I'm out translate Turkish
146,170 parallel translation
I ca... I can't get out of here without the card.
Kapıyı açacak kartım olmadan buradan çıkamayız.
If she can, I'll get them out somehow.
Yapabiliyorsa, bir şekilde onları çıkaracağım.
I'm gonna get you out, okay?
Sizi çıkaracağım, tamam mı?
They beat the... out of me, and I ran here.
Beni patakladılar,... ve ben soluğu burada aldım.
And I'm out.
Ve ben çıktım.
Now, I can take it out, sure, but I can't stop that kind of bleeding without a clotting agent, and I need a sterile environment, and all of that is in the O.R.
Şimdi, onu çıkarabilirim, fakat böyle bir kanamayı pıhtılaşma maddesi olmadan yapamam ve steril bir atmosfere ihtiyacım var,... ve tüm bunların hepsi O.R'de.
I'm helping out the nurse, the scary one.
Hemşireye yardım ediyorum,... korkutucu olan.
I'm gonna beat the fuck out of him.
Onu defetmeye gidiyorum.
See my friends with their brothers and sisters, and it felt like... like I was missing out on something.
Arkadaşlarımı kardeşleriyle gördüğüm zaman,... hep bir şeylerin eksik olduğunu anladım.
I'll get you out, I'll get you out!
Seni çıkartacağım, seni çıkartacağım!
And what I need you to do is tie me up and not let me out.
Beni bağlamana ihtiyacım var,... ve çıkmama izin verme.
That's my qualification, and I will kick him out of the loading dock.
Bu benim vasfım,... ve onu yükleme limanından tekmeleyeceğim.
I mean, if it's safe, then I'm sure you don't mind if I crash out there, if I go with him.
- Tamam. Demek istediğim, eğer güvenliyse,... o zaman eminim orada kalmamın bir sakıncası yoktur onunla birlikte gitmemin.
I took my dick out.
Aletimi çıkardım.
She asked me to beat it out of her, and I did... and I let it out.
Bana onu içinden çıkarmamı istedi, ve ben yaptım onu çıkardım.
I let it out.
Onu dışarı çıkardım.
I'm gonna go find Bryan and Mia, and then we're getting out of here.
Bryan ve Mia'yı bulmaya gideceğim ve o zaman buradan kurtulacağız.
- Oh, man. I think we ran out.
- Sanırım bu kadardı.
I think we're done. I think we ran out of juice.
Bitti sanırım, şaka kalmadı.
- I think we're running out of...
- Sanırım şaka...
- I think we're running out of juice.
- Sanırım şaka kalmadı.
- And I think we figured it out. - Mm-hmm.
- Ve sanırım işi çözdük.
But I think we figured it out, and we're gonna share it with y'all
Sanırım durumu çözdük ve sizinle paylaşmak istiyoruz.
I spent half the night trying to figure out how to do this.
Gecenin yarısını bunu nasıl yapacağımı düşünerek geçirdim.
When I graduated from college, I got this job pumping gas out on the old road.
Üniversiteyi bitirdiğimde..... eski yolda benzin pompacılığı yaptım.
So I'm just... I'm supposed to go in there and just clean this place out.
Yani sadece oraya gidip mekanı temizlemem gerek.
I'm supposed to go in there and just clean this place out.
Oraya sadece parayı almak için gireceğim.
I just think I have to work this out on my own.
Sanırım bunu kendim çözmeliyim.
I don't know what you're talking about, but I do know this guy checks out.
Ne konuştuğunu anlayamadım ama çekleri onun yazdığını biliyorum.
You have a choice, and I don't know what it is, but please, just figure something out.
Bir seçeneğin var ve ben bunu bilmiyorum ama lütfen sadece bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
I'm beginning to think we're not gonna find him out here.
Onu burada... bulamayacağımızı düşünmeye başladım.
I need it to break out. Oh.
Oradan kaçabilmem için yardımın gerek.
I reached out to the door of my cell, and it was open.
Hücremin kapısına uzandım ve açıktı.
And with so many dank sewers out there, I could hardly leave her behind.
O kadar çok rutubetli lağım varken... onu geride bırakamazdım.
I know you're gonna miss me, sis, but I couldn't pass up a ticket out of here.
Beni özleyeceğini biliyorum ablacım... ama buradan kaçış biletini kaçıramazdım.
If you really want to leave, I'll dig through every book I have to figure out how to break the protection spell.
Gerçekten gitmek istiyorsan... koruma büyüsünü bozmanın yolunu bulmak için... elimdeki bütün kitapları karıştırırım.
I was able to pair my phone with the injured guard's smart watch, and I found out they set some wire in the basement.
Yaralı nöbetçinin akıllı saatiyle, Telefonumu eşleştirmeyi başardım ve bodrumda biraz kabloları olduğunu öğrendim.
I dropped out of the academy because I get panic attacks.
Akademiden ayrıldım Çünkü panik atağım var.
I put them in interrogation for a time out.
Onları bir süreliğine sorgu odasına attım.
Keep the doors locked and your guns loaded no one steps a foot in or out unless I give the word.
Kapıları kilitli tutun ve silahlarınızı doldurun. Ben söylemediğim sürece kimse buraya adımını atmayacak.
What with the two dead zombies out there, I'd be a lot more surprised if your pops was sitting in that chair.
Dışarıdaki iki ölü zombiyi görünce orada baban oturuyor olsaydı şaşırırdım.
I'm not gonna sit out here like some goon and...
Hayır! Burda öyle şavalak gibi oturmayacağım ve...
My Uber's here, so I'm out.
Uber'im burada, yani ben çıktım.
Well, you're not gonna have to.'Cause I'm catching the last chopper out of Saigon.
Zorunda da kalmayacaksınız çünkü burayı derhal terk ediyorum. - Gidiyor musun?
They sounded about 1,000 on the phone, so I'm gonna get out of here before I get stuck talking about soup or whatever.
Telefondayken sesleri bin yaşındalarmış gibi geldi bu yüzden çorba ve diğer zırvalar hakkında konuşmak zorunda kalmadan gidiyorum.
- I'm going out.
- Dışarı çıkıyorum.
Okay, fine, I'm going out.
Tamam pekii, dışarı çıkıyorum.
Okay, just get them out of here,'cause if I have to scrub the colonel's disgusting tattooed carcass one more time, I'm gonna lose my mind.
Çünkü eğer albayın mide bulandırıcı dövmeli cesedini... bir daha temizlemek zorunda kalırsam aklımı oynatacağım. Dövmeleri var ha?
I'm freaking out over here.
Aklımı kaçırmak üzereyim.
Sully, I got to clear this out!
Tamam dayan Sully. Bunu dışarı çıkartmalıyım!
- I don't have a job or any hobbies, I'll figure something out.
İşim ya da başka bir uğraşım yok. Bir yolunu bulurum.