I'm not interested translate Turkish
3,053 parallel translation
The situation is still fluid and I'm not interested in conceding defeat yet.
Durum hâlâ net değil. Ayrıca yenilgiyi de kabullenmeye henüz niyetim yok.
Because if we're about to chat about circulation, I'm not interested.
Eğer burada konun yayıIması hakkında konuşacaksak bununla ilgilenmiyorum.
I'm not interested in what she's not.
Ben onun ne olmadığıyla ilgilenmiyorum.
And I'm not interested in catching a bunch of little fish and letting the sharks swim away.
Ve ben birkaç hamsi yakalayıp köpekbalıklarının kaçmasına izin vermek istemiyorum.
I'm not interested.
Birini aramıyorum.
I'm not interested in another department's sloppy seconds.
Başka bölümlerin şapşal yedeklerini istemiyorum.
I'm not interested in the relationship.
Bu ilişki ilgimi çekmiyor.
Merlin, I'm really not interested in your favorite bedtime stories.
Merlin, senin en sevdiğin gece masallarıyla ilgilenmiyorum.
Thanks but I'm not interested.
Sağ ol ama ilgilenmiyorum.
I'm not interested, sorry.
Kabul edemem, üzgünüm.
I'm not interested in guys, either.
Erkekler de ilgimi çekmiyor.
Oh, thanks I'm not interested in guys who are dumber than me.
Sağ ol benden daha aptal erkeklerle ilgilenmiyorum.
I told you I'm not interested in raising a puppy with you.
Seninle köpek yetiştirmenin ilgimi çekmediğini sana söyledim.
But I'm not interested in that SERN conspiracy nonsense.
Ama SERN'in komplo saçmalıkları zerre ilgimi meşgul etmediler bilesin!
- Even though I'm not that interested... I prefer that than doing the dangerous stuff.
- Her ne kadar ilgimi çekmese de tehlikeli işler yapmak yerine bunu tercih ederim.
I know i'm not interested in him.
Artık onu hoş bulmuyorum.
I'm not interested in anything else.
Ben sadece koşmak istiyorum.
I'm not interested, OK?
- İstemiyorum ya, anlamıyor musun?
You know, I'm... I'm really not interested in participating.
Bakın, ben... ben dâhil olmakla pek ilgilenmiyorum.
I'm not interested in anyone else.
Başka hiç kimseyle ilgilenmiyorum.
Cute, but I'm not interested.
Hoş biri, ama ilgilenmiyorum.
If you're still not interested, I'll leave you alone.
Eğer hala ilgini çekmezse, seni rahat bırakacağım.
I'm not interested in anything you have to say.
Söyleyeceklerin beni ilgilendirmiyor.
I'm glad you and my wife are friends, but I'm not interested in your pet theories about me.
Eşimle arkadaş olmanıza sevindim ama gerçek olmasını çok istediğin teorilerinle hiç ilgilenmiyorum.
I'm not interested.
İlgilenmiyorum.
I'm not interested in that.
- Bunlar ilgimi çekmiyor.
I'm not interested in a drug bust.
Uyuşturucu bağımlısıyla uğraşamam.
I'm not interested in being a pet.
Evcil bir hayvan olmakla ilgilenmiyorum.
You know, I'm sure you're a nice person, and you have no idea what you've gotten sucked into, but really, I'm not interested.
İyi biri olduğunda ama neye bulaştığının farkında olmadığına eminim ama gerçekten, ilgilenmiyorum.
Whatever the job is, I'm not interested.
İş her ne ise, ilgilenmiyorum.
I'm not interested in the tears, princess.
Ağlayanları hiç sevmem, prenses.
I'm just not interested.
İlgilenmiyorum.
I'm just not interested in dating anyone right now.
Şu anda kimseyle flört etmekle ilgilenmiyorum.
I told you, I'm not interested.
Sana söyledim, ilgilenmiyorum.
- I'm not interested.
O işle ilgilenmiyorum maalesef.
I'm not interested in that stick figure of yours...
Senin o süpürge sapı gibi vücudunla ilgilenmiyorum.
I'm not interested in the stick figure of a nude mad scientist.
Süpürge sapı gibi çılgın, çıplak bir bilim adamıyla ilgilenmiyorum.
I-I'm not really interested...
Bunlar benim pek ilgimi çekmiyor.
I'm not interested in your personal opinion.
Senin şahsi fikirlerine ihtiyacım yok.
I'm not interested.
Umurumda değil.
I'm not interested in his stupid money.
Onun aptal parasıyla ilgilenmiyorum.
Sorry, I'm not interested.
Üzgünüm ama ilgimi çekmiyor.
I'm not interested in the planning team only the architect team of hotel.
Otelin planlama bölümüyle ilgilendiğimi mi düşündün? Bu yüzden mi başvurma mı istedin?
No, it's not the exams I'm interested in. It's the five tries.
Beni muayene değil beş deneme ilgilendiriyor.
I'm not interested in their opinions.
Onları görüşü beni ilgilendirmiyor.
I'm sorry. You're not interested in relationships, only your 1 0-year plan,'cause you're weird.
Üzgünüm, Sen önümüzdeki 10 yıl, bir ilişki istemiyorsun, çünkü garipsin.
I'm not interested in
İlgilenmiyorum
- I'm not interested in your opinion.
- Senin fikrinle ilgilenmiyorum.
I'm not gonna sit across from someone and hear all their stories, even if she was someone I could be interested in, because I just...
Birisinin karsisina oturup onun eski hikayelerini dinleyemem, ona ilgi duyuyor olsam bile, Cunku ben sadece...
Look, I'm not really interested in some disposable hired hitter, no offence.
Bak, harcanabilir kiralık tetikçilerle ilgilendiğim falan yok, alınma.
I'm not interested, sweetheart.
Tatlım ilgilenmiyorum.
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224