I'm sorry about the mess translate Turkish
63 parallel translation
I'm sorry about the mess.
Dağınıklık için özür dilerim.
I'm sorry about that mess on the living room wall.
Oturma odası duvarın için özür dilerim.
Uh, I'm sorry about all the mess.
Dağınıklık için özür dilerim.
I'm sorry about the mess, sir.
Dağınıklık için özür dilerim, efendim.
I'm sorry about the mess...
Özür dilerim bu karışıklık...
I'm, uh... I'm sorry about the mess in the kitchen, but... I don't think I can stay to clean it up.
Mutfaktaki karmaşa için özür dilerim ama... toparlamak için kalmayı düşünmüyorum.
It's terrific. - I'm really sorry about the mess.
- Dağınıklık için özür dilerim.
I'm sorry about the mess, but we'll be broadcasting live shortly.
Karışıklık için özür dilerim, ama kısa bir süre sonra canlı yayına geçeceğiz.
I'm really sorry about the mess.
Olanlar için gerçekten üzgünüm.
I'm sorry about the mess.
Dağınıklık için kusura bakmayın.
I'm sorry about the mess but I wasn't expecting anyone.
Dağınıklık için kusuruma bakmayın kimsenin gelmesini beklemiyordum.
I'm so sorry about the mess.
Karışıklık için üzgünüm.
- I'm sorry about the mess.
Süpürge vardı.
I'm sorry about the mess.
- Kargaşa için özür dilerim.
I'm sorry about the mess.
Dağınıklık için üzgünüm.
- I'm sorry about all the mess.
- Karışıklık için özür dilerim.
Here, we're just... I'm sorry about the mess.
Ortalık biraz dağınık da...
Look, I'm sorry about the mess, okay?
Dağınıklık için kusura bakma.
I'm sorry about all the mess.
Dağınıklık için özür dilerim.
I'm sorry about the mess.
Dağınıklık için kusura bakma.
Hey, listen, I'm really sorry about the whole mess with my uncle.
Amcamın çıkardığı sorunlar için çok özür dilerim.
I'm sorry about all the mess.
Dağınıklık için özür dilerim. Burası Stilson'ın odasıydı.
I'm sorry about the mess.
Dağınıklığın kusuruna bakma.
Sorry about the mess I made in here, cookie.
İçeriyi biraz dağıttığım için üzgünüm, kurabiyem.
Look I'm sorry about the mess.
Dinle, karışıklık için üzgünüm. Bu elemanlar...
I'm sorry about all the mess around here.
Dağınıklık için üzgünüm.
Yeah, I'm sorry about the mess.
Evet, karışıklık için özür dilerim.
I'm sorry about the mess...
- Karmaşa için özür dilerim.
I'm sorry about the mess.
Bunun için özür dilerim.
I'm sorry about the mess, Charley.
Pislik için kusura bakma Charley.
If you really need a name, it's Barnes, Reginald T. And I'm sorry about the mess.
- Gerçek adımı soruyorsan Barnes, Reginald T. Ve karışıklık için üzgünüm.
Hey, I'm sorry about the mess.
Karışıklık için üzgünüm.
I'm sorry about the mess.
Karışıklık için üzgünüm.
Yeah, well, I'm sorry about the mess, but there just happened to be an armed robbery in progress.
Dağınıklık için özür dilerim ama az önce silahlı bir soyguna müdahale ettik.
I'm really sorry about the mess.
Dağınıklık için özür dilerim.
I'm sorry about the mess.
Dağınıklığın kusuruna bakmayın.
I'm sorry about the mess.
- Pislik için kusura bakmayın.
Hi, sweetheart, I'm sorry about the mess.
Selam bir tanem. Dağınıklık için kusura bakma.
And I'm sorry about the mess.
Ve yaptığım pislik için de özür dilerim.
I'm sorry about the mess earlier.
Yaşananlar için üzgünüm.
I'm sorry about the mess.
Karışıklık için özür dilerim.
Hey, I'm sorry about the mess.
Dağınıklık için kusura bakma.
Oh, God... Oh, God, I'm sorry about the mess.
Tanrım, dağınıklık için kusuruna bakma.
I'm really sorry about the mess.
Karışıklık için çok üzgünüm.
Oh, I'm... I'm sorry about the mess.
Dağınıklığın kusuruna bakma.
I'm so sorry about the mess, But we needed a place to pass some time, so- -
Dağınıklığın kusuruna bakma ama biraz zaman geçirmek için bir yere ihtiyacımız vardı.
Look, I'm, er, sorry about the mess.
Kusura bakma ortalık biraz dağınık.
And I'm so sorry about the mess.
Dağınıklık için üzgünüm.