English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I've been better

I've been better translate Turkish

938 parallel translation
I've been taking acting lessons from an acting coach lately and my acting's gotten much better.
Bu aralar özel ders alıyordum hemen etki etmiş.
Gilda, no one knows better than you how unselfish I've been... in all matters pertaining to you.
Gilda, seni ilgilendiren konularda ne kadar özverili davrandığımı senden iyi kimse bilemez.
So I've been thinking you better wire your father.
Bu durumda babana telgraf çeksen iyi olur.
But I've been calling you Gabrielle, so you'd better call me Alan.
Ama ben sana Gabrielle diyorum, sen de bana Alan de.
I've been in bigger hotels than this, and with better-looking clerks.
Bundan daha büyük otellerde bulundum. Personel de daha yakışıklıydı.
I've been thinking, and I believe it would be better for both of us... if we admitted we made a mistake and got a divorce.
Düşünüyordum da hata yaptığımızı kabul edip boşanmamızın, ikimiz için de iyi olacağına inanıyorum.
I've been trying so hard... and I have been better because you've been kind to me.
Çok çabalıyorum. Bana karşı nazik olduğun için daha iyi oldum.
I've been better lately.
Son zamanlarda daha iyi oldum.
- I've been thrown out of better places.
- Çok baştan savıldığım oldu.
I've been sick. But I'm better now.
- Hastaydım fakat şimdi daha iyiyim.
He ought to know better than that, when I've been waiting so long...
Onu görmek için sabırsız bir şekilde uzun süredir beklediğimi...
I've been trained to face things that are sick and unhealthy, to make them better, not to run away from them.
Bu insanlardan kaçıp kurtulmak için değil, sağlıksız ve hasta yüzleri iyileştirmek için eğitildim.
I've been alone before and been fine, maybe even better.
Daha önce yalnızdım ve iyiydim, belki de daha iyiydim.
I've been thinking maybe it would be better if... if you didn't tell your sister after all, huh?
Bence kız kardeşine söylemesen daha iyi olur. Ne dersin?
I should've been a better friend.
Daha iyi bir dost olmam gerekirdi.
I've been thinking, if you really think I'm such a poor sap as you said tonight... we'd better get out of each other's way.
Gerçekten bu gece söylediğin kadar budala olduğumu düşünüyorsan kendi yolumuza gitmemiz en iyisi olur sanırım.
I'd been lying on the bed resting and listening to the radio, and I thought if I took a bath, I might be able to sleep better.
Yatağa uzanmış dinlenirken, radyo dinliyordum ve belki bir duş alırsam daha iyi uyurum diye düşündüm.
If it makes you feel better, I've been expecting you.
Eğer içinizi rahatlatacaksa, ben de sizi bekliyordum.
Oh, I've been in better moods.
Daha iyi günlerim olmuştu.
That's what I've been telling you, that you'd look better in a dress.
Sana bir elbise ile daha iyi görünebileceğini hep anlatmaya çalıştım.
I find that I've been letting my emotion sway my better judgment, Your Honor.
Anladım ki duygularımı mantığımın önüne geçmesine izin vermişim Sayın Hakim.
I've been thrown out of better places.
Çok daha güzel mekanlardan kovulmuşluğum vardır.
It would've been better. - Marshal, I hope you'll come to the show.
- Bu daha iyi olurdu. – Komutan bu gece gösterimizi seyredersin artık.
Wouldn't it have been better if you'd told me that first evening that Ussoni was your lover, and that you hoped I'd do anything to keep him in Venice?
Bundan daha iyisi olamazdı. O ilk akşam, Ussoni'nin sevgiliniz olduğunu bana söylediğinizde ve siz onun Venedik'de kalması için benim bir şeyler yapmamı mı umdunuz?
I've been doin'all right... but I don't say that the customers like me better than they like you.
Ama demiyorum ki, müşteriler beni, seni sevdiklerinden daha çok seviyorlar.
I don't know what you've been thinking, but you'd better stop it.
Ne düşünüyordun, bilmiyorum. Ama düşünmesen iyi olur.
I've been in hospital. But I feel better now.
Hastanedeydim ama şimdi daha iyiyim.
Haven't you noticed I've been talking lately much better?
Son zamanlarda daha düzgün konuştuğumu fark etmedin mi?
I've been sitting in this chair for eight weeks and I look better than you do.
Sekiz haftadır bu sandalyede oturuyorum ve senden daha iyi görünüyorum.
- How did it feel? - I've been better.
Nasıl hissediyorsun?
I've always been better.
Her zaman daha iyi idim.
I've been very ill, but I feel better now.
Çok kötü hastalandım, ama şimdi iyiyim.
I FEEL BETTER THAN I'VE BEEN IN YEARS.
Senelerdir olduğumdan çok daha iyi hissediyorum.
Then you've answered the question I've been asking for better than 2000 miles.
2.000 mil önce sorduğum sorunun cevabını vermiş oluyorsun o zaman.
I've been ill, but I'm better now.
Hastaydım, ama artık iyiyim.
I watched the run-through, he would've been better off without her.
Tüm olanları izledim, onsuz daha iyi olurdu.
I hear that you've got a job now. You would have been better off with the Fuentes.
Bir iş bulduğunu duydum.
And I stand here now to tell you one and all that I've never been offered a better piece of collateral than I hold in my hand right now. Chair.
Ve burda durmuş size ve herbirinize diyebilirim ki şu an elimde tuttuğum kartlar kadar sağlam bir teminat daha önerilmedi bana.
I would've been better...
Daha da dokunurdu...
You old fox, you've been hiding it but I am the better man
İhtiyar bunak! onu çok iyi sakladın! ama ben sonunda onu ele geçirdim
I've been ill recently. But I'm all better now.
Yakınlarda hasta oldum ; ama şu an daha iyiyim.
Maybe I would've been better off if I'd faced a firing squad back then.
Belki daha iyi olurdu eğer idam mangasında karşı karşıya olsaydık.
And I hope I've been able to make you feel a little better.
Ve umarım sizin birazcık iyi hissetmenizi sağlamışımdır.
I've been convinced I could do better elsewhere.
Bir başkasının bu işi daha iyi becerebileceğine ikna oldum.
I've never been better.
Ben iyiyim.
It would've turned out better if I hadn't been scolded at home.
Evde azarlanmasam da hoş olur yani.
I've never been in better shape.
Hiç bu kadar formda olmamıştım.
I thought I'd better tell you that my sister and my brother-in-law... haven't been hitting it off, and the truth is... they've been having some pretty bad rows.
Size söylesem iyi olur diye düşündüm. Kız kardeşimle eniştem... son günlerde pek geçinemiyorlar. Doğrusu... çok kötü kavga ediyorlar.
I don't know why... in such a glorious world as we've been provided with... birds, the sunshine, of beautiful trees, and flowers... and the radio... why people don't get on any better than they do.
Hiç anlamıyorum... kuşlar, güneş, güzel ağaçlar, çiçekler ve radyo gibi... nimetlerle donatılmış bu kadar şahane bir dünyada yaşarken... nasıl oluyor da... insanlar birbiriyle geçinemiyor.
I've been getting better and better.
hergün her dakika... iyiye gidiyorum.
I've been better.
- Eskisi kadar değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]