English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm your lawyer

I'm your lawyer translate Turkish

393 parallel translation
If you need a good lawyer, I'm your man.
İyi bir avukat lazımsa, ben varım.
I'm your lawyer, ma'am.
Avukatınızım, bayan.
But I'm your lawyer.
Ben sizin avukatınızım.
I've been sent by Bonavino, the lawyer hired by your family to defend you and your brother...
İsmim Bonavino, senin avukatınım. Ailen, seni ve ağabeyini savunmam için tuttu beni Attilio...
If I didn't know you well, counselor, I would think that in your vocabulary "horse" is synonymous with "lawyer's fee."
Sizi iyi tanımasam, "at" ın dağarcığınızdaki eşanlamlısı... "para" olarak geçiyor sanacağım.
I'll have your family lawyer take care of it.
Aile avukatınızı ararım, 0 ilgilenir.
This is your daughter, and I'm your lawyer.
O senin kızın, ben de avukatınım.
If I were in your spot Frank, I'd hire myself a lawyer.
Frank senin yerinde olsaydım, bir avukat tutardım.
I'm the lawyer trying to save your husband.
Ben kocanı kurtarmaya çalışan avukatım.
You, as a lawyer at the bar, I think, will agree with me... that a newly-born baby weighs more heavily with a jury... than those crustaceans your client is involved with.
Baro üyesi bir avukat olarak siz, benimle aynı fikirde olacaksınız sanırım jüri karşısında sizin müvekkilinizin bulaştığı işte hiçbir şansı yok.
If this is what you wish, you'll get your lawyer, I'll get mine... we will settle this thing out properly.
İstediğiniz buysa, avukatlarımızı getirip... bu işi doğru dürüst çözelim.
I ran into your lawyer at the bus stop.
Otobüs durağında avukatına rastladım.
Believe me, Your Honor, I'm sorry you have to work so hard to find out who the little lawyer is.
İnanın bana, Sayın Hâkim, Küçük Avukat'ın kim olduğunu bulmak için çok çabaladığınız için üzgünüm.
I'm not speaking as your lawyer now, but as a friend who cherishes and loves you.
Seninle avukat olarak değil, bir dost olarak konuşuyorum.
As a lawyer, I have to caution you that your proof is pretty insubstantial.
Bir avukat olarak, getirdiğin kanıtın tamamiyle mesnetsiz olduğu konusunda seni uyarmalıyım.
I'm your lawyer.
Avukatın benim.
Remember, tonight, I am not a doctor. I'm your lawyer.
Unutmayın, bu gece bir doktor değil, avukatınızım.
And now I want to see the look on your face when I call my lawyer.
- Ve şimdi avukatımı çağırdığımda, ben de yüzünüzdeki ifadeyi görmek istiyorum.
I'm your lawyer.
Avukatınım.
I'm not your lawyer.
Ben senin avukat değilim.
Now, if I'm gonna be your lawyer, you can't tie...
- Tabii avukatınız olacaksam. - Avukatım olacaksan mı?
I know, I'm your lawyer. I'm your lawyer.
- Biliyorum, avukatınız benim.
I know that. And as your lawyer, there are certain demands I'm gonna have to...
Ve avukatınız olarak sizden bazı şeyler isterim.
My lawyer knows your lawyer. Oh, I see.
- Avukatım sizin avukatınızı tanıyor.
Because I'm going to sue you and your stepmother and that crooked lawyer of yours for all you've got!
Çünkü seni, üvey anneni ve o dolandırıcı avukatınızı mahkemeye verip tazminat talep edeceğim!
- I'm Len Garber, your lawyer.
- Ben Len Garber, avukatınız.
And I'll have my lawyer sue your ass.
Ve avukatımı gönderip sizi dava edeceğim.
Tomorrow, I'm going to go to my lawyer, and have a new will drawn up and all of your children will be named as my beneficiaries.
Ve bütün çocuklarını varisim yapacağım.
For your own good, I'm going to go see my lawyer.
Senin iyiliğin için avukatıma danışacağım.
- I'm your lawyer, you can trust me.
- Ben senin avukatınım, bana güvenmelisin.
I'm your lawyer, Claudia. Good.
- Ben senin avukatınım Claudia.
I'm your lawyer.
Ben sizin avukatınızım.
Your lawyer, my lawyer... and I hope the ghost has a lawyer... because I want to meet him.
Avukatın, avukatım umarım hayaletin de avukatı vardır çünkü onunla tanışmak istiyorum.
I understand, you wanna talk to your lawyer now.
- Anladım, avukatınla konuşmak istiyorsun.
Honey, I'm gonna go see your lawyer.
Ben gidip avukatınla konuşacağım.
So I tell him, "I'm your lawyer from Legal Aid."
"Ben, mahkemenin senin için tuttuğu avukatım" dedim.
'Cause I'll get the lawyer, make sure Harry pays... and get you out of this... because your problem is my problem.
Çünkü avukatı ayarlayacağım, Harry'nin ödeme yaptığından... ve bu işte kurtulduğundan emin olacağım... çünkü senin problemin, benim problemim.
I was your lawyer.
Sizin avukatınızdım.
I'm giving his lawyer your number, OK?
Avukatına telefon numaranı veriyorum, tamam mı?
And now I'm here as your lawyer.
Ben de avukatın olarak buradayım.
When I have your address I'll send your affairs and my lawyer will contact you.
Adresini öğrendiğimde eşyalarını gönderirim ve avukatım seninle irtibata geçer.
I'm being your lawyer here.
Burada sana avukatlık yapıyorum.
I'm your lawyer.
Ben senin avukatınım.
I'm your lawyer, gentlemen.
Ben avukatinizim beyler.
Whether I like it or not, I can't talk about you even when I'm no longer your lawyer.
Istesem de istemesem de avukatliginizi biraktiktan sonra bile bu konuda konusamam.
I'm your lawyer. I need facts.
Senin avukatlığını yapacağım Paulie onun değil, gerçekleri bilmeliyim.
I let your lawyer convince me to spare you... if you made an honest confession... but you're playing games.
Avukatınla doğru dürüst itirafta bulunursan seni bağışlayacağım diye anlaştık ama sen dalga geçiyorsun.
I won't answer your stupid questions without my lawyer!
Avukatım olmadan sizin aptal sorularınıza cevap vermeyeceğim.
I am earning some money and I'm saving it to get a lawyer to reopen your case. ... and writes just like I speak.
Böylece avukata senin davanı yeniden açtırabilmek ve söylediğim gibi yazdırabileceğim.
One, I'm your lawyer until you fire me.
Birincisi : Beni kovasıya kadar senin avukatınım.
I'm gonna get a lawyer and sue your ass!
Avukat tutup seni dava edeceğim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]