I'm so sorry to hear that translate Turkish
81 parallel translation
- I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Duyduğuma üzüldüm.
Oh, I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry to hear that, but I don't see how it is of any concern to me.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm, ama beni ilgilendiren bir şey göremedim.
I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry that you had to hear all that, Edward. But doesn't it bring you some peace?
Tüm bunları duymak zorunda olduğun için üzgünüm, Edward, ama bu sana biraz huzur getirmedi mi?
I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma gerçekten üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğum için çok üzgünüm.
I'm so sorry to hear about rex's passing, but I understand that you remarried.
Rex'in vefatını duyduğumda çok üzüldüm. Ama yeniden evlenmeni de anlayışla karşıladım.
I'm so sorry to hear that, I...
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
Oh, i'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Oh, wow. Jesus, I'm so sorry to hear that.
Bana neredeyse kalp krizi geçirttiriyordun.
I'm so sorry to hear that, Craig.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm Craig.
I'm so sorry to hear that, sir.
Duyduğuma üzüldüm efendim.
- I'm so sorry to hear that Leonard is a friend of yours, Gus, but we looked at it again, and we agree with the initial assessment.
- Leonard'ın arkadaşın olduğuna duyduğuma çok üzüldüm Gus, fakat ikinci kez bakmamıza rağmen ilk tespitimizden farklı bir şey yok.
Oh, I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry that you had to hear those terrible things.
O şeyleri duymak zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm so sorry to hear that.
Çok üzüldüm.
sweetie, I'm so sorry to hear that.
Canım bunu duyduğuma çok üzüldüm.
God, I'm so sorry to hear that.
Tanrım, bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Geçmiş olsun.
Annie Walker. I'm so sorry to hear that you had a hectic first day.
Anine Walker, bugünkü telaşlı ilk günün için üzgünüm.
I'm so sorry to hear that.
Senin için üzüldüm.
I was sorry I had to be so harsh with Axl, but sometimes that's what a kid needs to hear.
Axl'a bu kadar sert çıktığım için üzgündüm, ama bazen bir çocuğun duyması gereken budur.
I'm so sorry to hear about that. Really?
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry to hear about that arm.
Kolun için gerçekten üzgünüm.
I am so sorry that you had to hear about this like this.
Bu şekilde öğrendiğin için çok üzgünüm. Ama bir dakika ara verip beni kutlayalım mı?
Oh, I'm am sorry to hear that. So you and your father must be very close.
Bunu duyduğuma üzüldüm bu yüzden sen ve baban çok yakın olmalısınız.
I'm so sorry You had to hear that kind of language With your children present, ma'am.
Çocuğunuzun yanında bunları duymak zorunda kaldığınız için çok özür dilerim hanımefendi.
I'm so sorry to hear that, Dom.
Üzüldüm, Dom.
I'm so sorry to hear that.
Çok üzüldüm canım.
I'm so, so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
i'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
- I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
- Oh, I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry to hear that.
Duyduğuma çok üzgünüm.
I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduguma üzüldüm.
I'm--I'm so sorry to hear that.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry. It's so hard to hear over all that freeway noise, right?
Affedersiniz, otobanın gürültüsünden duymak çok zor oluyor da.
Kids, I'm so sorry you had to hear that inappropriate language.
Çocuklar, ben duymak zorunda çok üzgünümBu uygunsuz dil.
I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm so sorry to hear you think me that way.
Böyle düşünmene üzüldüm.
I'm sorry that you had to wait so long to hear this.
Bunu öğrenmek için bu kadar beklemek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm so sorry to hear that.
- Çok üzüldüm.
I'm so sorry that I pretended not to hear you.
Seni duymamis gibi davrandigim için çok üzgünüm.
Ruined my favorite sneakies. Oh, I'm so sorry to hear that.
- Duyduğuma üzüldüm.
I'm so sorry you had to hear that, sweet baby. Okay?
Bunları duymak zorunda kaldığın için üzgünüm tatlım.
- Oh, boy! - [Vivian] I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.