English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm not sure yet

I'm not sure yet translate Turkish

633 parallel translation
I'm not sure yet. I'm leaving tonight.
- Emin değilim, yola bu gece çıkıyorum.
Indeed, I'm not sure yet.
Aslına bakarsanız, hala emin değilim.
I'm not sure yet.
Emin değilim.
- Meaning, I'm not sure yet.
Yani şimdilik emin değilim.
But yet I'll make assurance double sure, and take a bond of fate : thou shalt not live. That I may tell pale-hearted fear it lies, and sleep in spite of thunder.
Ama yine güvenmeyelim, yazılı bir senet alalım kaderden : sağ kalma ki, yufka yürekli korkuya "Yalan söylüyorsun" deyip uyuyabileyim, gök gürledikçe.
- I'm not sure yet.
- Henüz emin değilim.
I'm not sure yet whether even we've come back.
Henüz bizim döndüğümüze bile emin değilim ki.
. I'm not sure yet.
- Bilemiyorum.
I'm not too sure yet
Daha tam emin değilim.
I'm not sure yet that there'll be a wedding.
Bizimkinde yağmur vardı. Düğün olacağından emin değilim.
I'm not sure yet.
Henüz emin değilim.
Because the doctors are not sure yet, but I'm sure it's nothing serious, Your Majesty.
Doktorlar henüz neyiniz olduğunu bilmiyorlar ama önemli bir şey olduğunu sanmıyorum, Majesteleri.
I'm not sure we're out of it yet.
Tehlikeyi atlattığımızı sanmam.
I'm not sure yet just what kind of a world I can use.
Nasıl bir dünyayı kullanabilirim, henüz emin değilim.
I'm not sure, but the girl did lose a fortune in gems when you were held up, and yet she did not go to the police.
Emin değilim, fakat senin yanında iken kız bir talihsizlik yaşamasına rağmen polise gitmedi.
I'm not yet sure if this man is my ancestor.
Bu adamın benim atam olduğuna hâlâ emin değilim bayım.
I'm... not sure yet.
Ben... geçiyordum işte!
I haven't been there for a long time and I'm not sure I'm ready to go back yet.
Uzun zamandır yoktum. ve geri dönmeye açıkçası emin değilim.
I'm not sure yet.
Daha koymadım, bilmiyorum.
- I'm not sure about me yet.
- Ama kendim için emin değilim.
I'm not sure yet, Harry.
Daha bilmiyorum tam, Harry.
- Sure, except I'm not working yet.
- Tabi, ama artık çalışmıyorum.
I'm not sure yet, but probably not more than 400 feet.
Henüz emin değilim, ama muhtemelen 120 metreyi geçmez.
I'm not sure I am yet.
Dışarıda mıyım henüz bilmiyorum.
Well, I'm sure you're not spent yet.
Henüz yorgun olmadığına eminim.
No, I have not spoken to the President yet, but I'm sure I will very soon.
Hayır, henüz Başkan ile konuşmadım, ama eminim çok yakın bir zamanda konuşurum.
I'm not sure yet. But you sure got the old heart pounding.
Henüz emin değilim ama kalbimin hızla çarptığı kesin.
I'm not sure yet. But I gotta do something.
Emin değilim, ama bir şey yapmalıyım.
There's no flame and yet I burn I'm not sure what I'm afraid of And yet I'm trembling
# Henüz ateş yok ama ben yanıyorum # korktuğumdan emin değilim # ama titriyorum.
Three months, six months - I'm not sure yet.
Üç ay olur, altı ay olur. Daha emin değilim.
I mean, I'm not sure yet you're ready to run this task force.
Yani, hâlâ bu iş temposunu kaldıracağından emin değilim.
I'm not sure yet what's best for the Monarchy.
Monarşi için hangisi daha iyi bilemiyorum.
I'm not sure we should do this yet.
Bunun için biraz acele etmiyor muyuz sence?
I'm not sure that's a good idea just yet, Dad.
Bunun şu an iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, baba.
I'm not sure yet.
Emin değilim!
I'm not sure yet, sir.
Henüz emin değilim, efendim.
I'm not even sure how it was done yet.
Ben bile nasıl yapıldığından daha emin değilim.
I'm not sure where that is yet, Sam... but it sure ain't here.
Ev neresi henüz bilmiyorum Sam... ama eminim burası değil.
I'm not sure yet... but I think I'm going to be a movie star.
Emin değilim ama... sanırım aktör olmak istiyorum.
I'm not sure yet what to think.
Henüz ne düşüneceğim hakkında emin değilim.
I'm not sure yet.
Henüz tam olarak emin değilim.
Actually, I'm not sure yet.
Aslında, henüz emin değilim.
- Well, I'm not sure yet.
- Daha tam emin değilim.
- Well, I'm not sure yet.
- Emin değilim.
No, but I'm not sure yet.
Hayır, ama henüz emin değilim.
I'm not sure yet.
- Henüz emin değilim.
NICKY : I'm not sure yet.
Henüz emin değilim.
NICKY : I'm not sure yet.
- Daha emin değilim.
Who? I'm not sure yet.
Nasıl yani?
I'm not sure yet, but we don't have much time to get there.
Henüz emin değilim, ama oraya varmamız için yeterli zaman olmayabilir.
I'd like to research the life of a woman poet for my paper... but I'm not sure which one yet.
Ödev olarak bir kadın şairin özel hayatını araştırmak istiyorum. Ama henüz kimi araştıracağımı bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]