English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm relieved

I'm relieved translate Turkish

1,299 parallel translation
I'm relieved to see you've prepared for your role.
I'm relieved to see you've prepared for your role.
Actually, I forgot something in... I am so relieved that your mother decided... not to cook the rehearsal dinner.
Sanırım bir şey unuttum. Annenin prova yemeğini pişirmemesine çok sevindim.
I am so relieved!
Çok rahatladım!
I mean, I'm a little relieved.
Biraz rahatladım.
I was soon relieved of my position.
Kısa sürede işimden alındım.
I was relieved, happy to be home.
Rahatlamıştım, evde olmaktan mutluydum.
I'm so relieved...
Sonunda rahatladım...
I'm relieved.
Hele şükür.
I'm really relieved.
Rahatlattın beni.
But I'm relieved that at least one mean bastard got out.
Fakat yine de o bile olsa, bir kişinin bunların dışında kalıp ölmemiş olması içimi rahatlattı doğrusu.
On behalf of the government, I want to say how relieved I am at your safe return.
ABD Hükümeti adına, sağ salim dönmene ne kadar rahatladığımı söylemek istiyorum.
I'm just so relieved for him.
Onun adına çok sevindim.
I'm relieved.
Çok rahatladım.
- I thought you'd be relieved.
- Rahatladın sanmıştım.
At the time, I was just relieved they weren't interested in me.
Benimle ilgilenmedikleri zaman rahatlamıştım.
I couldn't be more relieved.
Hiç bu kadar rahat olmamıştım.
- Actually, I was relieved, Danny.
- Aslında, rahatladım, Danny. Rahatladım.
I'm so relieved.
Çok rahatladım.
I'm just relieved we straightened it out.
Olayı çözdüğümüze sevindim.
I'm relieved that a prisoner was killed in his sleep instead of dying of what might have been a preventable death.
Bir mahkûmun, tedavi edilebilir bir sorun yüzünden değil de uykusunda ölmüş olmasından dolayı rahatlamış olmam.
OH... HONEY, I'M SO RELIEVED.
Tatlım, çok rahatladım.
But I knew you weren't coming this time... so when Van showed up, I was relieved that there were others like you out there.
Ama bu sefer olmayacağını biliyordum Van belirince, senin gibi Başkaları olduğu için rahatlamıştım.
I was so relieved when you forgave me for stealing the blood... that I failed to realize no rational person would've done that.
Kanı çaldığım zaman, beni bağışladığında, çok rahatlamıştım Aklı başında kimsenin, bunu yapmayacağımı, fark edemedim.
I think he's just relieved that his name has finally been cleared.
Sanırım ismi aklandığı için artık rahat.
Personally, I think I'd be more relieved knowing I wasn't getting locked up again.
Kişisel olarak, tekrar içeri tıkılmayacağımı bilsem daha çok rahatlardım.
You have no idea how relieved I am.
Ne kadar rahatladığımı bilemezsin.
All right, I'm so relieved.
Pekâlâ.
- Well, I'm relieved.
- Güzel, rahatladım.
Are you relieved that I'm safe?
Güvende olduğum için mi?
So I grit my teeth, thought of the future, and once I came out of that doctor's office, well, honey, let me tell you, I have never felt so relieved, so good in all my life, as I did after I took care of little Henry.
Dişlerimi sıktım ve geleceği düşündüm. Doktorun muayenehanesinden küçük Henry'nin çaresine baktıktan sonra çıktığımda hayatımda hiç hissetmediğim kadar rahat ve iyi hissetmiştim.
I'm just relieved that I'm not as crazy as everyone says.
Neyse ki deli değilmişim. Ya da babama dedikleri gibi.
I'm rather relieved he's not marrying this Delia person.
Şu Delia ile evlenmediği için çok rahatladım.
So when I got into this research facility, I was relieved.
O yüzden bu araştırma birimine girdiğimde rahatladım.
I'm relieved to hear you're not one of those "freedom fries" Americans.
O milliyetçi Amerikalılardan olmadığını duymak beni rahatlattı.
So you're just relieved that I'm in even more deep shit than you are?
Demek senden daha fazla pisliğe battım diye rahatladın.
I'm so relieved.
İçim rahatladı.
Mother will be relieved when I'm home.
Annem eve döndüğüm için sevinecek.
I'm relieved
Rahatladım.
I was relieved, though
Yine de rahatlamıştım.
I'm relieved.
Rahatladım.
I'm relieved!
Rahatladım!
Since you're not hurt anywhere, I'm relieved.
Yaralanmadığını görünce biraz olsun rahatladım.
I'm just relieved that it's over.
Sadece bittiği için rahatladım.
- Are you trying to get me relieved of duty? - I'm not trying to jam you up.
Suçu sana atmaya çalışmıyorum.
I'm so relieved you're safe, I'm, uh... I'm not thinking straight.
Düzgünce düşünemiyorum.
Nonetheless, I'm not ashamed to admit... I'll be relieved when I can wake up the crew in... two days, 16 hours, and 43 minutes.
Bununla birlikte, itiraf etmeye bir mahsur görmüyorum... mürettabatı iki gün, 16 saat, 43 dakika sonra... uyandırdığım zaman ancak rahatlayabileceğim.
So, Dr. Lucas, while the past few days have proven challenging... both T'Pol and I are relieved that our adventure is nearly over.
Yani, Dr. Lucas, geçtiğimiz son bir kaç gün zor geçse de... T'Pol ve ben bu maceranın sonuna yaklaştığımız için rahatlamıştık.
- I'm actually relieved about the pillows.
- Yastıklar konusunda içim rahatladı.
I think I'm really relieved you feel that way.
Sanırım... Böyle hissetmene sevindim.
- I'm fine. I'm actually relieved to be anywhere... that people aren't arguing over the first-edition Faulkners. His granddaughter, Sarah, is the worst.
Faulkner'ların ilk baskısı için kavga etmeyen insanların yanında olduğum için rahatladım.
I'm so relieved.
Ben bile sakinleştim bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]