I've been here the whole time translate Turkish
78 parallel translation
I've been here the whole time.
- Devamlı buradaydım.
Here the whole Gestapo has been working for a long time, day and night... trying to find out every little thing about everybody... and I arrive, and in a few hours I find the most attractive lady in town.
Tüm Gestapo, uzun süredir, herkes hakkında en ufak şeyleri bile öğrenmek için geceli gündüzlü çalışıyor. Buraya geliyorum ve bir kaç saat içinde şehirdeki en güzel bayanı buluyorum.
I've been here the whole time.
Ne zamandır buradayım.
I've been here the whole time, Lieutenant, watching him.
Başından beri buradaydım Teğmen, onu izliyordum.
I've been here the whole time.
Ben hep buradaydım.
The whole time I've been here, it seems like all I've done is walk around by myself.
Buraya geldiğimden beri sanki tek başıma yürümekten başka bir şey yapmadım.
I've been in here the whole time.
Buradan çıkmadım ki.
I've been doing fine the whole time before you got here
Sen gelmeden önce burda gayet iyiydim
- I've been here the whole time, silly.
Saçmalama budala. Bütün gün buradaydım.
I've been here the whole time.
Bütün o süre zarfında buradaydım.
I've been here the whole time.
Ta başından beri buradaydım.
If Ross and Rachel ask, I've been here the whole time.
Eğer Ross ve Rachel sorarlarsa, hep buradaydım.
I've been here the whole time.
Başından beri buradaydım.
I doubt it. Anyone here would need hours with the machine... and it's been on the floor the whole time.
Buradan biri olsa makinenin başında saatler geçirmesi lâzım... ve makine bu arada hep kumarhanedeydi.
Going back to Alaska for me is... I wouldn't call it a comeback'cause I've been here the whole time, you know.
Alaska'ya geri dönmek benim için buna geri dönüş diyemem, çünkü hep buradaydım zaten.
The whole time i've been here, you've never said one complimentary thing about or to me.
Buraya geldiğimden beri bana bir kez bile iyi laf söylemiş değilsin.
You know, the whole time I've been here, I don't remember you ever celebrating a birthday.
Biliyormusunuz, ne zamandır burdayım ama bir kere bile doğum gününüzü kutladığınızı görmedim.
You've been the clean-up crew for me the whole time I've been in here.
Buraya geldiğimden beri, beni temizlemekle uğraşıyorsun.
No, I've been right here the whole time.
Hayır, bunca zamandır buradaydım.
I've been here the whole time.
Bütün gece buradaydım.
Well, I'm told he's going to be fine, but he looks awful and he's been unconscious the whole time I've been here.
Ama berbat görünüyor ve geldiğimden beri baygın.
I've been here the whole time.
En başından beri buradaydım.
I've been here the whole time.
Bütün gün buradaydım.
I've been waiting here the whole time...
Onca zamandır burada bekliyorum..
I've been here the whole time, honey.
Sürekli buradaydım, hayatım, tamam mı?
No, I've been standing here the whole time!
- Hayır, başından beri buradayım. - Bir şeyin ortasındayım...
I've been right here the whole time.
Gün boyu buradaydım.
I've been right here the whole time.
- Tüm gün buradaydım.
I've been here the whole time.
Ben o vakitlerde, buralardaydım.
Dean, I've been here the whole time.
Yatağında uyuyordu. Bir saat önce uyumuyordu ama.
Mine's right here! I've been thinking about it the whole time... but I still don't understand it.
Bunu uzun bir süredir düşüyorum... fakat hala anlayamadım.
I've been right here in front of you the whole time.
Bu zaman boyunca, tam burada, gözünün önündeydim.
But not my dream, because I've been here, right here the whole time, trying to sleep, while you've been snoring, belching, and farting, Angela, bad, smelly farts.
Rüya olmayan ise, ben buradayım, deminden beri tam burada, horlamana, geğirmene, osurmana rağmen uyumaya çalışıyorum, Angela. İğrenç, kokan osuruklar.
You know, I've been dancing around the idea of neural networks for quite some time, and maybe the whole time the answer I've been looking for has been right here in front of me... a historical neural network.
Biliyorsun ki sinir ağları fikrini bir süredir düşünüyorum. Belki de bunca zamandır aradığım cevap burada gözlerimin önündeydi. Tarihi bir sinir ağı.
I've been here the whole time.
Buradan hiç ayrılmadım.
The whole time I've been here, it never occurred to me... to commandeer the alien spacecraft.
Bunca zamandır buradayım ve yaratık uzay gemisine komuta etmek benim aklımdan hiç geçmedi.
You mean I've been here the Whole time?
Yani, onca zamandır burada mıydım?
I know. I've been here the whole time.
Biliyorum.Bütün zaman yanındaydım.
I'm going to stop by and say hi to all the girls that I've ever slept with the whole time I've been here.
Burada olduğum süre boyunca yattığım tüm kızlara uğrayıp selam vereceğim.
But I've been here the whole time.
Ama ben buradan hiç ayrılmadım.
Why do you think I've been favoring over here the whole time?
Neden iki saattir boğaz patlatıyorum sanıyorsun?
I've been here the whole time.
Bu odadan hiç ayrılmadım.
I've been here the whole time.
Zaten hep buradaydim.
The whole time you've been here you've been needling me, and I'm not putting up. with it anymore.
Burada olduğundan beri beni iğneliyordun ve artık buna katlanamıyorum.
No, I've been up here the whole time having some phone sex.
Hayır, ben o sırada burada telefon seksi yapıyordum.
Gary, I've been here the whole time.
Gary, toplantının başından beri buradaydım.
Gary, I've been here the whole time.
Gary, başından beri buradaydım.
I've been sitting here wondering the whole time whether Aidan had told you or not.
Burada otururken hep Aidan'ın sana söyleyip söylemediğini merak ettim.
You know, Charlie, the whole time you've been here, I haven't seen you hold Mel's hand or give her a kiss or anything.
Biliyor musun Charlie, burada olduğun tüm zaman süresince Mel'in elini tuttuğunu ya da ona öpücük falan verdiğini görmedim.
I've been here the whole time.
Hep buradaydım.
I've managed to get out of doing that the whole time I've been here.
Buraya geldiğimden beri bu işten yırtmayı becermiştim.