English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm so hungry

I'm so hungry translate Turkish

740 parallel translation
- I'm so hungry- -
- Öyle açıktım ki...
I'm so hungry, if my mother would reach out to pet me I'd have a bit of her hand.
Öyle açım ki, annem sevmek için elini uzatsa ısırıp yiyebilirim.
And I'm so hungry too.
Öyle açım ki.
Tom, I'm so hungry.
Tom, çok acıktım.
Rhett, I was so cold and hungry and so tired. I couldn't find it.
Çok üşüyordum, çok aç ve yorgundum onu bulamadım.
Wherever there's a fight so hungry people can eat, I'll be there.
Aç insanların karınlarını doyurması için kavga çıkınca, orada olacağım.
Johnny, I'm so hungry.
Johnny, o kadar açım ki.
I really shouldn't, but I've been hungry so long.
Almamalıyım ama uzun süredir açım.
I'm so hungry, I could eat anything.
- Öyle açım ki ne bulsam yerim.
So then I got very hungry.
Çok acıkmıştım.
I am so hungry
Ben çok acıktım.
So I called Peterson and told him I'd not be home for dinner... but to leave some cold supper out for me in case I was hungry later on.
Peterson'ı aradım. Yemeğe eve gelmeyeceğimi, daha sonra acıkırsam diye, dışarıda yemek bırakmasını söyledim.
But I am so hungry.
Ama çok açım.
I'm so hungry.
Öyle acıktım ki.
I'm so hungry that I don't have a place to sleep. "
diyen askeri hatırlattı.
Look kid, I'm so hungry that I could eat a dead skunk.
Bak. O kadar açım ki ölü bir kokarcayı bile yiyebilirim.
I'm so hungry I could eat a whole elephant.
O kadar açım ki... bir fili yiyebilirim.
I'm so hungry, every time I take a deep breath my stomach squeaks like a wet balloon.
Öyle açım ki her derin nefes alışımda... karnım ıslak bir balon gibi ses çıkarıyor.
- Please, Jane, I'm so hungry.
- Lütfen Jane, çok açım.
The little thing was hungry, so I opened myself to it.
Minicik şey, acıkmıştı emzirmeye çalıştım.
Oh, I'm so hungry I could faint.
Oh, çok acıktım, bayılmak üzereyim.
I'm so hungry...
Çok acıktım...
I'm so hungry I could eat a lion.
O kadar açım ki bir aslanı yiyebilirim.
Yes, afterl came out fromt he battlefront, I was so tired and hungry Now all of us...
cepheden ayrıldıktan sonra, çok yorgun ve açtım şimdi daha iyi anlıyoruz ki...
When you're cold and hungry and afraid, so am I.
Üşüdüğünde üşüyorum, açsan ben de açım, korkmuşsan ben de korkuyorum.
I get so hungry.
Karnım çok acıkıyor.
My God, I'm so hungry.
Allahım, çok acıktım.
I've never been so hungry in my whole life.
Hiç bu kadar acıktığım olmamıştı.
- I'm so hungry, my tummy hurts.
- Çok acıktım, karnım ağrıyor.
- I'm so hungry I could eat a frog or snake.
- O kadar açım ki kurbağa ya da yılan yiyebilirim.
I hear all rich people do nothing but count their money. I'm so hungry.
Zenginler hep paralarını sayarlarmış.
I'm not so hungry.
O kadar aç değilim.
- Ooh, I'm ever so hungry.
- Çok açım.
- God, I'm so hungry.
- Tanrım çok acıktım.
I haven't had anything to eat in two days, and I'm just so hungry I don't know what I'm saying...
çok açım,.. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.
I'm so hungry.
Çok acıktım.
I'm so hungry.
Çok açım.
I was hungry, so I went and grabbed a bite.
Acıkmıştım, ve gidip bir şeyler atıştırdım.
I'm so hungry.
Ben çok acıktım.
I'm so hungry, I could eat a cow.
Çok acıktım, bir öküzü bile yiyebilirim.
I'm so hungry, I feel light-headed.
Açlıktan başım dönüyor.
God, I'm so hungry.
Tanrım, karnım çok aç.
- Don't be so dramatic. - L'm hungry now and I want to eat.
- Bu kadar melodrama yapma.
Tom, I'm so thirsty and hungry.
Tom, hem susadım, hem de açım.
And I was so hungry.
Karnım da çok acıkmıştı.
I'm so hungry I could eat cancer.
O kadar açım ki kanser olsa onu bile yerim.
I'm so hungry...
Çok açım Marcella!
Because I am so hungry.
Çok acıktım da.
I'm not so hungry anymore.
Artık o kadar aç değilim.
So I'm ready, available and hungry.
- Evet, efendim. - Göreve hazırım ve açım, efendim.
Oh, finally, I'm so hungry!
- Yemekte ne var, kızım? Acıktım, açlıktan ölüyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]