English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm just asking you

I'm just asking you translate Turkish

743 parallel translation
You. Just because you keep touching me, and asking me to sleep with you... you think... that I'll fall for you?
Bana dokunarak, sarılarak yaygara çıkartarak sana aşık olacağımı mı sanıyorsun?
I'm just asking you to please respect that and leave me the hell alone.
Bu kararıma saygı duymanızı ve peşimi bırakmanızı istiyorum.
Just the same, i will, but let me warn you, unless i have this evening a satisfactory explanation for your asking me to come to paris, i shall, half a million francs or no half a million francs,
Gine de çıkacağım. Ama uyarıyorum, beni Paris'e çağırmanızın doyurucu bir sebebini alamazsam yarım milyon Frank olsa da olmasa da ilk trenle gidiyorum.
I'm just asking you for once in your life to take some advice!
Hayatında bir kez tavsiye dinlemeni istiyorum.
I've done everything anybody could you're just asking for trouble.
Ben gereken her şeyi yaptım ama sen başına bela arıyorsun.
I'm just asking you to be patient.
- Öyle söylemedim. Sabırlı olmanı istiyorum.
I'm not asking anything from you, I just want you to go.
Senden bir şey istemiyorum, sadece git.
If you don't mind asking me in the dining room, I'm just finishing dinner.
Sorularınızı yemek odasında sorsanız, tam da akşam yemeğini bitirmek üzereydim. Tamam.
Just one I'm asking you, major.
Benim ise sana tek bir tane.
I'm just saying I'll have to arrest you in the morning, so I'm asking you to get out before.
Sadece sabaha kadar gitmezsen, tutuklarım. Bu yüzden senden gitmeni istiyorum.
Look, I know it's asking you to stretch your imagination, but... don't you think you could pretend just for a moment that I'm a woman?
Bakın, bunun sizin hafızanızı zorlamanızı gerektirdiğini biliyorum, fakat sanmayın ki... Sadece bir süreliğine kadınmışım gibi davranamaz mısın?
I'm just asking how long you figure to stay.
Sadece ne kadar kalmayı planladığını sordum.
I'm not asking you to take anything. I just want you to open the safe and put my money back.
Kasanın içinden bir şey almanı değil içine benim tahvillerimi koymanı istemiştim, benimkileri!
I'm not asking you to go out... : or even see me : ... but if we could have just one talk.
Senden dışarı çıkmanı ya da beni görmeni istemiyorum ama bir kez olsun konuşabiliriz.
I'm just asking you to give her as much help as you can, to meet her.
Sadece elinden geldiği kadar yardım etmeni istiyorum, o kadar.
Well, I just hope you don't end up asking yourself the question some folks ask me, "What's he do it for?"
Umarım bir gün, şu an milletin bana sorduğu soruyu kendine sorar bir duruma düşmezsin "Bunu ne için yapıyor?" sorusunu.
- I'm just asking you something. - Talk, talk...
- Sana bir şey sormak istiyorum.
All I'm asking you to do is just make a phone call.
Sizden sadece bir telefon açmanızı istiyorum!
I'm just asking you.
Yalnızca sana soruyorum.
I'm just asking you to put yourself in my shoes for once if you would.
Bir kerecik kendini benim yerime koymanı istiyorum.
I don't want no problem so I'm asking you in a very nice way just to keep your hands off that automobile.
Sorun çıkartmak istemiyorum sizden nazikçe... elleriniz arabadan çekmenizi istiyorum.
I'm just asking you not to print anything until I get more evidence.
Belki. Sadece daha somut kanıtım olana kadar bir şey basmamanı istiyorum.
I'm just asking you.
Sadece soruyorum.
No, I'm just asking you one single thing... would you like to live till age 200?
Hayır, sadece bir şey soruyorum. 200 yaşına kadar yaşamak ister miydin?
So I'm just asking you... to be with me.
Senden sadece... benimle olmanı istiyorum.
I'm just asking you to have a little patience.
Senden tek istediğim azıcık sabretmen.
I just want you to listen to my stuff for 15 minutes. ls that asking too much?
Tamam anladım Jerry. Sadece 15 dakika dinlemeni istedim. Hepsi bu.
I'm just asking you to put up with him...
Biliyorum istemiyorsun, ama lütfen...
Don't you just walk by me when you hear I'm asking you a question.
Sana bir soru sorduğumda arkanı dönme. Burada gizlice ne iş çeviriyorsun?
I was just asking if you had any chores I can help with.
Yardım edebileceğim bir şey var mı diye soruyordum.
I'M JUST ASKING YOU IF YOU CAN WAIT.
Senden ricam biraz daha beni bekle.
- I'm just asking where do you want to go.
- Sadece nereye gitmek istediğini soruyorum.
- Jesus, I was just asking! You act as if I accused you of murder or something.
Sanki seni cinayetle suçlamışım gibi davranıyorsun!
Oh, now come on honey, I ain't asking you to wash the windows or nothing... I just want a beer.
Aa, yapma tatlım! Senden bulaşıkları yıkamanı falan istiyor değilim sadece bir bira. Hadi ama!
i'm just asking you to keep an open mind.
Sizden sadece açık fikirli olmanızı diliyorum.
I'm just asking you... to acknowledge your responsibilities.
Yapabiliyor musun? Sana sadece soruyorum... sorumluluklarını kabul etmen için.
You're asking me to lie to my wife, to deceive her, and I'm afraid I just can't do that...
Benden karıma yalan söylememi, onu kandırmamı istiyorsun. Korkarım ki ben bunu yapamam.
Listen, Sam, I hope it's okay that I keep asking you this, but I just want to make sure one last time that you haven't changed your mind about me using your car.
Sam, umarım sürekli aynı şeyi sormamın sakıncası yoktur ama arabanı almam konusunda fikrini değiştirmediğinden emin olmak istiyorum. - Hayır, Woody.
I'm not pressuring you. Just asking.
Seni sıkıştırmıyorum ki soruyorum sadece.
You'll be leaving soon, so I'm just asking.
Yakında gidiyorsun, o yüzden sadece soruyorum.
I'm not taking anyone's side, I'm just asking you a simple question.
Kimsenin tarafını tutmuyorum, basit bir soru soruyorum.
I'm just asking you to do... whatever it is your heart tells you to do.
Sizden sadece kalbiniz ne diyorsa onu yapmanızı rica ediyorum.
I'm just asking you to pretend in case he calls.
Sadece ararsa ordaymışım gibi konuşmanı istiyorum.
I'm just fine, Warren, thank you for asking.
- İyi, Warren. Sorduğun için teşekkürler.
All I'm asking is that, years from now, when we're just a distasteful memory to each other, we can say we helped create a charming, touching ceremony. What d'you say?
Tek istediğim, bundan yıllar sonra, uzak ve tatsız birer anı olduğumuzda, etkileyici ve anlamlı bir tören olmasına katkıda bulunduğumuzu söyleyebilmek.Ne dersin?
I'm just asking because there's a strong possibility that you won't go into the NFL after college.
Sadece sordum. Çünkü büyük bir ihtimalle üniversiteden sonra Milli Lig'e giremezsin.
So I'm asking you, please, why don't you just go and sleep it off, huh?
Bu yüzden sizden gidip uyumanızı rica ediyorum.
I'm just asking you very simply... please, don't go yet.
Senden çok basit bir şey istiyorum lütfen, şimdi gitme.
I'm just asking you to give me a chance... to let me remember what happened. Let me go inside that ship... please.
senden sadece ne olduğunu hatırlamam için bir şans istiyorum... o gemiye gitmeme izin ver...
So I'm asking you not to see Bob Wiley. Daddy, I am just- -
Bu yüzden Bob Willey'i görmemen için soruyorum.
That's just what I'm asking you.
Ben de sana bunu soruyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]