I'm the father translate Turkish
3,961 parallel translation
But... when my father came to pick my mother up at the hospital, he said, "Well, I thought this was gonna help, but I guess not."
Ama babam annemi hastaneden almaya geldiğinde "Bunun yardım edeceğini sanmıştım ama yanılmışım." demişti.
I'm gοing tο France, tο my Father's, in the mουntains.
Fransa'ya, babamın yanına gidiyorum, dağlara.
I'm forking the shares over to my father, and he's gonna hang them over J.R.'s head like mistletoe.
Ben hisseleri babama veririm o da J.R'ın kafasının üstünden ökseotu gibi sarkıtır hisseleri.
Your father told you to sink the ewings, not sail into the wreckage. I'm sorry.
Baban enkaza bakmanı değil de Ewingler'i batırmanı sana söyledi.
Your father was the finest officer I ever worked with.
Baban beraber görev yaptığım en iyi polisti.
I promised my father I'd be in the field at 3.00.
Saat 3'te tarlada olacağım diye babama söz vermiştim.
And I wasn't about to go looking for any more abusive father figures to smack me around, so I did my time on the streets instead.
Daha fazla tacizci babanın bana orda burda patlatmasını çekmek yerine şansımı sokaklarda denedim.
I know in Afghanistan his training specialty was M-32 multiple grenade launchers, the exact same weapon used in these heists and not exactly something that you find at your local sporting goods store. Two months ago, we found out this wasn't even your father's book, that it was written by whoever hired the other archer.
bu adamı benim tanıdığım kadar iyi tanımıyorsun afganistandayken bazı özel alanlarda eğitim görmüştü özellikle m-32 çoklu bomba atıcı, bu soygunlarda kullanılan silahın tıpatıp aynısı bu şey kesinlikle kasabanın yerel spor salonunda bulabileceğin bir şey değil iki ay önce, bunun babanın kitabı bile olmadığını öğrenmiştik
I'm sorry, Oliver, but your father wasn't always the man you thought he was.
üzgünüm oliver, ama baban her zaman olduğunu sandığın kişi değildi.
Our kids go to her half the week, They come to me half the week, and I'm a good father.
Çocuklarımız haftanın yarısı eşimde diğer yarısında benimle.
I mean, he knows I tried to throw his beloved father into the gas chamber.
Sevgili babasını gaz odasına tıkmaya çalıştığımı biliyor.
If- - when Danny finally finds the truth out about his father, I will be standing right there beside him.
Danny babası hakkındaki gerçeği ortaya çıkardığında onun tam yanında dikiliyor olacağım.
And how do I tell my sons I'm the one who turned on their father?
Peki çocuklarıma babalarına ihanet edenin anneleri olduğunu nasıl söyleyeceğim.
On the morning of my final examination I heard that my sister and father... had been killed by the militia.
Son sınavımın sabahında, kız kardeşim ve babamın silahlı milislerce öldürüldüğünü duydum.
But when he came home, he was the perfect husband and father, so what was I gonna do?
Eve geldiğinde mükemmel koca ve babaydı. Ne yapsaydım?
Your father said the same words to me our first meeting, when I was a pariah of my own community.
Baba da ilk karşılaştığımızda bana aynı şeyleri söyledi. O zamanlar toplumun alt tabakasındandım.
As far as the world is concerned, my father is alive and well, and I must behave as though nothing has happened.
Herkes babamı yaşıyor ve sağlıklı olarak bildiğine göre ben de hiçbir şey olmamış gibi davranmalıyım.
I'd do anything to ease the suffering of both son, and noble father.
Hem evladın hem de asil babasının acısını dindirmek için her şeyi yaparım.
I no longer stand the "pouting boy" of days past. The man my father has always longed for me to become.
Mazideki o somurtkan çocuk değil babamın uzun zamandır olmamı istediği adamım artık.
Now on a personal note, I had the distinct honor to serve with your father in France under General Pershing.
Sana kişisel bir not Fransa'da General Pershing'in komutasında babanla birlikte savaşma onurunu yaşadım.
I didn't have the opportunity to speak with your father.
Babanla, konuşma fırsatı bulamamıştım.
I'm not wired up right in the, um, the father role, you know, I can see that now.
Şu role bağlanma olayını yapamadım baba rolüne. Bunu şimdi anlayabiliyorum.
Now, if I had tripped on your father's golf ball, say, top of the stairs, probably would have -
Babanın golf topuna ayağım takılsaydı... Diyelim ki merdivenlerin başından düştüm.
Forgive me, Father, but I never found the nest of seven.
Affet beni Tanrım ama o yedinin yuvasını bulamadım.
This wedding job I booked, the father of the bride and I, we hit it off.
Şu aldığım nikâh işi vardı ya hani gelin, babası ve ben tüm işi organize etmiştik.
My father is hopefully getting the Ryan brothers out of your hair, and I'm meeting my mom in the city tonight for the ballet.
Babam, Ryan kardeşleri yakanızdan düşürmeye çalışıyor. Annemle de bu gece şehirde buluşacağım, baleye gitmek için.
Listen, Donna, I never knew your father, but I assume he'd be greatly disappointed if one of the children he helped now helps to destroy what he created.
Dinle, Donna babanı hiç tanımadım ama sanıyorum ki yardım ettiğini çocuklardan birinin yarattığı şeyin yıkılmasına yardım ettiğini görse büyük hayal kırıklığına uğrardı.
And I'll be the happiest father in sector 7...
Ben de 7. bölgedeki en mutlu baba olacağım.
You wanted this so badly, you were willing to believe anything... That Devin would team up with you, that I wouldn't notice miss Foster sit on her testicles the other day, that my father is gay.
bunu çok fazla istedin, herşeye inanmaya çok istekli hazırdın... seni devinle takım yaptım, bayan Foster ı farketmemek mümükünmüydü otururken testisleri gözükürken, benim babam gay değil.
Stay on'em. I'm interested in the drugs the good father mentioned.
Ben iyi pederin bahsettiği uyuşturucuyu merak ediyorum.
My people will get to the bottom of this, and I will personally escort your father home.
Adamlarım, bu konunun temeline inecek ve ben bizzat, babana evine kadar refakat edeceğim.
I can't very well tell him I'm HG Wells, the 147-year-old father of science fiction.
Ona kolayca söyleyemem. Ben HG Wells 147 yaşında bilim kurgunun babası.
It's when I pretend to be a diabetic kid so the man who is threatening to beat up my father would run off scared.
Şeker hastası rolü yapardım. Böylece babamı dövmek üzere olan adam korkup kaçardı.
Oh. Well, if you already said that you would do this life-altering decision of being the biological father of some random kid you don't know, then, yeah, I guess you have to do it.
Tanımadığın rastgele bir çocuğun biyolojik babası olma gibi önemli bir kararı çoktan verdiysen o zaman evet, sanırım yapmak zorundasın.
Heavenly Father, I don't know the last time I prayed to You.
Kutsal Tanrım sana en son ne zaman dua ettiğimi hatırlamıyorum.
I'm trying to find one thing That can explain What the hell my father has been doing.
Babamın ne haltlar karıştırdığını anlatacak bir şey bulmaya çalışıyorum.
You know, I've lived under the shadow of my father's actions for too long now.
Babamın yaptıklarının gölgesinde fazla uzun kaldım biliyorsun.
To save him from the same fate I suffered. Growing up without a father.
Benimle aynı kaderi paylaşıp babasız büyümemesi için yaptım tüm bunları.
The last thing I was going to do was point out that it was her father who had messed up this time, so I smiled and suggested we just go back and get my dad's truck to move the cake.
Bu sefer işleri batıranın onun babası olduğunu söylemek yapacağım son şeydi. Dolayısıyla ; gülümsedim ve pastayı almak için babamın kamyonetini getirmeyi teklif ettim.
- I mean... today at the hospital, you reached out to some father you've never met, But, uh, you don't wanna try and help out someone you almost married?
Diyeceğim o ki bugün hiç tanımadığın bir babaya karşılık beklemeden yardım ettin de neredeyse evleneceğin kadına mı yardım etmek istemiyorsun?
When your father told me That you would be the one to carry the child, i... I struggled.
Baban bana bebeği taşıyacak olanın söylediğinde çok uğraştım.
Your father and I have a compilation of evidence that should neutralize Helen Crowley and the Initiative.
Babanla ikimizde Helen Crowley ve Girişim'i etkisiz hale getirecek kanıtlarımız var.
The death of your father, that was your defining moment, am I correct?
Babanın ölümü senin belirleyici anındı, haklı mıyım?
I'm concerned about the situation at Father Adam's previous post.
Peder Adam'ın önceki görev yerinde olanlar yüzünden endişe duymuştum.
Usually I help Father Santoya drop off the food.
Genellikle yemek dağıtımında Peder Santoya'ya yardım ederdim.
I haven't been able to locate the safe house where the FBI is keeping your father.
FBI'ın babanı tuttuğu güvenli evi bulmayı başaramadım.
I should've put you in the car along with your father..
Senide babanla birlikte arabaya koymalıydım.
I had the greatest respect for your father.
Babanıza büyük saygı duyardım.
I'm coming back to Ballarat, to my father's house, I have found a place of light in the darkness. I have found my home.
Ballarat'a, babamın evine döneceğim, karanlıkta bir ışık buldum yuvamı buldum beni gözettiğin, bana dost olduğun için teşekkür ederim.
I was contacted at the office by a woman who told me they were holding my father and that he'd be safe as long as I did what they told me to.
Ofiste bir kadın beni aradı ve babamı ellerinde tuttuklarını ve istediklerini yaptığım sürece güvende olacağını söyledi.
They're her kids, I'm just the father.
Onlar onun çocukları, ben sadece babalarıyım.
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm the best man 19
i'm the only one 38
i'm the one who's sorry 33
i'm there for you 31
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm the best man 19
i'm the only one 38
i'm the one who's sorry 33
i'm there for you 31