I'm trying to be nice translate Turkish
120 parallel translation
Well, you know what? I really don't need you trying to be nice to me.
Aslında bana nazik davranmana ihtiyacım yok benim.
I like that. I was only trying to be nice.
Sadece yardım etmek istemiştim.
I'm trying to be nice...
Teşekkür ederim.
I was only trying to be nice to make her feel good.
Kendini iyi hissetmesi için ona iyi davranmıştım.
Listen, I'm trying to give you a break, I'm trying to be nice to you.
Dinle, sana bir fırsat vermeğe çalışıyorum, sana iyilik yapmağa çalışıyorum.
I'm trying to be nice, bringing you some flowers.
Ben Sana çiçekler getirerek, Kibarlık yapıyorum.
I'm trying to be nice.
Ben iyi olmaya çalışıyorum.
I'm trying to rationalize with those lyrics... trying to think, "Wouldn't it be nice?" And it just wasn't working.
Sözlerini anlamaya düşünmeye çalışıyordum. İşe yaramıyordu.
I'm trying to be a nice guy... but now you're really starting to piss me off.
Şimdiye kadar nazik biri olmaya çalıştım... ama artık beni iyice kızdırmaya başladın.
I'm only trying to be nice because -
Ben sadece nazik olmaya çalışıyordum çünkü- -
Is that being nice? I'm trying to be nice.
Burada kibar olmaya çalışıyoruz.
I was actually trying to be nice to him but he's so freaked out... that he disobeyed your orders that he has to fuckin'squeal on me... and then I got to listen to your shit all-day And I didn't fucking do anything
Ona karşı iyi olmaya çalışıyordum ama o kadar korktu ki... verdiği sözü unutup beni sana ispiyonladı... ve ben kötü birşey yapmadığım halde bütün gün seni dinledim
Because with all due deference to the people that we've been involved with recently... I now realize that I've spent the past year trying to do the right thing... and... and be the nice guy and be understanding and kind and accommodating and I am so sick of it.
Çünkü son zamanlarda ilgilendiğimiz insanlar kusura bakmasınlar ama şimdi şunu anlıyorum ki, son bir yılı..... doğru şeyleri yapmaya çalışarak iyi, anlayışlı, kibar, yardımsever davranarak geçirdim ve bıktım artık.
Oh, well, I guess Eric was just trying to be nice.
Sanırım Eric sadece nazik olmaya çalışıyordu.
I guess she's just trying to be nice to get me to like her.
Sanırım, beni onun gibi yapabilmek için iyi gözükmeye çalışıyor.
I'm trying to be nice to him, so it'll be easier when I give him the papers. But if I'm nice, he thinks there's hope.
Ona karşı iyi olursam daha kolay veririm, ama iyi davranmam onun umudunu arttırır.
But what you don't understand is that I'm trying to be nice.
Fakat nazik olmaya çalıştığımı anlamıyorsun.
You're trying to be nice and I was nasty to you.
Elinden geldiği kadar iyi olmaya çalıştın ama ben kötü davrandım.
I'm only trying to be nice.
Sana karşı kibar olmaya çalışıyorum.
I'm not trying to be difficult, but... So many nice things. Music, a big house...
Zorluk çıkarmaya çalışmıyorum ama çok güzel imkânları olacak.
I tried to be a nice guy, I'm trying to save your life, and you have a terrible weekend on my account.
İyi bir insan olmaya çalışıyordum, hayatınızı kurtarmak istedim ve benim yüzümden çok kötü bir hafta sonu geçirdiniz.
I was trying to be nice to you?
Sana nazik davranmaya çalıştığımı mı sandın?
Look, I'm trying to be nice... but I was brought in to leverage your synergy... and I am not going to let you or some wacky duck - -
Bak, ben sana iyi davranmaya çalışıyorum... ama aslında senin sinerjini yükseltmek için getirildim... ve sen ya da aptal bir ördeğin...
I'm trying to be nice, and my daughter said, "Daddy, this is my friend Lucy."
Ben hoş olmaya çalışıyorum kızımsa bana hey baba, "bu benim arkadaşım Lucy." diyor
So I'm trying to be nice to this woman in the lost luggage office.
Ben kayıp valiz bürosundaki kadınla iyi geçinmeye çalışıyorum. alttan alıyorum
I just got stuck when he said fishing and camping, and I was trying to be nice and not say, " Fishing?
Balıktan ve kamptan söz edince nazik olmaya çalıştım.
Sorry. I was just... I'm trying to be nice.
Özür dilerim kibar davranmaya çalışıyordum.
I'm just trying to be nice for the kids.
Çocuklar için kaynaşıyorum.
I - I guess all I'm trying to say here, Will, is it's nice to know that whatever happens to me, you'll still be around to save the world.
Söylemeye çalıştığım şey, Will, bana her ne olursa olsun dünyayı kurtarmak için senin hâlâ buralarda olduğunu bilmek güzel bir şey.
Look, I'm... I'm trying really hard to be nice about this, but you're backing me into a corner.
Dinle nazik olmak için kendimi çok zorluyorum ama bana başka seçenek bırakmadın.
You're trying to be nice, and I'm not playing along.
Siz kibarlık yapıyorsunuz, benim yaptığıma bakın.
- I'm trying to be nice.
- Nazik olmaya çalışıyorum.
You know, I'm just trying to be a nice guy.
Bilirsin sadece nazik bir çocuk olmaya çalışıyorum.
I'm trying to be nice to you.
Sana iyi davranmaya çalışıyorum.
- I'm trying to be nice.
- İyi davranmaya çalışıyorum.
- -I'm trying to be nice to you.
- Sana iyi olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to be nice to you.
- Sana iyi olmaya çalışıyorum.
I--I'M JUST TRYING TO BE NICE.
Sadece kibar olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to be nice.
- Nezaket gösteriyorum.
I'm trying to be nice to this idiot.
Bu aptala karşı kibar davranıyorum.
All I was doing was trying to be nice and now I'm a big old target.
Sadece kibar olmaya çalışıyordum, ama en büyük hedefi oluverdim.
No, I'm not trying to be nice.
Kibar olmaya çalışmıyorum.
I'm just trying to be nice, okay?
Kibar olmaya çalışıyorum, tamam mı?
I'm just trying to be nice to you!
Sadece sana karşı iyi olmaya çalışıyorum.
I'm just trying to be nice.
İyi davranmaya çalışıyorum.
Hey, look, lady, I'm just trying to be nice.
Hey, bakın bayan, sadece nazik olmaya çalışıyorum.
I'm trying to be nice.
İyi davranmaya çalışıyorum.
- I'm trying to be nice here.
- Nazik olmaya çalışıyorum.
I'm trying to be nice to you.
Sana iyi davranmaya çalisiyorum.
look, uh... i'm sorry if i sent the wrong message, but i was just trying to be nice.
Bak şey.. Sana istemeden umut verdim galiba. Nazik olmaya çalışıyordum.
You're trying to get me to prove you wrong, then I'm gonna be nice to all my patients all through the holiday season and then Mr. Potter won't steal Tiny Tim's porridge.
Haksız olduğunu ispatlamamı istiyorsun bu sayede tatil sezonu boyunca hastalarıma iyi davranmış olacağım ve Bay Potter'da Minik Tim'in yulaf lapasını çalmayacak. - Kesinlikle varım.