I'm really hungry translate Turkish
353 parallel translation
Oh, I'm really not hungry.
Aslinda aç degilim.
I'm really not very hungry.
Aslında pek de aç değilim.
I really shouldn't, but I've been hungry so long.
Almamalıyım ama uzun süredir açım.
But I'm really not hungry.
Gerçekten aç değilim.
I don't think I'm really terribly hungry.
Ben pek aç değilim aslında.
I was really hungry.
Çok acıkmıştım.
I'm not really hungry.
Gerçekten aç değilim.
I'm really not hungry.
Hiç aç değilim.
- I'm really not hungry.
- Hayır, gerçekten aç değilim.
Dad, I'm not really hungry.
- Baba ben aç değilim
- No, I'm not really hungry.
- Hayır, aslında pek aç değilim.
You're a very nice man, Lieutenant, but I'm not really hungry.
Sen çok iyi bir adamsın, Komiser, fakat gerçekten aç değilim.
I'm really not hungry.
Gewrçekten aç değilim.
I'm not really very hungry.
Çok aç değilim.
Mommy, I'm really hungry.
Anne, çok açım!
Well, I'm not really hungry, I had a sandwich on the train.
Pek aç değilim, trende sandviç yedim.
I'm really not hungry anymore.
Artık o kadar aç değilim.
- I'm really not very hungry.
- Gerçekten aç değilim.
I'm really not that hungry.
Gerçekten, ben o kadar aç değilim.
I'm really not hungry.
- İki de çörek.
I'm not really hungry.
Pek aç değilim.
[Face] I " m really not very hungry.
Aslında pek aç değilim.
I ain't had nothing all day, and I'm really hungry.
Bütün gün hiçbir şey yemedim ve çok açım.
Oh, I'm not really all that hungry.
Aslında o kadar da aç değilim.
And right now I'm really hungry.
- Ve şimdi karnım çok aç!
Boy, I'm really hungry.
Tanrım, gerçekten çok acıktım.
Now I'm really hungry. Go ahead.
Kendimi yüzen, hafif, danseden bir sisin içinde buldum.
Strange... I'm not really very hungry tonight.
Garip... Bu gece hiç de aç değilim.
No, I'm not really hungry.
Hayır, gerçekten aç değilim.
Yeah, we could. I'm not hungry, really.
Olabilir, ama çok aç değilim.
- With this throat, I'm really not hungry.
- Bu boğazla birşeyler yiyesim yok.
I'm in a really bad mood and since I've never eaten before, I should be very hungry.
Gerçekten çok kötü bir durumdayım ve daha önce hiç yemek yemediğim için de, çok ama çok aç olmalıyım.
- I got really hungry being dead. - Yeah!
Ölü olmama rağmen gerçekten çok açım!
I'm really not very hungry.
Çok aç değilim.
I'm not really that hungry anyway.
Pek aç değilim zaten.
I'm really hungry.
Karnım acıktı. Yemeğimi şimdi istiyorum.
- I'm really hungry.
- Çok acıktım ben.
- But I'm really hungry.
- Ama ben gerçekten açım.
- I'm really hungry.
- Bayağı acıktım.
I mean I'm really, really hungry.
Gerçekten açım diyorum başka birşey demiyorum.
I'm not really hungry.
Aç değilim gerçekten.
I'm really hungry.
- Karnım gerçekten çok acıktı.
I was out to dinner with her the other night... and I asked her if she liked Scorsese... and she said, "Well, I'm really not that hungry".
Geçen gece yemekteydik. ... ve Scorsese'yi sevip sevmediğini sordum. ... ve bana cevap olarak o kadar aç olmadığını söyledi.
Although, actually I'm really not that hungry.
Aslında o kadar da acıkmamıştım.
I felt like a really shallow person, because I was hungry.
Gerçekten sığ bir insan gibi hissettim çünkü ben acıkmıştım.
I'm sort of not really that hungry now that I think about it.
Düşündüm de pek aç sayılmam.
Ma, I'm not really that hungry this morning, alright?
Anne. Bu sabah hiç aç değilim. - Haydi.
I really am hungry!
Gerçekten çok açım!
I'm really not hungry at all.
Bir kamyoncu durağında yedim.
I'm not really hungry.
Aç değilim.
I'm really, really hungry.
Günü kurtarıyordum da.
i'm really sorry 2069
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
i'm really tired 107
i'm really busy 47
i'm really happy 47
i'm really busy right now 18
i'm really happy for you 111
i'm really grateful 18
i'm really nervous 48
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
i'm really tired 107
i'm really busy 47
i'm really happy 47
i'm really busy right now 18
i'm really happy for you 111
i'm really grateful 18
i'm really nervous 48