I've got to get home translate Turkish
122 parallel translation
- I've got to get home.
Eve gitmem gerek.
I've got to get home and tell my folks and be with them a while.
Eve gidip bunu bizimkilere söyleyeceğim ve kısa bir süre onlarla kalacağım.
Please. Thanks a lot for the ride home, but I've got to get upstairs.
Beni eve bıraktığınız için sağolun, ancak yukarıya çıkmak zorundayım.
I've got to get home.
Eve gitmeliyim.
I've got to get you home.
Seni eve götürmeliyim.
- I've got to get home.
- Eve gitmeliyim.
I like you, but I've got to get home.
Senden hoşlandım ama eve gitmeliyim.
I've got to get back home.
Eve dönmek zorundayım.
I've got to get home.
Eve dönmem lazım.
I've got to get home to the little lady.
Eve, hanımın yanına gitmeliyim.
I've got to get home.
Ama bana bir uçak lazım.
I've got to get home.
Eve dönmeliyim.
i've got to get home.
Eve gitmem gerekiyor.
I've got to get home to that good pie.
Evet, eve gidip o tatlıyı yemem gerek.
Nick, I've got six hours to get home, get big and get to the mall.
Nick, eve varmaya, büyüyüp çarşıda olmama 6 saatim var.
I came home and I want what I got to get.
Artık evime döndüm ve hak ettiğim şeyi istiyorum.
DOROTHY : I've got to get home.
Eve gitmem lazım.
I'm going. I've got to get home, Chief. What are you talking about?
Bir keresinde, 9 Kasımda... yanındaki adamın hedefine ateş etmeye kalkıyor.
I got to get home and feed my 12 cats and my dogs.
Evime gidip kedilerimi ve köpeklerimi beslemeliyim.
No, I've got to get home.
Hayır eve gitmeliyim.
I've got to get dad home. - Yeah, of course.
Evet, elbette.
It's a fine crew and I've got to get them home.
Onlar çok iyi mürettebat ve ben onları eve geri götürmeliyim.
I've got to get home.
Nereye gidiyorsun? - Eve gitmem gerek. - Neden?
- Anyway, I've got to get home.
- Herneyse, ben eve gitmeliyim.
Right now, I've got to get my mother home.
Şimdi annemle eve gitmem gerek.
I've got to get home.
Eve dönmem gerekiyor.
I've got to get home... ... see if the wife and kid still recognize me.
Ben de evime gidip karım ve çocuklarım beni tanıyacak mı, bir bakayım.
The only thing I got to do is go home and see my wife and get a morning run.
Yapmam gereken tek şey eve gidip karımı görmek... ve sabah koşusu yapmak.
- No, I've just got to get on home.
Eve gitmeliyim. - Şehir merkezinde mi oturuyorsun?
I've got to get home.
Eve gitmem lazım
I went to the store yesterday'cause we was outta some things and he got home from work early before I could get back.
Dün bir şeyler almak için markete gitmiştim. İşten erken çıkmış ve ben dönmeden önce eve gelmiş.
I've got to get some of this to bring home!
Eve götürmek için bundan biraz yanıma almalıyım!
I've got to get home for a playdate.
Oyun günü için eve gitmem lazım.
Yes, but Lorelai, you have to get back to the inn and I've got those BBers waiting at my home to learn how to make jam.
Evet, ama otele dönmen gerek. Müşteriler evde bekliyor. Reçel yapmayı öğrenecekler.
Well, I'm home on two months leave and I've got to get my arse back there.
Aslında, iki ay evci izni aldım. Kıçımı toplayıp geri dönmem lazım.
I've got no money to get home!
Eve gidecek param yok.
I got to get home and grade papers.
Eve dönmeli ve sınav kağıtlarını okumalıyım.
I've got to get home and get my house ready for when you folks come visit me.
Dönüp evi hazırlamam gerek. Ziyarete geldiğiniz zaman için.
Just trying to get a head start, because I've got math stuff to do when I get home.
Hazırlık yapıyorum çünkü eve gittiğimde yapmam gereken matematik dersi var.
I'm sorry to call you so early, but you said you were gonna call me when you got home, and when you didn't, I started to get worried.
Böyle erken aradığım için özür dilerim, fakat eve vardığında beni arayacağını söylemiştin, ve aramayınca telaşlanmaya başladım.
I'm sorry to call you so early, but you said you were gonna call me when you got home, and when you didn't, I started to get worried.
Böyle erken aradığım için üzgünüm, fakat eve vardığında beni arayacağını söylemiştin, ve aramayınca telaşlanmaya başladım.
It's just that I'm downtown and I've got to get home.
Şehir merkezindeyim. Eve gelmem lazım.
I've just got to get home. Wait.
Ne diyeceğim şimdi insanlara ben?
I've got to get home.
Artık eve dönmem gerek.
I've got to get you home, plus we've got to sell Sarah on the idea.
Seni eve bırakayım. Ayrıca Sarah'la konuşmalıyız.
I got home and I thought I'd do some menial chore, to get my mind off of how angry I was.
Eve vardım, ve ne kadar üzgün olduğumu unutmama yardımcı olması için gündelik işleri yapmaya karar verdim.
I've got to get home early. Make some comfort food. Get some sleep.
Eve erken dönüp, bir şeyler yiyip, uyumalı ve yarına iyileşip kalkmalıyım.
She's right. Today, i got to hang out with one of my best friends, And then tonight, i get to go home to peyton.
Bugün, en iyi arkadaşlarımdan biriyle takılabildim ve sonra gece, eve Peyton'ın yanına gideceğim.
- I've got to get home.
- Eve dönmek zorundayım.
I've got to get home and watch "Dancing with the Stars."
Şu işi bitirelim. "Şöhretlerle Dans" a yetişmem gerek.
I've got a lot of wounded. We need to get home. RUSH :
Bir sürü yaralımız var ve eve dönmemiz gerekiyor.