I'm telling you the truth translate Turkish
864 parallel translation
That's why I'm telling you the truth.
Bu yüzden sana gerçeği söylüyorum.
I'm just telling you the truth.
Sadece gerçeği söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Size doğruyu söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Bir kez trende söyledim.
I'm telling you the truth.
- Haydi. Doğru söylüyorum.
Do anything so long as you make my wife believe I was telling the truth when I lied to her.
Karımı, yalan yerine doğruyu söylediğime inandırmak için her şeyi yap.
But I have no secrets, I'm telling you the truth.
Benim hiç sırrım yok ki ama sana doğruyu söylüyorum.
I thought at first I could let you help without telling you the truth, but...
Başta, gerçeği anlatmadan yardım etmene izin verebilirim sanmıştım ama —
Can't you see I'm telling the truth?
Doğruyu söylediğimi anlamıyor musun?
- I'm telling you the truth now.
- Sana şimdi gerçeği söylüyorum!
You stop telling lies about me, and I'll stop telling the truth about you.
Siz benimle ilgili yalan söylemeye son verecektiniz.. ben de sizinle ilgili gerçekleri artık anlatmayacaktım.
I'm telling you the truth now.
Sana gerçeği söylüyorum.
I'm telling you the truth, so help me.
Size doğruyu söylüyorum, bana yardım edin.
I'm telling the gospel truth, you know I got it figured out.
Senin nasıl biri olduğunu anladığım söylüyorum yani gerçekleri.
No, I'm telling you the truth.
Hayır, size gerçeği söylüyorum.
Perhaps I'd better see him. Just in case you're telling the truth.
Gidip bir baksam iyi olur, bakalım doğru mu söylüyorsun.
- How do I know you're telling me the truth?
- Neden inanayım size?
Of course I'm telling you the truth.
Elbette doğru söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Sana gerçeği söylüyorum.
I swear to you by all the gods, I'm telling the truth.
Sana tanrılar adına yemin ederim ki, doğruyu söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Sana hakikati söylüyorum.
Yet, I can prove to you that I'm being sincere, that I am telling the truth.
Ama sana karşı, gerçekten içten ve dürüst olduğumu kanıtlayabilirim.
But I'm telling you I don't know, and that's the truth.
Ama sana bilmediğimi söylüyorum, ki gerçek bu.
I'm only telling you the truth as I see it.
Sadece görüşümü söyledim.
I guess you're telling the truth.
Sanırım doğruyu söylüyorsunuz.
See, I'm telling you the truth!
Sana doğruları söylüyorum!
I'm telling the truth, and you know it.
Gerçeği söylediğimi biliyorsun.
Trust me, señor. I'm telling you the truth.
İnan bana, doğru söylüyorum.
I don ´ t know if you ´ re telling the truth or not!
Doğru mu söylüyorsun yoksa yalan mı söylüyorsun anlayamıyorum!
I hope you're telling the truth.
Umarım gerçeği söylüyorsundur.
Boss Yang, I'm telling you the truth
Patron Yang, gerçeği söylüyorum!
You think I was telling you the truth?
Sana anlattıklarım doğru mu sandın?
I'm telling you the truth.
Gerçeği söylüyorum zaten.
But I'm telling you the truth!
Ama sana gerçeği söylüyorum!
Look, I understand, because I haven't been telling you the truth all the time.
Bak, anlıyorum, çünkü başından beri sana doğruyu anlatmadım.
Look, Evelyn, I'm telling you the truth I took the old man home, it's just down there, around the corner.
Bak, Evelyn, doğruyu söylüyorum ihtiyarı evine götürdüm, hemen şuracıkta, köşeyi dönünce.
I'm telling you the truth!
- Sana doğruyu söylüyorum!
Bobby, I'm telling you the truth!
Bobby, sana doğru söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Doğruyu söylüyorum.
No, I'm telling you the truth.
Hayır, doğru söylüyorum.
Listen, I'm only telling the truth, you have got a very big nose.
Dinle, ben gerçeği söylüyorum, çok büyük bir burnun var.
- You know I'm telling the truth.
- Doğruyu söylediğimi biliyorsun.
I'm telling you the truth, Not just one Maya... I'll give up a thousand Mayas for your sake!
sana içdenlikle söylüyorum, sadece bir Maya için değil... bana yüz maya verseler ben seni hiç birine değişmem!
But for your sake, I hope you're telling the truth!
Fakat sağlığınız için doğruyu söylediğinizi umalım!
I'm telling you the truth.
Sana doğruyu söylüyorum.
If you think I'm not telling you the truth, then don't respond.
Eğer sana doğruyu söylemediğimi düşünüyorsan cevap verme.
If you think I'm telling you the truth, then let me get the hell out of here.
Eğer doğru söylediğimi düşünüyorsan buradan gitmeme izin ver.
I'm telling you the truth!
Sana gerçeği söylüyorum.
I know how hard this is for you, but I'm telling you it's the truth.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum. Ama sana gerçeği söylüyorum.
I'm telling you something we both know to be the truth.
İkimizin de doğru olduğunu bildiğimiz şeyleri söylüyorum
I'm telling you the truth!
Size doğruyu söylüyorum!