I'm so happy you came translate Turkish
58 parallel translation
I'm so happy you came back.
Döndüğün için çok mutluyum.
I'm so happy you came.
Gelmene o kadar sevindim ki.
- I'm so happy that you came tonight, because I composed a little piece of music for you.
- Sevimliydi. - Bu gece geldiğin için öyle mutluyum ki... çünkü senin için bestelediğim müziğin bir parçası...
I'm so happy you came.
Geldiğin için çok mutluyum.
I'm so happy you came.
Geldiğine çok mutlu oldum.
I'm so happy that you came back.
Geri gelmene çok sevindim.
I'm so happy that you came.
Geldiğiniz için çok mutluyum.
Emissary, I'm so happy you came to consult with me.
Elçi, benimle görüşmeye geldiğin için çok mutluyum.
I'm so happy that you came.
Gelmene çok sevindim.
Santy, I'm so happy you came
Noel baba, gelmene çok sevindim.
It's just that you came in so happy, and I couldn't get my shoes off.
Sen içeri çok mutlu girdin. Bense ayakkabılarımı bile çıkaramıyordum.
You guys came to see me, I'm so happy.
Siz çocuklar beni görmeye geldiniz, Çok mutluyum.
I'm so happy you came.
Gelmene çok sevindim.
JD, I'm so happy you came.
JD, geldiğin için çok sevindim.
I'm so happy I came to brag to you.
Çok mutluyum, sana övünmeye geldim.
I'm so happy to see you again the tears just came
Sizi gördüğüme o kadar sevindim ki gayrı ihtiyari gözlerim yaşardı.
I'm so happy you came.
Geldiğine çok sevindim.
I'm so happy you came.
Geldiğine gerçekten çok sevindim!
I'd never been so happy when you came to me with the children and asked my help.
Ve bize yine yardım ettin. Seni aldatmış olmaktan nefret ettim.
I'm so happy you guys came here, but I'm trying really hard to be strong, so if you keep comforting me- -you're going to lose it? - M-hm.
Buraya geldiğiniz için çok mutluyum, ama güçlü kalmak için çok uğraşıyorum, eğer beni teselliye devam ederseniz- -ağlayacaksın?
I'm so happy you came.
Özür dilerim geldiğin için mutluyum.
I'm so happy you came
Geldiğiniz için mutluyum.
Ah, Mr Hamilton, Miss Hastings, I'm so happy you came.
Bay Hamilton, Bayan Hastings, Gelmenize çok sevindim.
I'm so happy you finally came to your senses, Ed.
En sonunda doğruyu bulduğuna sevindim, Ed.
I'm so happy you came to Hearst.
Hearst'e girdiğine çok sevindim.
I'm so happy you came!
Geldiğin için çok mutluyum!
I'm so happy you came back.
Geri gelmene çok sevindim.
i'm so happy you came. oh.
Gelmene çok sevindim.
I'm so happy you came with me.
Benimle geldiğin için çok mutluyum.
- I'm so happy you came.
- Çok mutlu oldum geldiğine.
Look, I know you guys aren't happy that I'm at NYU but I'm giving this toast tomorrow, and it's kind of a big honor and it would mean so, so much to me if you came so I hope you can.
Ama yarın akşam konuşma yapacağım ve bu büyük bir onur. Gelirseniz benim için anlamı çok büyük olacak. Umarım gelebilirsiniz.
- Oh, I'm so happy you came.
- İyi ki geldin.
Hey, Rebecca, I'm so happy you came.
Rebecca. Gelmene çok sevindim.
I'm so happy you came in.
- Gelmene çok sevindim.
I'm so happy you finally came to your senses.
Çok mutluyum. Nihayet mantığın sesine kulak verdin.
Oh, I'm so happy you came over.
Geldiğin iyi oldu.
I'm so happy you came!
Gelmene çok sevindim!
I'm so happy you came back!
Geri dönmene çok sevindim!
- I'm so happy you came.
- Geldiğine çok sevindim.
Mindy, I'm so happy you came.
Mindy, gelmene çok sevindim.
I'm so happy you came back.
Geri geldiğin için çok mutluyum.
Yay, I'm so happy you came!
Yaşasın, gelmene çok sevindim.
Oh, I'm so happy you came to see me.
Beni görmeye geldiğin için çok mutluyum.
I'm so happy you came!
Geldiğine çok sevindim.
- I'm so happy that you came.
Geldiğine çok sevindim.
- I'm so happy you came.
- Geldiğin için çok mutluyum.
I'm sorry, Z. We came across the candles and-and Lemon assumed, and-and she was so happy, and-and, you know, I got caught up, and, well, I-I do want to marry her, so I-I just let it
Kusura bakma Zoe. Mumları gördük ve Lemon da öyle sandı. Çok mutluydu ve ben de kendimi kaptırdım.
Oh, Bart! I'm so happy you came to visit me again.
Bart. Tekrar ziyaretime gelmen çok güzel.
I'm so happy you came to me for help, Jim.
Yardım için bana gelmene çok sevindim Jim.
- I'm so happy that you came.
- Geldiğin için o kadar mutluyum ki. - Baba!
- Oh, I'm so happy you came.
Merhaba.