I've got to get out of here translate Turkish
223 parallel translation
So I've got to get out of here today.
Bugün buradan kurtulmam lazım.
I've got to get out of here right away!
Buradan derhal çıkmam lazım.
But I've got to get out of here.
Ama buradan çıkmam lazım.
I've got to get out of here.
Buradan çïkmalïyïm.
I've got to get you out of here.
Seni buradan çıkarmalıyım.
I've got to get out of here.
Buradan gitmeliyim.
I've got to get out of here.
Burayı sevmiyorum.
I've got a plan for us both, to get us both out of here.
Her ikimizin de buradan kurtulması için bir planım var.
- I've got to get out of here.
- Dinle, buradan kaçmalıyım.
I've got to get out of here, and he won't let me.
Dışarı çıkmak istiyorum ama bana izin vermiyor.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
I've got to get out of here, I tell you!
Buradan çıkmam gerek diyorum size!
I've got to get out of here.
Buradan çıkmam gerek.
Please let me... I found out from Dummy What happened. You've got to get out of here.
Lütfen beni içeri al.
Now you know why I didn't want to tell you, and why we've got to get out of here and lock this place up and never come back again!
Artık sana neden anlatmak istemediğimi..... ve neden buradan ayrılıp, kapattığımızı..... ve geri dönmediğimizi biliyorsun!
I put your bride in a taxi. We've got to get out of here.
Ben kızı bir taksiye yerleştirdim Buradan çıkmalıyız.
I've got to clean up and get out of here.
Temizlenip gidiyorum.
- Get out of here, I've got work to do.
- Defol, işim var.
I've got to get out of here.
Buradan çıkmam lazım.
I've got to get out of here.
Buradan kaçmalıyız.
I've got to get out of here, and you've got to let me go.
Buradan hemen gitmeliyim! Sen de buna izin vermelisin!
I said we've got to get him out of here and get him to the sheriff.
Onu buradan çıkartıp... şerife götürmeli diyordum.
- Staff, I've got to get out of here.
- Çavuş, buradan çıkmam lazım.
Now, we've got to get out of here and I want to find a place to hide this recorder.
Şimdi buradan gitmek zorundayız ve bu kaydediciyi saklayacak bir yer bulmak istiyorum.
I've got to get out of here.
Buradan çıkmalıyım.
Please, I've got to get out of here.
Lütfen, buradan gitmeliyim.
Listen, I'm gonna convince you... you've got to get out of here!
Dinleyin, Sizin buradan... hemen gitmenizi istiyorum!
I don't know how but we've got to get out of here or we'll be killed.
Nasıl yaparız bilmiyorum ama bu evden çıkmamız lazım! Yoksa öldürüleceğiz!
I've got to get the hell out of here.
Benim gitmem gerekiyor.
Look, I can't explain, there's no time, you've got to get out of here, understand?
Şimdi olmaz!
Grandpa, I think that we've got to- - We've just got to get out of here.
Büyükbaba, bence biz... hemen buradan gitmek zorundayız.
I've got to get you out of here.
Seni buradan çıkartmam lazım.
'I've got to get out of here!
Buradan çıkmalıyım!
I've got to get you out of here.
Peder, buradan gitmeniz lazım.
I've got to get out of here.
Buradan gitmeliyim. Tuzağa düşürüldüm!
I've just got to get out of here, that's all.
Hayır! Buradan gitmem gerek. Hepsi bu.
I've got to get out of here!
Buradan çıkmalıyım!
I've got to get out of here.
Buradan çıkmam gerekiyor.
I've got to get out of here.
Bu ülkeden gideceğim.
I've got to get out of here.
"Buradan çıkmam lazım."
Get dressed. I've got to get you out of here.
Seni buradan çıkartmalıyım.
I've got to get out of here and get to a phone.
Buradan çıkıp telefon bulmalıyım.
I think I've got to get out of here!
Galiba, buradan çıkmam lazım!
I don't know, but we've got to get these people out of here.
Bilmiyorum, ama bu insanları buradan çıkartmalıyız.
I've got to get out of here.
Gitmem gerek.
I've got to get out of here now.
Artık buradan gitmeliyim.
- I've got to get out of here.
Duramıyorum. Buradan çıkmam gerek, dostum. Hey!
- I've got to get out of here.
Buradan çıkmam gerek, dostum.
Cori, shit, I've got to get her out of here.
Cori, Kahretsin, onu buradan çıkarmam gerekiyor.
I've got to get out of here right now.
Hemen buradan gitmem gerek.
I haven't got the juice to stay long and you've gotta get out of here fast.
Uzun süre kalabileceğim kadar salgı yok ve siz buradan çıkmalısınız.