I'm looking for a translate Turkish
4,456 parallel translation
And I'm looking for a new manager.
Ben de yeni bir müdür arıyorum.
I'm not looking for a man.
Bir erkek arayışında değilim.
I'm looking for Mike.
- Ben... Mike'a bakiyordum. ¡ Selam!
'I'm not looking for love,'just someone who likes a bit of adventure.
Aşk peşinde değilim. Sadece biraz maceradan hoşlanan birini istiyorum.
I would say, are you looking for something beyond a natural size, which I call supernatural?
Yani, doğal büyüklüğün altında mı birşeyler arıyorsun ki ben buna olağan üstü büyüklükte derim.
I'm sure this guy's just looking for a place to store all his NBA championship trophies.
Eminim bu adam sadece NBA şampiyonluk kupalarını koymak için yer arıyordur.
So I'm just walking down the street, and this guy that they're looking for grabs me, shoves me into a car, starts talking crazy, asking all these questions.
Tamam mı? Yolda yürüyordum. Aradıkları adam beni tuttu ve arabasına doğru götürdü.
( Applause, woman shouts indistinctly ) ( Amplified voice ) I don't really know what y'all wanna hear. ( Man ) How about "Looking For a Place to Shine"?
Yaşadığım en büyük kalp kırıklığı hakkında.
I'm looking for a location...
Bir yeri arıyorum da.
Kind of volume I'm looking for, you ought to offer me a quarter over prime, fixed rate, for three years.
İstediğim miktar için, sığır başına 3 yıl boyunca sabit rayicin 25 sent üstünü teklif etmelisiniz.
I'm looking for a woman- - white woman, who was here a couple of nights ago.
Beyaz bir kadın arıyorum birkaç gün önce buradaymış.
I'm looking for a place called the Catacombs.
Yeraltı Mezarlıkları denilen yeri arıyorum.
I'm looking at tickets for a Saturday, so it'll only be a day or two.
Cumartesi için bilet alacağım. Yani birkaç gün kaçıracak.
I'm looking out for my favorite nephew, making sure no one has a crossbow aimed at your throat.
En sevdiğim yeğenime göz kulak oluyorum. Kimsenin, boğazına bir ok saplamadığından emin oluyorum.
I'm in it for the wish, just like everybody else looking for a genie.
Ben dilekler için sana katıldım. Diğer herkes de bir cini bu yüzden arar.
- I'm looking for Silas.
- Silas'a bakıyordum.
I'm looking for a word. The first two letters indicate a male, the first three a female, the first four a great man, the whole word a great woman.
İlk iki harfi bir erkeği, ilk üç harfi bir kadını ilk dört harfi büyük bir adamı, tüm kelime ise büyük bir kadını tanımlıyor.
I'm looking for a novel,
Ben bir roman arıyorum.
I'm looking for a young man called Rouslan Guerasiev.
Rouslan Guerasiev adında genç bir delikanlıyı arıyorum.
In the next programme, I'll be looking at how the desire for sex has shaped bugs into a bewildering array of forms.
Gelecek programda, cinsel arzusunun böceklerde nasıl şaşırtıcı formlar diziliminde şekil aldığına göz atacağım.
Doctor, what... what I'm looking for would almost certainly not present itself in the course of a normal autopsy.
Doktor benim aradığım şeyin normal bir otopside ortaya çıkması neredeyse imkansız.
I'm not looking for a partner, darling.
- Kendime ortak aramıyorum hayatım.
there's a half a dozen of them. I don't think we're looking for a sexual offender.
Bence aradığımız kişi cinsel suçlu değil.
I'm not looking for a partner, darling.
Bir ortak falan aramıyorum hayatım.
I'm looking for a Thomas Durant.
Thomas Durant'i arıyorum.
I'm back in a city that's given me nothing but heartache, looking for a brother who's hell-bent on protecting a baby I don't care about.
Bana baş ağrısından başka hiçbir şey vermeyen bir şehre geri dönmüş bulundum. Umurumda olmayan bir bebeği gözü gibi korumakta ısrarcı olan ağabeyimi bulmak için döndüm.
- No. Hey, this may sound nuts, but I'm looking at the movie John Carter as a possible subject for my News Night segment.
Bu çılgınca gelebilir ama John Carter filmini Haber Gecesi bölümüm için...
I'm just looking for a man who's connected to the Velvetine.
Velvetinle bağlantılı olan bir adamı arıyorum.
What do you want? I'm just, uh, looking for a guy and a girl.
Bir kız ve bir erkeğe bakıyorum.
And then I hate myself for looking at people in such a way.
Sonra da insanlara bu gözle baktığım için kendimden tiksiniyorum.
Exactly what I'm looking for in a publisher.
Tam da bir yayıncıda aradığım şey.
And that's the thought that went through my head for just a couple milliseconds before I realised, "No, I'm looking at the painting."
Ve bu düşünce kafamın içinden sadece birkaç milisaniyede geçti farkına varmadan önce, "Hayır, ben tabloya bakıyorum."
♪ I'm looking for a partner
Bir ortak arıyorum
we're looking for a man of precisely your- - it's gonna be a long road, but i'm ready to get myself back in the game.
Tam senin ayarında bir erkek arıyor... Uzun bir yol olacak ama kendimi oyuna yeniden dahil etmeye hazırım.
Excuse me. I'm looking for a David Rosen.
Bakar mısınız, David Rosen'ı arıyordum.
I'm looking for a friend of yours.
Bir arkadaşını arıyorum.
You're exactly what I'm looking for in a publisher.
Bir yayıncı için aradığım özellikler sende de varmış.
I'm just... looking into him for a friend.
Sadece bir dostum için onu araştırıyorum.
I figured he was just looking for a payout.
Anladım ki sadcee yüklü bir çek bekliyordu.
So I trolled through all his recent phone records looking for new numbers, specifically anything that looked like a burn phone.
O yüzden yeni numaralar bulmak için gelen aramalara baştan sona baktım özellikle de kullan at telefonlardan aradım.
I'm looking for a Gertrud Kofoed.
- Evet? - Gertrud Kofoed'i aramıştım.
I'm looking for a privately owned Picasso.
- Özel bir Picasso tablosu arıyorum.
Do you think I'm really looking for a smart but dumb Chinese acrobat?
Gerçekten de akıllı ama aptal bir Çinli akrobat aradığımı mı sanıyorsun?
I'm just looking for a place... to stay.
Sadece kalacak bir yer arıyorum.
I'M LOOKING FOR A COUPLE OF BROADS, ABOUT YOUR SIZE, BUT A LOT OLDER LOOKING.
Ben sizin ebatlarınızda iki kişiye bakıyordum ama onların daha yaşlı olması lazım.
I'm looking for something with a big bluesy sound.
Blues tonuna sahip bir şey arıyorum.
I'm just looking for someone who had a motive to hurt those guys, who could've screwed with the brakes or the steering column.
Sadece o çocuklara zarar vermek için sebebi olan birileri var mı diye bakıyorum. Aracın frenleriyle ya da direksiyonuyla oynayabilecek birileri mesela.
I'm looking for a foster child who lives here.
Burada yaşayan bir evlatlığı arıyorum.
i know i'm just a lowly civilian administrator, but i couldn't help overhearing you're looking for some missing drugs?
Alt tabaka bir Sivil Yönetici olduğumu biliyorum, ama kayıp uyuşturucu aradığınıza kulak misafiri oldum da.
I'm just looking for a little disclosure, ese.
Bir açıklama peşindeyim.
Look, I know it's frustrating, but whoever broke into your house knows we're looking for him, he knows we got a protective detail on Cheryl, on you.
Bak bunun sinir bozucu olduğunu biliyorum. ama evine kim girdiyse peşinde olduğumuzu ve aradığımızı biliyor. Cheryl ve seni koruduğumuzu da biliyor.
i'm looking for a job 19
i'm looking for a friend 20
i'm looking for a girl 22
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for my wife 19
i'm looking for a friend 20
i'm looking for a girl 22
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for my wife 19