabahın 2'sinde gelmişse, bence...
- It just so happens I'm a friend of his, too.
- İşe bakın ki, o da benim arkadaşım.
I'm just a lonely old man who needs a friend... like you said.
Ben, senin de dediğin gibi yalnız bir ihtiyarım.
- No, I'm just breaking it in for a friend.
- Hayır, bir arkadaşımınkini ödünç aldım.
Our good friend, the district attorney is just itching to open a letter that I left with him.
Sevgili dostumuz bölge savcısı... şu anda ona bıraktığım bir mektubu açmak için kıvranmakta.
I don't drink with a man that just hung a friend of mine.
Arkadaşımı asanla içki içmem.
I just happen to be a friend of his and he, uh... disappeared last night.
Yalnızca onun bir arkadaşıyım. Dün akşam ortadan kayboldu da.
I met a friend of yours just now.
Nihayet! Az önce bir dostunla tanıştım.
It is a great bore, and I need hardly say... a terrible disappointment to me... but I've just had a telegram to say... that my poor friend Bunbury is very ill again.
Çok can sıkıcı bir durum ve korkunç bir hayal kırıklığı biliyorum ama... Zavallı arkadaşım Bunbury'nin yine rahatsızlandığını bildiren bir telgraf geldi.
I don't know how you feel, professor, but I feel like a knife that's just stabbed a friend in the back.
Siz neler hissediyorsunuz bilmiyorum Profesör, ama ben, sanki bir dostumu sırtından bıçaklamışım gibi hissediyorum.
- Friend of Alex's, I'm making him tea, just a little hot water.
- Alex'in arkadaşı ona çay hazırlıyorum, birazcık sıcak su.
I'm just looking for a friend.
Bir arkadaşa bakıyorum.
It's just I hate to see a friend being taken for a chump.
Ancak bir arkadaşımın alık yerine konulduğunu görmekten nefret ederim
In that case, I just lost myself a friend.
Durum buysa az önce bir arkadaşımı kaybettim.
If you treat me like a murderer just because I'm Japanese, you'll be losing the only friend you have.
Sırf Japon olduğum için bana katil muamelesi yaparsanız buradaki tek dostunuzu kaybedersiniz.
Oh, that. Just a little skit I put together for a surprise party we're giving a friend.
Bir arkadaşımızın sürpriz partisi için hazırladığım bir skeçti, o kadar.
I've never had a friend, just guys chasing after me.
Hiç arkadaşım olmamıştı, erkekler hep peşimden koşar.
I was just as much a friend of his as you were.
Ben de sizin kadar arkadaşıydım.
No, I'm just a friend.
- Hayır, sadece arkadaşız.
- I'm just a friend of Herr Von Schneer's.
Ben sadece Herr Von Schneer'ın dostuyum.
I'm just minding them for a friend.
Sadece göz kulak oluyorum.
Well, that's all I wanna be, honey. Just a friend.
Benim de tek istediğim arkadaş olmak, tatlım.
Listen, I brought a friend. Just between us, his scepter isn't working.
Dinle, benim burada arkadaşım var sadece ikimizin arasında ki onun asası bir işe yaramaz.
To you, I'm just a guinea pig, while to me, you're a great friend.
Senin için ben sadece bir kobayım, sense benim için dosttan da ötesin.
I just had a talk with our friend.
Arkadaşımızla biraz konuştum da.
I just hooked her up with a doctor, a friend of mine.
Bir doktor arkadaşımla arasını yapmıştım sadece.
I'll just call a friend.
- En iyisi o galiba. Bir arkadaşı arayacağım.
I'm just a friend of the family.
Yardım gerekli mi? - Aile dostuyum.
I'm just waiting here for a friend.
Bir arkadaşı bekliyorum, yalnızca.
I'm a peasant just like you, my friend.
Ben de tıpkı senin gibi bir köylüyüm dostum.
I got a friend who bought a Mercedes just to get to the bathroom. "
Bir arkadaşım sadece tuvalete gidebilmek için Mercedes aldı.
I'm just baby-sitting for a friend.
Bir arkadaşım için bakıcılık yapıyordum.
I'm just really glad she's found a friend at last.
Sonunda bir arkadaş bulmasına gerçekten memnunum.
For Sanju, I'm just a friend.
Sanju için, ben sadece bir dostum.
I'm just trying to warn you as a friend.
Seni bir dost olarak uyarıyorum.
We're just looking up a friend. I see.
- Bir arkadaşımızı arıyoruz.
I was thinking maybe we could make it a wedding trip and have you join us not just as our best friend,
... bu bir balayı seyahati olabilir... ve sen de bize sırf en iyi arkadaşımız olduğun için değil
I've never had a woman who's just a friend.
Daha önce sadece arkadaşım olan bir kadın olmamıştı.
No, I'm just a friend.
Hayır, ben sadece bir dostum.
I don't need another friend, especially one who just got off a banana boat.
Benim başka dosta ihtiyacım yok... hele muz teknesinden yeni inmiş birine hiç yok.
- I'm just a friend.
- Sadece bir arkadaşıyım.
No, no, I'm just a friend.
Hayır, sadece arkadaşıyım.
- Oh, just a friend of mine i don't see anymore.
- Ah, benim bir arkadaşım artık göremiyorum.
i'm just fucking with you 43
i'm just wondering 93
i'm just saying 2329
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just fine 70
i'm just 2693
i'm just playing 44
i'm just messing with you 85
i'm just wondering 93
i'm just saying 2329
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just fine 70
i'm just 2693
i'm just playing 44
i'm just messing with you 85