I'm your husband translate Turkish
1,992 parallel translation
I'm not your husband.
Ben kocan değilim.
I believe your husband is 30, is he not?
Sanırım kocanız 30 yaşında, değil mi?
I'm saying, if you're going to be rude to your husband, could you just not do it in front of me?
Demek istediğim, kocana kaba davranacaksan bunu, benim önümde yapmasan olur mu?
- He deserves what he's making. - But I am your husband, for crying out loud.
İyi de, ben de senin kocanım.
I wish I could help you, but... this is something you need to discuss with your husband.
Size yardım etmek isterdim ama.. .. bu, eşinizle konuşmanız gereken bir şey.
Perhaps, but I'm not your husband.
Belki, ama ben senin kocan değilim.
I'm just taking one last look at your husband.
Eşinizin son kontrolünü yapıyorum.
But what I want what I need are your husband's organs. His liver and his bowels.
Ama tek istediğim tek ihtiyacım kocanızın organları.
I'm sorry about your husband.
Kocan için üzüldüm.
- If your husband does not dance? - I will see to the children.
Gidip çocukları bulmam lâzım.
Because I am your husband.
Çünkü ben senin kocanım.
I'm sure he listened to you complain about your financial situation, and what a loser your airhead husband is.
Mali durumunuzla ilgili dertlerinizi ve aptal kocanızın nasıl daima... kaybetmeye mahkum olduğunu dinlediğine eminim.
You know, I met a drug dealer in here who knew your husband, Eddie Willows.
Biliyor musun burada bir uyuşturucu satıcısıyla tanıştım. Kocanı cok iyi tanıyormuş. Eddie Willows.
I'm sure your husband does stupid things sometimes.
Eminim kocan bazen salakça işler yapıyordur.
I know this is a terrible time for you, but I need to ask you if we can use your husband's remains to help bring her back.
Sizin için berbat bir zaman, biliyorum ama kızımı geri getirmek için eşinizin cesedini kullanma izni istiyorum.
Your husband made him lower the price so much that now I've got to get rid of all this on my own.
Kocanız ücreti o kadar çok düşürdü ki şimdi bunlardan kendim kurtulmalıyım.
Mrs. Horn, i know this is difficult, But when was the last time you heard from your husband?
Bayan Horn, sizin için zor olduğunun farkındayım ama eşinizden en son ne zaman haber aldınız?
I'm sorry, Lady Redbush. But he is your husband.
Özür dilerim, bayan Redbush fakat o sizin kocanız.
I'll even talk to your husband if i have to.
Hatta gerekirse kocanızla bile konuşacağım. Lütfen.
I'm so sorry about what happened with your husband.
Kocanızla olanlar konusunda çok üzgünüm.
I'm your husband.
Ben senin kocanım.
But I'm gonna be your husband.
Ama ben senin kocan olacağım.
I get it, your husband slept around so you transfer it to this guy.
Anladıım, kocan seni aldatınca sende hırsını bu adama yüklüyorsun.
I'm here because I don't think you killed your husband.
Kocanızı sizin öldürmediğinizi biliyorum. O yüzden buradayım.
I didn't call your husband. He called me.
Ben aramadım ki, o aradı.
I'm sorry to say, Sun, but I don't think we'll find your husband here.
Sun, bunu söylediğim için üzgünüm ama kocanı burada bulabileceğimizi sanmıyorum.
All due respect to your ex-husband, even in Derek's hands, there's a one-in-four chance I'm a vegetable.
-... fark etmedin mi? - Bir yandan da ilaçlar beni iyileştirebilir. Eski kocana saygısızlık etmek istemem ama,
I think your husband was playing away with some of Soho's finest.
Sanırım eşiniz Soho'nun en iyileriyle kumar oynuyordu.
I'm not sure we have much to talk about. Not unless you're here to apologize for the way your office treated my husband.
Konuşacak bir şey olduğunu düşünmüyorum, ofisinizdekilerin kocama davranışından dolayı özür dilemeniz dışında.
I'm talking about your husband's stake in his venture with Cavanaugh Industries.
Kocanın Cavanaugh Endüstrilerinde sahip olduklarından bahsediyorum.
I'm your husband.
Bende senin kocanım.
Mrs. James Richardson, do you know where your beloved husband is? I'm betting you don't.
Bayan James Richardson..... sevgili kocanız nerede biliyor musunuz?
I don't know what came over me. Leave. I hope your husband gets help and that you have a long and happy marriage.
Umarım eşiniz yardım alır, uzun ve mutlu bir evliliğiniz olur.
If I hear that one of you has been saying something about my husband again I will scratch your eyes out.
Eğer bir daha kocam hakkında dedikodu yaptığınızı duyarsam gözlerinizi oyarım.
I'm not going to hit on your husband, but, um, have such a great life together.
Kocana asılmayacağım. Ömür boyu mutlu olmanızı dilerim.
I know that the things have not gone well for you since your husband was executed.
Kocanın idamından beri işlerin senin açından iyi gitmediğinin farkındayım.
- I'm sorry, Mrs. Medina. But we have to ask you a couple questions about your husband.
Üzgünüm, Bayan Medina, ama kocanızla ilgili birkaç soru sormalıyız.
I think whoever did this was targeting your husband and me also.
Sanırım bunu her kim yaptıysa hem kocanızı hem de beni hedef almıştı.
I interviewed your husband the other day.
Geçen gün eşinizle bir röportaj yapmıştım.
I'll try to make sure your husband doesn't end up like Mario Gomez.
Kocanızın sonunun Mario Gomez gibi olmamasına çalışacağım.
I had occasion, through your husband... the opportunity to work with a few of the people affected.
Bayan Gillum, ben Phil Paxton. Kocanız vasıtasıyla etkilenen insanların bir kaçıyla çalışma fırsatı, şansım oldu.
not only did I pass the test, your genius husband scored in the top 5 %, drunk out of his mind!
Sınavı geçmiş misin? Geçmekle de kalmamışım. Kocan, sarhoş haliyle
I'm sorry to have to inform you that, uh, your husband...
Size bunu söylediğim için üzgünüm ama kocanız...
I'm dressed and ready to be your husband, so if you decide you want to marry me today,
Ben hazırım.. eğer kocan olmamı istiyorsan..
- But i dec- - Look, i am your husband, and I say that you are having the surgery.
- Bak, ben senin kocanım ve ameliyat olacağını söylüyorum.
I'm in Glee with your husband.
Kocanızla Glee'deyim.
I think my girlfriend is in love with your husband. And I wouldn't be surprised if the feeling was mutual.
Sanırım kız arkadaşım, senin kocana aşık ve bu duygunun karşılıklı olması beni şaşırtmaz.
[groaning] If you like, I can swing by your house, Put an ice pick in your husband's head, and bring your kids back, and throw them off one at a time until you finally decide to jump.
İstersen evinize uğrayıp kocanın kafasına bir buz kıracağı saplarım ve çocuklarını buraya getirip, sen sonunda atlamaya karar verene kadar teker teker aşağıya atarım.
- I went through your cabinets, rifled through your desk, looking for anything that would explain what would be so horrible that my husband would have to keep a place to hide it from me or his own sister.
Dolaplarına baktım masanı karıştırdım. Kocamın bu evi benden veya kardeşinden gizlemesine sebep olan o korkunç şeyin ne olduğunu açıklayacak herhangi bir şey aradım.
I'd say I loved all that stuff you were doing about killing your husband.
Bütün o kocanızı öldürmekle ilgili dediklerinize bayıldım.
- I'm rooting for your husband.
- Ben de. Kocanızın arkasındayım.
i'm your dad 84
i'm your mother 173
i'm your worst nightmare 22
i'm your teacher 20
i'm your biggest fan 28
i'm your friend 283
i'm your uncle 19
i'm your best friend 74
i'm your mama 16
i'm your brother 125
i'm your mother 173
i'm your worst nightmare 22
i'm your teacher 20
i'm your biggest fan 28
i'm your friend 283
i'm your uncle 19
i'm your best friend 74
i'm your mama 16
i'm your brother 125