I'm the bad guy translate Turkish
535 parallel translation
I'm a deserter from the Army, I'm a bad guy.
Asker kaçağıyım, kötü biriyim.
Maybe you think I got you food and, what the hell, I'm not really such a bad guy.
Sana yiyecek verdim ve hiç de kötü bir insan değilim.
Look, I'm not the bad guy here.
Burada kötü olan ben değilim.
I go looking for the bad guy and it turns out to be my woman.
Aradığım kötü adam hayatımın kadınıymış.
I'm not the bad guy.
Kötü adam ben değilim.
He always acts the good guy. So I'm forced to play the bad guy.
Her zaman iyi o olduğuna göre, bana kötü olmak kalıyor.
Beard comes off, all the kids start crying, and I'm the bad guy.
Adam düşüyor sakalı çıkıyor ve bütün çocuklar ağlayınca ben kötü oluyorum.
Sometimes I'm the bad guy.
Bazen kötü adam oluyorum.
I mean, I need this money as bad as the next guy.
Yani, bu paraya en az diğer adam kadar ihtiyacım var.
- So I'm the bad guy here?
- Yani suçlu benim öyle mi?
I thought about it, but the more I looked at him and the other guy, the less I knew who was the bad guy and who was the good guy.
Ben de düşündüm bir ona bir de öteki herife baktıkça hangisi kötü, hangisi iyiydi bilemedim. Anladın mı? - Ne yaptın sonra?
I am the bad guy.
Ben kötü adamım.
I mean, if I have to be the bad guy, okay.
Yani, illa ben kötü adam olacaksam olayım, tamam.
I fleshed you out as a blow-up-the-bad - guy-while-grinning type.
Seni gözümde "kötü adamı havaya uçururken sırıtan" bir tip olarak canlandırmıştım.
I'm not the bad guy in this, Mitchell.
Burada kabahatli olan ben değilim Mitchell.
I'm the bad guy?
Ben, kötü adam mıyım?
Next time, you fight the bad guy and I'll write the story.
Bir sonraki sefere, sen kötü adamla kavga et ve bende hikayeyi yazayım.
How... I'm the bad guy.
Şimdi de kötü adam ben oldum.
I'm the bad guy.
Kötü adam oldum.
She lies to her parents and suddenly I'm the bad guy?
Ailesine yalan söyleyen o ama kötü adam benim öyle mi?
As long as the bad guy gets it in the end, I'm happy.
- Sonunda kötü adam yakalandığı sürece bana da uyar.
So I'm the bad guy, right?
Ben kötü adam oluyorum, değil mi?
You killed Serlano's son and I'm the bad guy?
Serlano'nun oğlunu sen öldürdün. Kötü adam ben miyim?
It's bad enough she stole the guy who I'm supposed to be with.
Çıkmak istediğim çocuğu elimden alması yetmediği gibi...
But I'm not interested in a game that has a chubby little dog catcher as the bad guy.
Ama kötü, tombul bir köpek yakalayıcısı oyunu ile ilgilenmiyorum.
I'm not the bad guy, Annibal.
Kötü adam ben değilim, Annibal.
I'm the bad guy.
Kötü olan benim.
What? I'm the-the bad guy?
Ben kötü çocuk muyum?
I'm the bad guy.
Ben de kötü adam.
I'm tired of being the bad guy.
Kötü adam olmaktan sıkıldım.
I don't care what kind of story it is, as long as I'm not the bad guy this time.
Kötü adam olmadığım sürece, nasıl bir hikaye olacağı umurumda değil.
A guy I knew at the Ministry, not a bad guy.
Bakanlıktan tanıdığım bir herif, kötü birisi değil.
And the little guy's got him vibrating so bad I think he'll slide through the molecules of the deck and come out the other side.
Adam o kadar korkmuştu ki moleküllerine ayrılıp güvertenin öbür ucunda birleşeceğini sandım.
- So I'm the bad guy.
Yani, şimdi kötü adam ben oldum.
- You cheat on me and I'm the bad guy!
Beni aldatıyorsun sonra da kötü adam ben oluyorum öyle mi?
I'm the bad guy.
Ben kötü çocuğum.
I'm not the bad guy.
Ben kötü adam değilim.
Margaret and I never fight, but all of a sudden, I'm the bad guy.
Margaret ve hiç kavga etmeyiz.
That's just what I need some guy who hasn't been laid since the bicentennial wants me to think he's a bad motherfucker because he's got a picture ahha, a painting of some barbed-wire on his...
Tam da ihtiyacım olan şey 76'dan beri hapis yatmamış bir adamın tam bir baş belası olduğunu düşünmemi istemesi sırf bir resmi var diye ahha dikenli tel gibi birşey...
And when I get upset and fall off the fidelity wagon for a split second, she walks on the marriage like I'm the bad guy. And when I go back groveling for a lousy date, she says no.
Ben üzülüp sadakat vagonundan birazcık çıktığımda kötü olan benmişim gibi davranıyor.
I didn't get the bad guy vibe off him.
Aslında, evet. Ondan kötü adam titreşimleri almamıştım.
I'll be your shoulder to cry on, I'll even be your punching bag, but I'm not the bad guy.
İstersen ağlayacağın omuz, istersen kum torban olurum ama kötü kişi değilim.
I screwed up bad. But the guy seemed fine at the scene.
Çok feci çuvalladığımı biliyorum.
Hey, pal, I'm not the bad guy here.
Hey ahbap, buradaki kötü adam ben değilim.
- I'm the good guy, you're the bad guy!
- Ben iyi adamım, kötü adam sensin! - Hayır!
It's making him look bad, and I have to go confront the guy over in West Block.
Batı binasında o adamla karşılaşmam lazım.
I see hundreds at the station every day I know a bad guy when I see one
Her gün istasyonda yüzlercesini görüyorum. Kötü bir adamı ilk bakışta tanırım.
You know, I'm not the bad guy here. You went out with me for what you thought I was. I went out with you for what I thought you were.
Sen, olduğumu düşündüğün kişi için benimle çıktın, ben de senin olduğunu düşündüğüm kişi için.
I'm not the bad guy, I'm the good guy.
Ben kötü adam değilim, iyi adamım.
Maybe I'm the bad guy.
Belki ben de kötülerdenim.
I'm not the bad guy.
Ben kötü biri değilim.
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the best 59
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the best 59