English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm sure

I'm sure translate Turkish

91,488 parallel translation
You don't know me... and I sure as hell don't know you, Ben.
Beni tanımıyorsun ve eminim ki ben de seni tanımıyorum, Ben.
I'm sure they will.
Bulacaklarına eminim..
Make sure you don't put anything on the inside of the house. " Give me one example of that, and I'll drop it.
Eve hiçbir şey taşımayın. " Bir örnek verirseniz susacağım.
I'm sure you could tell us stuff.
Eminim sen de bir şeyler anlatabilirsin.
- Uh, I'm not sure.
- Emin değilim.
I'm not sure what I'm supposed to say to that.
Ne cevap vereceğimi bilmiyorum.
Now, I'm no expert, but I'm pretty sure you can inflate construction costs and launder money through it.
Eminim inşaat masraflarını şişirip bu sayede para aklayabilirsin.
I... I'm sure you did.
Tanıdığınıza eminim.
Not sure if you're aware, but... previous owner and I, we had a business arrangement.
Haberin var mı, bilmiyorum ama mekânın eski sahibiyle bir iş anlaşmamız vardı.
And I'm not sure how I feel about it.
Ne düşüneceğimi pek bilemiyorum.
You, being here, being visible to customers... I'm not sure that's good for business right now.
Senin burada olup müşterilerin karşısına çıkman işletmeye zarar getiriyor.
I wasn't sure what to do with all this cash since the banks are closed and there's only so much that...
Bu kadar nakitle ne yapacağımı bilemedim. Bankalar kapandı ve bu kadar çok parayı...
I'm not sure when.
Saati belli değil.
I'm sure she can get rid of Sam early and come get me.
Eminim Sam'i hemen sepetleyip beni almaya gelebilir.
You know, I'm not... I'm not sure what her... what her schedule is, you know?
Onun iş temposunu pek bilmiyorum.
And I'm sure as shit it wasn't a chipmunk!
Sincapların yapmadığı kesin!
- I'm not sure.
- Belli değil.
I'm sure you don't read it'cause it would bore you to death.
Senin okumadığına eminim çünkü sıkıntıdan patlarsın.
Oh, sure, I'll call, but just thought you might wanna see this.
Olur, onu ararım tabii ama bunu görmek isteyeceğini düşündüm.
I just think I'm pretty sure I would know if she was on something.
Bir şey kullansa kesin haberim olurdu bence.
I'm not quite sure how to say this, but it seems that someone could be skimming off of half of these accounts.
Nasıl desem bilemiyorum ama birileri bu hesapların yarısından para tırtıklıyor olabilir.
You have a pretty good idea, I'm sure.
Eminim bir fikrin vardır.
- Well, I'm sure that it is.
- Öyle olduğuna eminim.
I'm sure we could get an investor and... Russ, stop.
- Bir yatırımcıyı bağlayabiliriz.
Oh, I'm... I'm not sure that's advisable.
Bunun pek akıllıca olduğunu sanmıyorum.
But I'm gonna stick around, make sure it's safe.
Ama güvende olması için buralarda takılacağım.
If you thought there was something strange going on... I'm sure there's people you could talk to.
Bir gariplik olduğunu düşünseydiniz eminim birilerini haberdar ederdiniz.
I wanna make sure my partner gets the best care.
Ortağımın en iyi bakımı almasını istiyorum.
I'm sure you're upset, but this is an open murder investigation and we have certain protocols.
Kızgınsınız, biliyorum ama cinayet soruşturması devam ediyor ve bizim de kesin kurallarımız var.
You know, once this trial is over, I'm sure Meg will be in touch.
Şu mahkeme bir bitsin eminim Meg arayacaktır.
Now, I did not know... Hannah O'Bannon, but I'm sure that she was a kind and lovely woman, a good mother.
Hannah O'Bannon'ı tanımazdım ama eminim ki kendisi kibar ve güzel bir kadın, iyi bir anneydi.
I'm sure Jesus has made a place for her... in his eternal kingdom.
Eminim ki İsa, ebedî cennetinde ona da bir yer hazırlamıştır.
I'm sure she's just running late.
Ufak bir işi çıkmıştır eminim.
I'm sure you feel something about this.
Bu durum için bir şeyler hissettiğine eminim.
I'm sure there's been a lot of stress.
Eminim büyük stres altındasınızdır.
I mean, I'm sure I'll hate it when I see it, but it felt good.
İzlediğimde nefret edeceğimden eminim. Ama iyi hissettim.
I'm not sure I actually wanna work at the restaurant anymore.
Artık gerçekten restoranda çalışmak istediğimden emin değilim.
I'm not sure it's gonna fit.
Bunun sığacağından emin değilim.
I just- - I'm not sure.
Emin değilim.
I'm sure the president knows you, sir.
Eminim, başkan sizi tanıyordur, efendim.
I'm not sure I understand, sir.
Anladığımı sanmıyorum, efendim.
"But if you're a good American and you believe in our institutions, I'm sure you'll aid the bureau in this quite sensitive matter of national interest."
"Gizli bir kaynaktan ama iyi bir Amerikalıysanız ve kurumlarımıza inancınız varsa çok hassas bir ulusal çıkar meselesinde büroya yardım edeceğinize eminim."
I'm sure it's in this book somewhere.
Eminim bu kitapta bir yerdedir.
No, my husband and I, we're... Well, I-I... I need some time away, and I'm not sure he, uh... he understands that yet.
Hayır, kocam ve ben, biz şey ben biraz uzaklaşmam lazım ve onun bunu anlayacağından emin değilim.
And I did some good, sure, but in my second year on the force, I did something wrong.
Elbette iyi işler de yaptım ama teşkilattaki ikinci senemde bir yanlış yaptım.
I'm sure she has a reason.
Mutlaka bir sebebi vardır.
I'm sure.
Eminim.
I'm sure she is.
Eminim iyidir.
I'm sure your parents are, too.
Eminim senin ailen de iyidir.
If God can forgive me for the things I've done, I'm sure He can also forgive this.
Eğer Tanrı yaptığım şeyleri affedebiliyorsa,... eminim ki bunu da affedecektir.
- I'm sure you will.
- Eminim denersiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]