I'm on my way now translate Turkish
477 parallel translation
I'm on my way back there now.
Şimdi Paris'e dönmek üzereyim.
I'm on my way now to Glen Arden... all set to prove they'll rise to a Parmacheene Belle.
Glen Arden'a gidiyorum... Parmacheene Belle iğnesine takılmalarını izleyeceğim.
- I'm on my way there now.
- Şimdi oraya gidiyorum.
I'm on my way up there now.
Ben de oraya gidiyordum.
I'm on my way home now.
Eve gidiyorum.
But I'm on my way back to Superstition right now.
Ama şimdi Superstition'a dönüyorum.
Matter of fact, I'm on my way now, down to the bank where they know me.
Hatta şu anda bankaya gidiyorum. Orada beni tanıyorlar.
From now on, I'm playing it my way.
Bundan sonra, aklıma estiği gibi çalıyorum.
Zach, will you call Langley Field, ask for Russ Peters, tell him to get the boys up and say I'm on my way back there now.
Zach, Langley Alanı'ndan Russ Peters'i arar mısın? Ona, çocukları toplamasını söyle oraya geliyorum.
I'm just now on my way to Rome.
Az sonra Roma'ya doğru yola çıkacağım.
I'll even recommend you as a fortuneteller, but right now I'm on my way to Bridgetown.
Hatta seni bir falcı olarak tavsiye edeceğim, fakat tam şu anda Bridgetown yolundayım.
From now on, I do things my way!
Bundan böyle, kendi yöntemlerimi kullanacağım!
Right now I'm on my way to Capri to write on tourism.
Biraz sonra turizm hakkında yazmak için Capri'ye gidiyorum.
As of right now, I am cancelling out on my support - financial and every other way.
Kanuni hakkım olduğuna göre, finansal ve diğer her türlü desteğimi çekiyorum.
I'm just on my way out now. Yeah, george.
Tam çıkmak üzereydim.
I'm... i'm... i'm on my way now.
Doğruyu söylüyorum George. Doğruyu söylüyorum. Ben... tam çıkıyordum.
I'm on my way now.
Şimdi size geliyorum.
As a matter of fact, I'm on my way to Zurich now.
Aslında ben de Zürich'e gidecektim.
And now I'm on my way to get you.
Seni bulmaya geliyorum.
In fact, I'm on my way home now.
Aslında, ben tam da eve gidiyordum.
I'd best be on my way now.
En iyisi ben yola koyulayım artık.
I'm on my way to the bridge now.
- Geliyorum.
As a matter of fact, I'm on my way uptown right now.
Doğrusu ben de şehir merkezine gidiyordum tam.
Now if everybody's satisfied, I think I'll be on my way.
Eğer herkes tatmin olduysa, sanırım yoluma gidebilirim.
- I'm on my way there now.
Tabanca yoktu.
Don't sit down, I'm on my way out right now.
Oturma. Dışarı çıkıyorum.
From now on, I'm gonna take my baths at the YMCA, the way Daddy does.
Bundan sonra banyolarımı hamamda yapacağım, tıpkı babam gibi.
'But what I was calling about - I'm on my way up to the cabin now.'
Bu gece dağ evine gitmeye karar verdim.
- I'm on my way over to see him now.
- Hemen onu görmek için yola çıkıyorum.
I'm on my way to New Mexico now.
Şu an New Mexico istikametinde yol alıyorum.
I'm on my way there now myself.
Şimdi oraya kendim gidiyorum..
I'm on my way now.
- Ben yola çıkıyorum.
I'm on my way to see Adama now.
Şimdi Adama'yı görmeye gidiyorum.
From now on, I do it my way.
Bundan sonra kendi yöntemlerimi uygulayacağım.
Now I look like I'm on my way to a Veterans Day parade in Nome.
Şimdi Viyetnam'da Gaziler Günü Töreni'ne gider gibiyim.
What countrysides, what faces will I find on my way from now on?
Hangi yerler, hangi yüzlerle karşılaşacağım bundan sonra?
Now, I must be on my way.
Artık yola çıkmalıyım.
I'm on my way to Bogan now.
Şimdi Bogan yolundayım.
I'm on my way now. And one other thing :
Bir şey daha var.
In fact, right now I'm on my way to kill your girlfriend.
Ama bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
I'm on my way to him right now.
Şu anda ona gidiyorum.
You see, Lwaxana, I'm on my way home now..... to die.
Lwaxana, şu an evime geri dönüyorum,... ölmek için.
Now, this is the village I stopped in on my way to Lake Victoria.
Şimdi burası Victoria gölüne giderken benim yolda uğradığım köy.
In fact, I'm on my way to try and do so now.
Aslında, şu anda bunu denemeye gidiyorum.
I'm on my way now.
Oraya doğru gidiyorum.
I'm on my way over there right now.
Ben şu an oraya gidiyorum.
Now, I'll just take my stuff and be on my way.
Malımı alıp gideyim.
I'm on my way to the bank now.
Şu anda bankaya gidiyorum.
Yes, I'm on my way there, now.
Evet, oraya gidiyorum.
I survived an ordeal, and right now, I'm on my way through a labyrinth with a mad bastard who just came back from the death. and a bodyguard who turned out to be whatever the opposite of a bodyguard is.
Alçak herifin tekiyle ve koruma olması gerekirken tam tersi hain çıkan bir'koruma'yla bir labirentte sırılsıklam olduk.
I'm on my way to see'em right now, and they'll listen to me, too.
Şimdi onlarla görüşmeye gidiyorum, ve onlar da beni dinleyecekler.