I'm not angry with you translate Turkish
119 parallel translation
I'm not gonna be angry with you.
Kızmayacağım.
I don't approve of your not consulting the advertising department but with this tremendous response on the part of the public I can't be angry with you.
Öncelikli olarak reklam bölümüne danışmamanızı... onayladığımı söyleyemem... ama halkın bu olağanüstü ilgisini görünce... size kızamıyorum.
You're not angry with me for what I said at the tribunal?
Mahkemede söylediklerim için bana kızmadın mı?
Listen, I'm not angry with you, and I don't take you for a drunk.
Dinle, sana kızgın değilim. Sonra seni bir sarhoş olarak görmüyorum.
I'm not angry with you.
Sana kızgın değilim.
I'm not angry with you.
Sana kızmadım.
- Please don't be angry... but I'm not going to New York with you.
- Sara... - Lütfen kızma... ama seninle New York'a gitmeyeceğim.
I'm not angry with you, I know everything.
Sana kızgın değilim. Her şeyi biliyorum, anlıyorum.
No, I'm not angry with you.
Hayır, sana kızmıyorum.
I hope you're not going to be angry with me.
Umarım bana kızmazsın.
I hope you're not angry with me.
- Umarım bana kızgın değilsinizdir.
I'm not angry with you, but you have to understand me too.
Ben sana kızmıyorum ama sen de beni anlamaya çalış.
I'm not angry with you, you know.
Sana kızgın olmadığımı biliyorsun.
I hope that you're not angry with me.
Umarım bana kızmamışsınızdır.
If I'm angry with you, it's not because of what you do - - I love you, hence I forgive you - -
Sana kızmış olsaydım, bu yaptıkların yüzünden değil, seni sevdiğim için bunları affediyorum,
I'm not... angry with you.
Sana kızgın değilim.
Even if you tried to set me up with your father I'm not angry. I think it's sweet.
Beni babana ayarlamayı denediysen bile kızgın değilim. Bence sevimli bir düşünceydi.
Matt, I am not angry with you. All right?
Matt, ben sana kızgın değilim, tamam mı?
I'm not angry with you.
Size kızmıyorum.
No, of course I'm not angry with you.
Hayır, tabii ki size kızgın değilim.
No, I was worried that you were angry with me since it's the one thing I would not be able to bear.
Hayır, bana kızdığını düşünüp endişelendim. Dayanamayacağım tek şey budur.
– I'm not angry with you.
– Sana kızmıyorum.
Are you angry with me because I called, or because you're just not hungry?
Seni aradığım için bana kızgın mısın, ya da sadece aç mı değilsin?
I'm not angry with him, you understand. His actions
Ona davranışları için bile kızmadım.
I'm sorry that I was angry with you. This is not your fault.
Sana kızdığım için özür dilerim.
I had rather you be angry with me now than punish me later for not warning you.
Şimdi bana kızmanızı sonra sizi uyarmadığım için beni cezalandırmanıza tercih ederim.
You know, I'm not angry with you.
* Sana kızgın olmadığımın farkındasın.
I should be angry with you, but I'm not.
Sana kızgın olmalıyım ama değilim.
Oh, Roz, I hope you're not still angry with me for the way my advice backfired today?
Umarım tavsiyem geri teptiği için bana hâlâ kızgın değilsindir.
I hope you're not angry with me.
Umarım bana kızmıyorsun.
Sick or not, I'm very angry with you.
Hasta veya değil, sana kızgınım.
I am not angry with you.
Hayır sana kızmadım.
I'm not angry with you, Richard.
Sana kızgın değilim Richard.
No, I'm not angry with you.
Sana kızgın değilim.
If I'm not angry with you, I ought to be.
Kızgın değilsem bile öyle olmalıyım.
No, I'm not angry with you, it's all water under the bridge.
Hayir istemiyorum. Koprunun altindan cok sular gecti.
I'm not about to go bed with you simply because you're angry at your father!
Sırf sen babana kızgınsın diye seninle yatağa girmeyeceğim!
I'm not angry with you.
Ben sana kızgın değilim.
I'm not angry with you, Sherry.
- Sana kızgın değilim Sherry.
But she still broke up with you, right? I'm not angry with her.
- Seni terketti, değil mi?
I'm not angry with you, okay?
Sana kızgın değilim, tamam mı?
I'm not angry with you because you couldn't cure me but because of the lies...
Yalanlar yüzünden... bana söylediğin... yalanlar, baba.
I'm thrilled. In fact, I'm so thrilled, I'm not going to be angry with you for not telling me you were in ill health.
Sevindim, işin aslı o kadar sevindim ki bana hastalığından bahsetmediğinden dolayı sana kızgın bile değilim.
- When you said, "I already added pepper." My perception was that you were irritated with me for not knowing that and that you were angry with me, that I shouldn't have done it.
- "Biber koydum zaten" dediğinde koyduğunu bilmediğim için bana sinirlendiğin hissine kapıldım.
I'm not angry with either of you.
İkinize de kızgın değilim.
- I'm not angry with you, Ursula.
- Sana kızmadım.
- Of course I'm not angry with you.
Tabii ki sana dargın değilim.
I want you to know I was not angry with you.
Sana kızgın olmadığımı bilmeni isterim.
I hope, you're not angry with me.
Bana darılmamışsındır umarım.
I'm not too angry with you.
Sana kızgın değilim.
No, I'm not angry with you, I just thought we agreed that you weren't... gonna be from Mars.
Hayır değilim. Sadece... Artık Marslı olmayacağın konusunda... anlaştık sanıyorum.