I'm sorry for your loss translate Turkish
957 parallel translation
I'm so sorry for your loss.
Başın sağ olsun.
I'm deeply sorry for your loss.
Kaybınız için çok üzgünüm.
And I'm terribly sorry for your loss.
Sakin ol. Sakin ol.
I'm very sorry for your loss.
Kaybın için çok üzgünüm.
And I'm sorry for your loss.
Kaybınız için çok üzgünüm.
I'm truly sorry for your loss.
Kaybınız için gerçekten üzgünüm.
I'm sorry for your loss.
- Evet, kaybınız için çok üzgünüm.
I'm sorry for the loss of your man.
Adamınızın ölümüne üzüldüm.
I'm so sorry for your loss.
Kaybınız için çok üzgünüm.
And let me say personally, I'm very sorry for your loss.
Ama sonra, umutsuz bir teşebbüsle duruşmanın son gününde kadını işaret ediyor.
I'm very sorry for your loss, and I'm sorry to disturb you at this hour.
Kaybınız için çok üzgünüm ve sizi bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry for your loss.
Kaybınız için üzüldüm.
I'm sorry for your loss.
Acını paylaşıyorum.
I'm sorry for your loss.
Kaybınız için üzgünüm.
I'm sorry to hear about the loss. Maybe it's time for you to renew your faith.
Bu çok üzücü ama bunun inancınızı etkilemesi çok kötü.
I'm sorry for your loss, young Mr. Masbath.
Kaybına çok üzüldüm, genç Bay Masbath.
I'm very sorry for your loss.
Başın sağolsun demek istedim.
I'm very sorry for your loss.
Başınız sağ olsun.
Mrs. Crouch I'm sorry for your loss.
Bayan Crouch. Başınız sağ olsun.
- I'm terribly sorry for your loss.
- Başınız sağ olsun.
I'm sorry for your loss.
Kaybın için çok üzüldüm.
I'm very sorry for your loss.
Çok üzgünüm, başın sağ olsun.
I'm sorry for your loss, but I did everything humanly possible to save her.
Kaybın için üzgünüm ama ben onu kurtarmak için mümkün olan her şeyi yaptım!
I'm very sorry for your loss.
Kaybınız için çok üzgünüm.
I'm sorry for your loss.
Kaybınız yüzünden üzgünüm.
I'm sorry for your loss.
Kaybın için çok üzgünüm.
I'm very sorry for your loss, but we have to ask you a few questions. Like what?
Kaybınız için çok üzgünüm ama birkaç soru sormamız lazım.
I'm sorry for your loss.
Başınız sağ olsun.
I'm sorry for your loss. lf there's anything I can do for you... I promise, one way or the other, we'll catch that son of a bitch.
Kaybınız için üzgünüm. Yapabileceğim bir şey varsa... Söz veriyorum, öyle ya da böyle, o orospu çocuğunu yakalayacağız.
I'm sorry for your loss.
Özür dilerim.
I'm sorry for your loss.
Kaybın için üzgünüm.
- I'm deeply sorry for your loss, okay?
- Kaybın için gerçekten derinden üzüldüm? - Evet.
I'm so sorry... for your terrible loss, Michael.
Büyük kaybınıza... çok üzüldüm Michael.
- I'm so sorry for your loss.
- Başın sağ olsun.
I don't care how you died. I'm sorry for your loss, but where is my sister?
Ölümünüze üzüldüm ama kız kardeşim nerede?
- I'm sorry for your loss.
- Başınız sağ olsun.
Yes, ma'am, well, I'm sorry for your loss.
Evet, bayan. Kaybınız için üzgünüm.
I'm sorry for your loss
Kaybınız için üzgünüm.
But, I'm sorry for your loss.
Fakat hala kaybınız için üzgünüm.
The whole "I'm sorry for your loss" thing was a little Hallmarky, but darn it all if you're not showing just a ton of promise.
Tüm "Kaybınız için üzgünüm" şeyi biraz üniversiteli işaretiydi fakat herşeyi düzeltebilirsin. Eğer orada olmak istemiyorsan binlerce bahane vardır.
I'm so sorry for your loss.
Başınız sağ olsun.
- I'm sorry for your loss.
- Başınız sağolsun.
I'm so sorry for your loss.
Başınız sağolsun.
Well, I'm sorry for your loss, but I'm running a business here.
Bunun sizin için anlamı yok mu? Kaybınız için üzgünüm bayan.
I'm sorry for your loss, ma'am, but I'm afraid you got the wrong fella in mind.
Kaybınıza üzüldüm hanımefendi, ama yanlış adamdan kuşkulanıyorsunuz.
There's no excuse for what Angelus did to her but I'm sorry for your loss.
Angelus'un ona yaptığının bir özürü olamaz ama kaybın için üzgünüm.
I'm very sorry for your loss, Mrs. McCallum.
Başınız sağ olsun, Bayan. McCallum.
I'm terribly sorry for your loss.
Başınız sağ olsun.
- Please. Georgia, I'm sorry for your loss..... things in life you won't do, people you won't know and who won't know you.
Georgia. kaybın için, hayatta yapamayacakların,..
- It's so nice to meet you. - I'm sorry for your loss.
- Babanızı kaybettiğiniz için üzüldüm.
I'm very sorry for your loss
Kaybınız için çok üzgünüm.