I've got to get to work translate Turkish
186 parallel translation
I've got to get to work.
Eve gitmem gerek.
And I've got to get to work.
Bu da işe dönmem gerektiğini hatırlattı.
I've got to get to work at the hospital.
Hastanedeki işime gitmem gerekiyor.
Thanks, Adam, but I've got to get on to work.
Teşekkür ederim, Adam, ama işe gitmek zorundayım.
- I've got to get to work.
- İşe gitmem gerek.
I've got to get to work on the Brubaker book.
Brubaker'ın kitabı üzerinde çalışmaya başlamalıyım.
I've got work to do. Get up to your room.
Yapacak işlerim var.
I don't know who these roughnecks are, but I've got to get to work too.
Bu sertlik niye anlamadım ama benim de işe gitmem gerek.
- Get out of here, I've got work to do.
- Defol, işim var.
Dad, I wanted to stop on the way back, but time got so short and I've got to get to work.
Baba, dönüşte uğrayacaktım, ama zaman çok azdı. İşe dönmek zorundayım.
Now, if you'll forgive me, I've really got to get to work.
Müsade edersen şu an gerçekten çok işim var.
I've got to get up and go to work in the morning.
Sabah kalkıp işe gitmem lazım.
I've got to get to work.
Daha işe gitmem gerek!
Well, I've got to get back to work.
İyi, işime geri dönmeliyim.
I've got to get back to work.
Paris'te iyi vakit geçir. İşe dönmem gerekiyor.
I can't believe how much work we've got to get done.
- Yapmamız gereken bir sürü iş var.
I've really got to get back to work.
İşe geri dönmeliyim.
I've got to get back to work.
İşe geri dönmeliyim.
Well, I've got to get to work tomorrow?
Peki yarın işe nasıl gideceğim?
I HAD TO GET OFF FROM WORK AN HOUR EARLY AND LOSE PAY, THEN I GOT CAUGHT IN TRAFFIC.
İşten bir saat önce ayrıldım ve maaşımdan azaltıldı, sonra da trafiğe yakalandım.
I've decided to live, even though I never get any work. I've got no agent, and I'm deeply lonely during this festive season.
Hiçbir işi kapamamama, bir ajansım olmamasına ve bu festival zamanında son derece yalnız olmama rağmen yaşamaya karar verdim.
I've got to get my work done.
Yapacak işlerim var.
I've got to get to work.
Z'ler bugün.
I've got to get to work.
İşe gitmek zorundayım.
I've got to get ready for work.
İşe gitmek için hazırlanmalıyım.
I've got to get to work.
Pekâlâ, millet. Ben işe gidiyorum.
I've got to get to work.
İşe gitmem lazım.
- I've got to get back to work.
- İşe geri dönmem gerek.
I've got to get back to work.
İşe geri dönmem lazım.
I've got a lot of work to do before I get back to Jimmy.
Jimmy ile görüşmeye gitmeden önce yapılacak bir sürü işim var.
You know, I would, but I've got to get back to work.
Biliyorsun, isterdim, Ama işe dönmem lazım.
You know, I've got to get back to work.
Aslında, benim işimin başına dönmem lazım.
Actually, I just remembered, I've got an errand I gotta run before I get to work.
- Şimdi aklıma geldi. İşe gitmeden önce yapmam gereken bir şey var.
I've got to get ready to go to work.
İş için hazırlanmalıyım.
The only reason I got out to get a bite today was that he finally promised to buckle down and do some actual work.
Tek sebebi, onlar çekip gittikten sonra işe dört elle sarılacağımız ve gerçek işler yapacağımız.
Well, he's got one and it's Ted and I gotta get to work
Onun var ve adı Ted. Şimdi işe gitmeliyim.
Look, I gotta get to work, and you have got to start looking for a new apartment.
Bak, benim işe gitmem gerekiyor, ve sende yeni bir daire için bakınmaya başlamalısın.
You're afraid to get involved and you got a lot of work, but when I'm not with you, I'm thinking of you. Do you have that going on?
Aşık olmaya korkuyorsun ve çok işin var ama ben seninle değilken bile seni düşünüyorum.
Yes. I've got to get to Work early. See you.
Evet, yarın işe erken gitmem gerekiyor, sonra görüşürüz.
I've got to get to work and you're blocking me.
İşe gitmeye çalışıyorum ve sen beni engelliyorsun.
I've got to get to work and I can't cross the kids safely if I can't hold up my sign.
Çalışmak zorundayım ve tabelamı elimde tutabilmem gerekiyor.
Look, Dad, Doug's busy right now, and I've got all this work that I've got to get done tonight, so you think your swimmer's ear thing will be okay until tomorrow?
Baba, Doug şu anda "meşgul". Benim de bu gece bitirmem gereken çok işim var. Dış kulak iltihabına yarına kadar dayanabilir misin acaba?
I went to the store yesterday'cause we was outta some things and he got home from work early before I could get back.
Dün bir şeyler almak için markete gitmiştim. İşten erken çıkmış ve ben dönmeden önce eve gelmiş.
I'm late, I've got to get to work.
Geciktim, İşe gitmeliyim.
I got to get back to work and... looks like your truck is ready.
İşe geri dönmek zorundayım ve görünüşe göre araban hazır.
As long as you don't get caught. I've got to get back to work.
Yakalanmadığın sürece.
I've got to get back to work soon.
Editörümle buluşacağım. Yakında işe geri dönmek zorundayım.
- I've got to get back to work.
- Gelemem. İşe dönmeliyim.
Look, the true is... I got a lot of work to do and I just want to get it done ok?
İşin aslı yapmam gereken bir sürü iş var ve bir an önce bitirmek istiyorum tamam mı?
Listen, I really gotta get back to work, and since you got your TV Guide and,
Dinle, ben gerçekten işime dönmeliyim, ve Tv Rehberini bulduğuna göre...
- Excuse me. Excuse me, I've got to get back to work.
Affedersin, işime geri dönmem lazım.