I'm sure it was translate Turkish
1,657 parallel translation
Yeah, I'm sure it was really hard to convince you to come down here.
Evet gelmeye çok zor ikna ettiklerine eminim.
It was so little that I wasn't sure at first.
Çok küçük olduğu için, ilk başta anlayamamıştım.
I'm sure the person who said it probably didn't mean it, and it was probably Toofer.
Eminim söyleyen kişi öyle demek istememiştir. Ve büyük ihtimalle söyleyen Toofer'dır.
I-i do want to win this contest, but I also want to make sure that a man does not leave this hospital with meningitis or encephalitis and discover when it's too late that all we did was treat his ankle.
Bu yarışmayı kazanmak istiyorum ama aynı zamanda bu adamın hastaneden çıkıp menenjit ya da beyin iltihabı olduğunu anlayıp, bizim sadece bileğine baktığımızı hatırlamasını istemiyorum.
how many times have I told you that you should not let your feelings interfere with your work sure, it sucks he was made a fool
Sana bunu kaç kere anlattım? Sana verdikleri tüy ağır hakaret, kabul.
But I wasn't sure you remember which one it was.
Ama teknemi hatırlayacağından emin olamadım.
Well, I'm not exactly sure but I think it had something to do with the fact that a pregnant 17-year-old lead singer wasn't exactly what MTV was looking for.
Tam olarak emin değilim ama sanırım 17 yaşında hamile bir şarkıcının pek de MTV'nin aradığı tip olmaması ile bir ilgisi vardı.
She showed up with this, like, bad-luck bamboo thing and a story about how it was, like, a symbol of my dream, but I'm pretty sure it was just to guilt-trip me.
Elinde şu kötü-şans bambusuyla beliriverdi ve bunun bir çeşit hayallerimin sembolü... olduğundan filan bahsetti. Ama suçluluk hissi olduğundan adım gibi eminim.
It's me. Listen, I have been making some great progress with Mia, and I was hoping to put in a few more hours but I wasn't sure if Jamie and Nathan were waiting on me for dinner.
Dinle, Mia'yla harika bir gelişme sürecindeyiz, ve sanırım birkaç saat daha sürecek, ama Jamie ve Nathan'ın beni akşam yemeği için bekleyebileceklerinden emin değilim.
No.I'm sure it was you.
Hayır, sen olduğuna eminim.
My ledger was at the house, I'm sure he has it by now.
Defterim evdeydi. Eminim ki şimdiye dek almıştır.
- I'm positively sure it was him.
- O olduğundan kesinlikle eminim.
I'm 100 % sure it was him.
O olduğundan yüzde yüz eminim.
I'm sure it was awful.
Korkunç olduğunu biliyorum.
If I would've witnessed it, if I would've been here I'm sure I would've thought the end was near.
Buna şahit olsaydım, eğer orada olsaydım, eminim sonun yaklaştığını düşünürdüm.
Well, whatever it was, I'm sure it was pretty important.
Ne olursa olsun eminim oldukça önemli bir şeydir. Evet.
No, but yeah, but no, but yeah, because I live at home with Shelley and she could by my mum, but she might be my sister. Anyway, she's, like, well harsh because once, right, she grounded me for 15 minutes and it was so unfair because all I did, right, was go down Baskin Robbins cos Denise Welby got a Saturday job there I'm not sure.
Hayır, fakat evet, ama hayır, aslında evet, Shelley ile aynı evde kalıyorum ve annem veya kardeşim olabilir, emin değilim.
I'm not sure that it was a trauma at the time.
O zamanlar bunun bir travma olduğuna emin değilim.
I've got to tell you, i was hoping for more than two names on it, though, but... oh, well, I'm sure they're the best, yeah.
söylemeliyim ki, 2 isimden fazlasını bekliyordum, ama.... eminim bunlar en iyilerdir.... evet.....
I'm sure it's teeming with fungus and microscopic bugs that feed on flakes of human skin, but she was fond of it.
Eminim yastığı mantarlar... ve insan derisi kalıntıları ile beslenen mikroskobik böcekler sarmıştır. Ama yastığına çok düşkündü.
Well, you know, I'm sure that was lousy. Yeah, it is.
- Berbat bir şey olduğuna eminim.
One time we went up there, it was very, very windy, and I... I actually wasn't sure why we were going up there.
Bir keresinde yukarı çıktık, çok ama çok rüzgarlıydı ve ben... aslında oraya neden çıktığımızdan emin değildim.
I'm sorry that you had to be locked in that cell, but It was the only way i could be sure you were safe.
Seni, o hücreye kapattığım için üzgünüm ama güvende olacağın tek yer orasıydı.
Well, I'm not sure it was actually in the video.
Aslında videoda olduğunu zannetmiyorum.
Oh, no, I'm not sure, it was all such a long time ago.
Oh, hayır, emin değilim, Üstünden çok zaman geçti.
It's B.C. for sure and I think it's Ayodhya, where Ram was born
Kesinlikle, İsa'dan önce, eminim! ve sanırım Ayodhya olmalı, Rama'in doğduğu yer
I pulled back the sheet and I think it was him, but I'm not sure.
Çarşafı geri çektim ve sanırım oydu ama emin değilim.
It was pre-planned, I'm pretty sure about that.
Önceden planlı bir iş bu, bundan eminim.
No! I'm not sure if it was a direct hit, but it's gone for now.
Doğrudan bir vuruş muydu emin değilim, ama şimdilik gitti.
I wasnt sure if the animal was trying to flush out prey or if it was using it in a communication role.
Avını yakalamaya mı çalıştığına yoksa iletişim kurmak için mi kullandığına tam emin değildim.
I'm sure I didn't tell you it was two men.
Sana 2 adam olduğunu söylememiştim
I wasnt sure if the animal was trying to flush out prey or if it was using it in a communication role.
Avlarını deliklerinden çıkarmaya mı çalışıyorlar yoksa bunu bir iletişim yolu olarak mı kullanıyorlar emin değildim.
If you did, I'm sure it was to help somebody.
Yaptıysan eminim birine yardım etmek içindir.
It was only that I didn't see the simplest way to solve a problem is to be sure you have someone to help you.
Bir sorunu çözmenin en basit yolunun yardım edecek birine sahip olmak olduğunu göremeyişimdi.
- I'm sure it was an accident.
- Bir kaza olduğuna eminim.
I'm pretty sure it was just dyed aspirin.
İçtiğim şey belli ki Aspirin'miş.
I'm sure it was beautiful.
Evet, eminim çok güzeldir.
I'm sure it was just, You know... It happens.
Böyle şeyler, bilirsiniz...
- Yeah, I'm sure it was really scary.
- Evet, çok korkutucu olduğuna eminim.
I'm sure it was an accident.
Eminim kazaydı.
- I'm sure it was.
- Eminim öylesindir.
I'll put it to you this way : I'd sure as hell like to know where he was three nights ago.
Sana söyle anlatayım, onun üç gece önce nerede olduğunu çok merak ediyorum.
I'm not sure what it was.
Ama ne olduğundan emin değildim.
I thought it was a nice touch... although I'm not sure old Greg even knows it's him.
Ayrıca eski Greg'in onu tanıdığını pek sanmıyorum.
I'm sure it was just an anomaly Brought on by the virus.
Eminim, virüs yüzünden oluşmuş bir anormallikti.
I'm sure it was really lovely.
- Çok hoş olduğuna eminim.
I'm not sure, but I spoke to one of the other mothers and she said it was at this boy Mickey Dightman's house.
Emin değilim, ama diğer annelerle konuştum şu çocuk, Mickey Dightman'ın evinde olduğunu söylediler.
I'm not sure how I knew about the vibrations, the composition but then when I tested it myself, heard the vibrations, felt them it was as if an envelope had been opened and I could finally read my instructions.
Silindirin bileşimini ve titreşimlerini nerden bildiğimi bilmiyorum ama sonra kendim test ettiğimde titreşimi duyup hissettiğimde sanki bana gelen bir mektup açılmıştı ve en sonunda ben talimatları okuyordum.
I'm sure it was awful.
Eminim bu berbat bir şeydir.
I don't mean to complain or anything, it's just I spent the day making sure this was in working order.
Üzgünüm, şikayet etmek istemiyorum, ama günün yarısını bunun çalışır olduğundan emin olmak için harcadım.
Well, it was still dark out, but yes, I'm sure. Why?
Evet, karanlıktı ama eminim.
i'm sure 2891
i'm sure you are 126
i'm sure you will 140
i'm sure of it 474
i'm sure that 41
i'm sure you're right 87
i'm sure you do 212
i'm sure i will 55
i'm sure it's fine 69
i'm sure you can 67
i'm sure you are 126
i'm sure you will 140
i'm sure of it 474
i'm sure that 41
i'm sure you're right 87
i'm sure you do 212
i'm sure i will 55
i'm sure it's fine 69
i'm sure you can 67