I'm too tired translate Turkish
655 parallel translation
- I'm too tired, Marie.
- Çok yorgunum, Marie.
Don't ask me more now. I'm too tired.
Şimdi soru sorma bana. Çok yorgunum.
Frankly, madame, I'm too tired.
Gerçekten madam, çok yorgunum.
- Don't you think I'm tired too?
- Ben değilim mi sanıyorsun?
I'm too tired to talk tonight.
Bu gece konuşamayacak kadar yorgunum.
No, I'm too tired to go anywhere and to do anything.
Hiçbir yere gitmeye, hiçbir şey yapmaya gücüm yok.
I'm too tired to care.
Çok yorgunum.
I'm too tired.
- Çok yorgunum.
It's gone too far... and I'm so tired.
Bu iş çok uzadı ve ben de çok yoruldum.
I'm afraid I'm too tired to think about it anymore tonight.
Sanırım bu gece bunu düşünemeyecek kadar yorgunum.
I'm too tired.
Çok yorgunum.
I'm too tired, I could never make it alone.
Çok yoruldum, kendi başıma asla başaramam.
I'm too tired to care.
Umursamayacak kadar yorgunum.
No, I'm not too tired to dance.
Hayır, Dans edemeyecek kada çok yorgun değilim.
I'm too tired, and I have a funny pain in my arm.
Çok yorgunum ve kolumda tuhaf bir ağrı var.
I'm sick and tired of this place, too.
Ben de bu yerden bıktım usandım.
Well, I'm too tired to go out tonight, Bullets.
Bu gece dışarı çıkmak için çok yorgunum, Bullets.
I hope you're not too tired.
Umarım fazla yorulmadınız.
I'm too tired to play with it tonight.
Bu gece onunla oynayamayacak kadar yorgunum.
- I hope you're not too tired from your journey.
- Umarım yolculuğunuz yorucu olmamıştır. - Gayet iyiydi.
- I can't walk, I'm too tired.
- Çok yorgunum, yürüyemem.
I'm too tired to sleep.
Uyumak için çok yorgunum.
I'll drop by if I'm not too tired.
Çok yorgun olmazsam uğrarım.
I'm too tired to count it.
Sayamayacak kadar yorgunum.
But I'm too old, too tired to start all over again.
Bütün herşeye sıfırdan başlamak için çok yaşlı ve çok da yorgunum.
Oh, I'm too tired to argue.
Bu tek şansın. Tartışamayacak kadar yorgunum.
Or maybe I should have run away from him too, but I was so tired of running.
Belki de ondan da kaçmalıydım, ama kaçmaktan yorulmuştum.
I'm too old and too tired and I've got too much sense.
Çok yorgunum ve anlayışlı bir kadınım.
I'm too tired for this.
Ben çok yorgunum.
My dearest Tom, I'm really much too tired to write, but I think of you so very often that I'm always afraid there may be things I will forget to mention.
"Sevgili Tom..." "yazmaktan gerçekten çok yoruldum..." "fakat senin için sürekli düşünüyorum ki..."
- I'm too tired for two girls.
- İki kız için çok yorgunum.
I'm tired, too.
Ben de yorgunum.
I'm tired of arguing too.
Tartışmaktan yoruldum.
Yes. It's too late and I'm very tired.
Evet, çok geç oldu ve ben çok yorgunum.
- I'm tired of all these delays... - Hastler has done nothing... he's either too old, too sick or too indifferent. - Please, no you can't
Bir şey yaptığı yok.
I could say that I'm too tired to continue my journey... or that the conversation piqued my curiosity.
Yola çıkmak için çok yorgun olduğumu ya da olayın dikkatimi çektiğini söyleyebilirdim.
Not for me. I'm too tired. I'll buy my own.
Ben istemem.Çok yorgunum.Kendime isterim.
I, too, am getting tired of these killings.
Bu ölümlerden ben de bıktım.
I'd like to come a bit later too. I'm tired.
Ben de biraz kafamı dinlemek istiyorum, çok yorgunum.
You bet. I'm tired of being responsible for 203 lives, of deciding which mission is too risky and who's going on the landing party.
Gayet tabii ki. 203 kişinin hayatından sorumlu olmaktan yorgunum misyonların riskini hesaplamaktan ve kimlerin ekibe gireceğinden.
And tired too, of this farce we perform, you and I, for public consumption.
Halkın refahı için yer aldığımız bu komediden de sıkıldım.
I'm too tired to go upstairs.
Yukarı çıkamayacak kadar yorgunum.
I had to shift my schedule back a third of a day so that by evening I'd be too tired to be tempted to go out.
Gün içinde programımı üç kez değiştirdiğim için akşamları dışarı çıkamayacak derecede yorgun oluyordum.
I'm too tired to argue.
Tartışmaya hâlim yok.
No, I'm too tired.
Hayır, aşırı yorgunum.
I'm glad she's not too tired.
Hadi. Çok yorgun olmamasına sevindim.
I'm tired too, you know.
Şimdi gidebilir miyim? Çok yorgunum.
I couldn't cover my myself because I was too tired. "
O kadar bitkindim ki, yüzümü kapayamadım bile. "
No, I'm too tired to sleep.
Uyuyamayacak kadar yorgunum.
I'm tired too... of explaining... speaking...
Ben de yoruldum açıklama yapmaktan, konuşmaktan...
- I'm too tired to charm them.
- Onları etkilemek için çok yorgunum.
i'm too old for this shit 16
i'm too busy 44
i'm too nervous 18
i'm too young 26
i'm too weak 17
i'm too old 42
i'm too scared 18
i'm too old for this 23
i'm too late 31
i'm too hot 20
i'm too busy 44
i'm too nervous 18
i'm too young 26
i'm too weak 17
i'm too old 42
i'm too scared 18
i'm too old for this 23
i'm too late 31
i'm too hot 20
i'm too old for that 16
tired 440
i'm trying my best 22
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm tired 1334
i'm thinking of you 22
i'm the king of the world 16
i'm trying to sleep 45
tired 440
i'm trying my best 22
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm tired 1334
i'm thinking of you 22
i'm the king of the world 16
i'm trying to sleep 45