I'm on your side translate Turkish
1,071 parallel translation
I'm on your side.
Sizin tarafınızdayım.
Hey, I'm on your side now.
Hey, artık senin tarafındayım.
I'm on your side, you piece of junk!
Ben senin yanındayım, seni çöp yığını!
It's all right. I'm on your side.
Pekala, ben senden yanayım.
I'm on your side, remember?
Ben, senin tarafındayım, hatırlamıyor musun?
- I wanna prove to you I'm on your side, man. - Uh-huh.
Senin tarafında olduğumu sana ispatlamak istiyorum be adamım.
And while you guys are dragging your candyasses half-way across the state and back, I'll be waiting for you on the other side relaxing with my thoughts.
Siz ödlekliğiniz yüzünden oflaya puflaya... eyaletin neredeyse yarısını katederken, ben de sizi öteki tarafta bekliyor olacağım. İyice mayışmış bir vaziyette.
I'm on your side.
Ben senden yanayım.
Is that because you're going away to have your bastard son on the other side of the sea... when I had mine in a turnip patch?
Ben, kendi çocuğumu toprağın üstünde doğururken seninkinin denizin diğer tarafında doğması daha mı iyi sanıyorsun?
If there are any bugs in here or rats or anything that has more legs than I do... you just stay on your side of the room, okay?
Eğer burada böcek veya sıçan veya benden fazla bacağı olan bir şey varsa... odanın sana ait olan kısmında kal, tamam mı?
I'm on your side, but you know, a lot of women come into this bar wanting to meet the sexy bartender, and more and more of them are not talking about you.
Ben senin tarafýndayým. Bu bara seksi barmeni görmek için gelen... çok kadýn var. Ama seksi barmenle seni kastedenlerin sayýsý her geçen gün azalýyor.
I'm on your side, you assholes!
Ben de sizin taraftanım, göt herifler!
I'm always on your side, mademoiselle.
Hep sizin tarafınızdayım, matmazel.
I'm on your side, OK?
Senin tarafındayım, tamam mı?
I was on your side!
Senin tarafındaydım!
Well, what's best for me is if I lie on my side like this and you spoon up beside me, your arm draped over me. We do it the other way, I get your hair caught in my throat and I choke in the night.
En iyisi ben kendi tarafımda yatarım ve sende yanımda kıvrılırsın eğer diğer şekilde yatarsak saçların ağzıma girer ve ben boğulabilirim.
I'm on your side.
Senin tarafındayım.
I'm on your side.
Ben sizin tarafınızdayım.
Please, I'm on your side.
Lütfen, ben iyilerin tarafındayım.
I'm glad to be on your side, Larry.
Senin tarafında olmaktan çok memnunum, Larry.
God, am I glad to be on your side.
Tanrım, senin tarafında olmaktan çok memnunum.
- I'm on your side.
- Ben sizin tarafınızdayım.
I'm on your side!
Ben sizin tarafınızdanım!
I'm on your side.
Ben senin yanındayım.
Listen, I'm on your side.
Dinle, ben senin tarafındayım. Tamam mı?
No, Mike, I'm on your side.
Yo, Mike, ben senin tarafındayım.
Look, I'm on your side.
Bak, ben senin tarafındanım.
I'm on your side, kid.
Ben senin tarafındayım, oğlum.
And you know I'm somebody you don't wanna have on your bad side.
Ve ben, karşına almak isteyeceğin türden bir adam değilim.
- I'm on your side, too.
- Senin de yanındayım.
Your Majesty stop me if I "m wrong about this, but wasn" t your mole on the other side?
Majeste yanılıyorsam beni susturun, ama beniniz öbür tarafınızda değil miydi?
I'm here to build trust with your people and I'd like to feel that somebody on your side is giving something back.
İnsanlarınız ile güvene dayalı bir ilişki kurmak için buradayım ve sizin tarafta birilerinin bu çabaya karşılık bir şeyler geri verdiğini hissetmeye başlamak istiyorum.
I'm on your side!
Ben de sizin tarafınızdayım!
I'm on your side.
Bak Larry, sizden yanayım.
I'm on your side, all the way.
Senin tarafındayım, her türlü.
I am on your side, with the victims.
Sizin tarafınızdayım, kurbanlarla.
Helen, I was always on your side.
Helen, ben hep senin yanındaydım.
Now, I'm not going to leave your side till I see a little smile on that face.
Yüzünde biraz gülümseme görmeden yanından ayrılmayacağım.
No, I just wanted to tell you I'm on your side.
Hayır, hayır, sadece sizi desteklediğimi bilmenizi istedim.
Hey, I'm on your side.
Ben senin tarafındayım.
I'm not on your side.
Sizin tarafınızda değilim.
- I'm on your side.
- Hayır, hadi, gidelim!
You have to understand, I'm on your side.
Anlamalısınız, ben sizin tarafınızdayım.
The interesting thing was that the censor often said i'm on your side i share your views "
İlginç olan sansürcünün sık sık, " Ben sizin tarafınızdayım. Görüşlerinizi paylaşıyorum'" demesiydi.
Aren't you glad I'm on your side?
Senin tarafımda olmamdan mutlu değil misin?
Having a family on your side has got to be more important than having some fried-chicken typhoon telling me I'm finger-licking good every morning.
Yanımda bir ailemin olması, her sabah ne kadar güzel olduğumu söyeleyen bir kızarmış tavuk patronuyla uğraşmaktan çok daha önemli olmalı.
In the meantime, let me give you some free advice just to show you I'm on your side.
Bu arada sizin tarafınızda olduğumuzun bir göstergesi olarak size biraz tavsiye vereyim.
I'm not pulling them off their duties to prepare your ship for launch, and I'm not going to drop you off on the side of the road every time we hit a bump.
Onları görevlerinden alıp geminiz fırlatma hazırlığı işine veremem, ve sizi, her yumruk yediğimizde durup yolun kenarında bırakamam.
I'm on your side.
Ben senin tarafındayım.
I'm on your side.
Ben sizden yanayım.
I'm on your side.
Ben sizin tarafınızdaydım.
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63
i'm only 129
i'm only asking 24
i'm on a diet 31
i'm on a roll 30
i'm on board 44
i'm on the way 39
i'm on the job 45
i'm on the phone 140
i'm one of them 48
i'm on 90
i'm only asking 24
i'm on a diet 31
i'm on a roll 30
i'm on board 44
i'm on the way 39
i'm on the job 45
i'm on the phone 140
i'm one of them 48
i'm on 90