English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm your brother

I'm your brother translate Turkish

2,411 parallel translation
And as your brother, I'm telling you, some wounds have to heal.
Kardeşin olarak ben de bazı yaraların kapanması gerektiğini söylüyorum.
Brother and King, I stand here as your sister and loyal subject, offering my love and devotion.
Kralım ve kardeşim. Kardeşin ve sadık yandaşın olarak sana olan sevgimi ve bağlılığımı göstermek adına bu ziyafeti tertipledim.
I'm your brother.
Senin kardeşinim.
I swear to god, Julia, I am gonna choke your brother to death.
Yemin ederim, Julia, kardeşini ölene kadar boğacağım.
You're my brother, I'm your sister.
Sen abimsin, ben de senin kardeşinim.
I'm a police officer and I hold a warrant for your apprehension, charging you with the murder of your brother Savill Francis Kent, which I will read.
Ben bir polis memuruyum ve endişenize hak veriyorum, sizi kardeşiniz Savill Francis Kent cinayetiyle itham edeceğimi, okuyacağım.
Brother, I'm sorry to hear bailiff's writ's been put on the goods in your shop.
Kayınço geçmiş olsun, dükkana haciz gelmiş.
I don't have any enmity with you but with your brother.
Benim seninle değil, kardeşinle düşmanlığım var.
I'm Chase, your new Big Brother.
Ben Chase, Senin yeni büyük ağabeyin.
I'm Chase, your new Big Brother.
Ben Chase, senin yeni büyük ağabeyin ( bakıcın ).
I might be able to help your brother.
Kardeşinize yardımım dokunabilir.
Can you just tell me who you were aiming for, - or should I ask your brother?
Söyle bakalım kime nişan alıyordun, yoksa kardeşine mi sorayım?
I'm gonna check on your brother.
Kardeşine bir bakacağım.
You must believe me, I pleaded with Ascanio, but my cousin refused to help free your brother.
İnan bana. Ascanio'ya yalvardım. Ama kuzenim kardeşinin salınmasına yardım etmeyi reddetti.
I can make your brother a cardinal, but you cannot support my claim to paternity.
Kardeşini kardinal yapmış olabilirim ama babalığımı desteklemezsin herhalde.
But it's, like, I... I slept with your sister, and you slept with my brother.
Ama, şöyle ki, ben kardeşinle yattım ama sen de benim kardeşimle yattın.
I'm the maid of honor at your fake wedding and I didn't even know you had a brother.
Sahte nikâhınızda nedime olmama rağmen kardeşin olduğunu bilmiyordum.
Dear brother, I apologise for not answering your letter until now, - but you know how things are...
Sevgili kardeşim, şu ana kadar cevap yazamadığım için özür dilerim ama durumları biliyorsun işte...
Oh, come on. I'm your brother.
- Hadisene, ben senin kardeşinim.
I'm also his brother. You're... I'm very sorry for your loss.
İzninizle evinizde, muhtemel bağlantılar olabileceğinden ötürü hazırlanmak ve geçici karargah oluşturmak istiyoruz.
Well, I'm not seeing your brother, so I'm guessing that he wasn't invited.
Erken kardeşini göremiyorum, davet etmediğini tahmin ettim.
I'm going to be your brother in law.
- Resmi olarak senin kardeşin olacağım.
By your grace, i'm fine, brother gajodhar.
Bende iyiyim, erkek kardeşim, Gajodhar.
However i may be, after all, i'm your brother.
Ben sonuçta senin kardeşinim.
And tell your brother that i'm not going to marry him.
Onla evlenmeyecek olduğumu senin kardeşine söyle.
I'm glad you're reunited with your brother.
Hem ağabeyinle bir araya gelebilmenize sevindim.
You told me that - was your brother. - I'm ready to go again.
Bana onun abin olduğunu söylemiştin.
I am going to ask you once more, and if you answer me with, "I do not know," I shall execute your brother.
Bir kez daha soracağım ve "bilmiyorum" dersen kardeşini idam ettireceğim.
I had not heard of your return, Brother.
Döndüğünü duymadım kardeşim.
I have come to join my voice with my daughter and your brother, entreating you to speak on Cesare's behalf.
Cesare'nin adına konuşman için kızım ve kardeşine destek olmaya geldim.
- You're married, I'm dating your brother.
Sen evlisin, ben de senin kardeşinle beraberim.
I guess there's just no coming back from, "I slept with your brother."
"Ağabeyinle yattım." dedikten sonra bir daha geri dönüşü olacağını sanmıyorum.
Because I'm your brother.
Çünkü senin kardeşinim.
My whole fucking life I spent building this place up with your older brother, from the ground up.
Hayatım boyunca burayı yoktan var etmeye uğraştım abinle.
I'm your brother.
Ben senin kardeşinim.
Daniel, don't spit on your brother. I'm not spitting on him.
Daniel, kardeşinin üzerine tükürme.
Miss, Jelton, if I may, dig your brother have any ongoing physical ailments?
- Ağabeyinizin süregelen fiziksel bir hastalığı var mıydı Bayan Jelton?
I'm your brother.
Ağabeyinim.
I got to find your brother Kevin.
Kardeşini bulmalıyım Kevin.
Look, I'm gonna be back in a few hours, but I want you to, uh, be a good girl, and I want you to listen to what Ms. Lisbon says, and I want you to look after your brother, okay?
Bak, bir kaç saat sonra orada olacağım ve uslu bir kız olmanı ve Bayan Lisbon ne derse yapmanı ayrıca kardeşinle ilgilenmeni istiyorum, tamam mı?
- I'm your brother.
Ağabeyinim ben senin!
I'm sorry about your brother.
Abine olanlara ben de üzüldüm.
I suppose this is where you tell me to give the job to your brother Jaime.
Sanırım bu safhada işi kardeşin Jaime'ye vermemi söyleyeceksin.
Sefu, I will be repairing your brother's heart defect tomorrow while Dr. Sloan, our head of plastics, he will construct Kondo a new sternum.
Sefu, yarın ben kardeşinin kalbindeki hasarı düzeltirken Plastik Cerrahi uzmanımız Dr. Sloan da Kondo'ya yeni göğüs kafesi hazırlayacak.
I tried telling your brother, he's marching the wrong way.
Ağabeyine anlatmaya çalıştım, yanlış yöne gidiyor.
After I raise my armies and kill your traitor brother, I'm going to give you his head as well.
Ordularımı oluşturduktan ve hain ağabeyini öldürdükten sonra sana onun da kellesini vereceğim.
I'm not allowed to kiss your brother.
Kardeşini öpmeme izin yok.
I barely knew your brother.
Kardeşini tanımazdım bile.
I'm going to go to hell to fetch your brother's soul.
Cehenneme gidip kardeşinin ruhunu getireceğim.
I mean, are you worried that your brother and I, you know, did stuff?
Kardeşinle bir şeyler yaptığımızdan mı endişeleniyorsun?
Hey, I'm just your brother trying to help, all right?
Ben sadece sana yardım elini uzatan kardeşinim tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]