I'm not sure exactly translate Turkish
527 parallel translation
Why, I'm not sure I know exactly what you mean.
Ne demek istediginizi anladigimi sanmiyorum.
I'm not exactly sure.
Kesin emin değilim.
I'm not exactly sure what you mean.
Ne demek istediğinizden tam olarak emin değilim.
I'M NOT SURE EXACTLY WHAT IT WAS.
Bazı şeylerin muğlak kalmasını yeğlerim. Biliyorum.
- I'm not exactly sure.
- Tam emin değilim.
I'm not exactly sure, but I think it's different with a brain tumor.
Emin değilim ama beyin tümöründen farklı gibi.
I'm not sure if I can express myself exactly... But when you were writing your article, surely you couldn't help but feel you were one... ofthese men you call superior.
Ama makalenizi yazarken kendinizi o üstün kişilerden biri olarak görmekten alamadınız.
I'm not sure exactly.
Tamirci arabanızı getirecek.
I'm not exactly sure what's going to happen.
Ne olacağından tam olarak emin değilim.
I'm not sure exactly.
Tam emin değilim.
I'm not sure "enjoy" is exactly the word you had in mind, Lieutenant.
"Hoşlanmak" aklındaki tam sözcük değildi, eminim, Komiser.
I'm not exactly sure what I think you're fit for... but I will not oppose his decision.
Senin bu işe tam olarak uygun bir kişi olduğunu sanmıyorum fakat bu karara karşı çıkmayacağım.
Well, I'll go back to yhe states, but I'm not exactly sure what I'll do.
Amerika'ya döneceğim. Ne yapacağıma henüz karar vermedim.
Well, I'm not exactly sure, but it's the readout.
Şey, tam olarak emin değilim ama sorun okumalarda.
I'm not sure it's exactly over.
Tamamen biteceğinden çok emin değilim.
Because...'cause I'm not sure why, exactly.
Çünkü... çünkü nedeninden tam emin değilim.
- I'm not exactly sure.
- Tam olarak emin değilim.
I'm not sure exactly.
Pek emin değilim
I'm not sure you are exactly what I bargained for.
Ne için anlaştığımın farkında olduğunuzu sanmıyorum.
I'm not exactly sure.
Tam olarak emin değilim.
I'm not sure exactly what it is.
Ama ne olduğunu tam bilmiyorum.
I'm not sure exactly what caused it, but right now, I'm inclined to go along with the diagnosis of a seizure.
Buna neyin sebep olduğundan çok emin değilim,... ama şu anda teşhisim bunun bir epilepsi olduğu doğrultusunda.
I'm not exactly sure.
Emin değilim.
I'm not sure if this is exactly what you wanted, but...
Tam olarak istediğinin bu olup olmadığından emin değilim ama...
Well, I'm not sure I have exactly what you're looking for... but try this.
Pekala, ne aradığından tam olarak emin değilim ama bunu dene.
We'll have you hooked up in no time with what, to what, I'm not exactly sure.
Korkusuzca eğlenin. Çok geçmeden sizin bir şeyle veya bir şeye takılmanızı sağlayacağız.
Well, I'm not exactly sure what I've learned.
Ne öğrendiğimden tam emin değilim.
- Well Major I'm not exactly sure.
- Binbaşı, açıkçası tam bilmiyorum.
I'm not exactly sure how it works.
Nasıl olduğundan emin değilim.
You know, I'm not exactly sure.
Tam olarak emin değilim.
Bob, there is a groundbreaking new book that has just come out. Ah! Now, not everything in this book, of course, applies to you, but I'm sure that you can see, when you see the title, exactly how it could help.
Bob, olay yaratan yeni bir kitap çıktı, henüz yayınlanmadı, kitaptaki her şey sana göre değil, fakat... eminim başlığı, görür görmez, sana yardım edebileceğini anlayacaksın.
Yes, I would like something to drink, but I'm not exactly sure what.
Bir şeyler içmek istiyorum fakat karar veremedim.
I'm not exactly sure what country we're in.
Hangi ülkede olduğumuzdan emin değildim.
I'm not quite sure exactly what's going on here. We should start talking about how much you want for the business.
Konuşmamıza iş için ne kadar istediğini söyleyerek başlayabiliriz.
You know, I'm not exactly sure.
Aslında, hiç emin değilim.
I'm not exactly sure.
Tam anlamıyla emin değilim.
I don't know. I'm not sure exactly, but it has some message like that.
Tam olarak emin değilim ama verdiği mesaj bunun gibi bir şeydi.
well, I'm not sure exactly.
Tam olarak emin değilim.
I'm not sure exactly.
Tam olarak emin değilim.
- I'm not exactly sure.
- Pek emin değilim.
Look, Mrs. Hall, or whatever your name is I'm not exactly sure why you're here.
Bakın Bn. Hall, ya da adınız her neyse neden geldiğinizi bilmiyorum.
I'm not sure, exactly.
Tam olarak emin değilim.
I'm not sure why exactly.
Nedenini tam bilemiyorum.
I'm not sure exactly.
Peki ne dedi?
Oh, I'm not sure exactly.
Tam olarak bilemiyorum.
I'm not exactly sure how to access all the subroutines.
Tüm alt rutinlere nasıl erişeceğimden tam emin değilim.
Well, Will, I'm not exactly sure what you mean.
Ne demek istediğini anlamadım.
Well, I'm not sure exactly, but is there a map?
Aslında, tam emin değilim, ama haritanız var mı?
I'm not sure exactly what I'm supposed to do.
Tam olarak ne zannedeceğimi bilmiyorum.
I'm not sure I've ever said that exactly, but... that doesn't mean it's not true.
Peki ala... bunu tam olarak söylediğimden emin değilim, ama... söylememiş olmam bunu doğru olmadığı anlamına gelmez.
I'm not sure exactly, but i think that... no!
- Tam olarak emin değilim ama sanırım - - Hayır!
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not saying that 218
i'm not afraid anymore 37
i'm not leaving 338
i'm not here 238
i'm not here for you 43
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not saying that 218
i'm not afraid anymore 37
i'm not leaving 338
i'm not here 238
i'm not here for you 43