I've got you translate Turkish
24,904 parallel translation
When I got word that you were alive, and had taken over Oz, I had to stop you.
Yaşadığını ve Oz'u ele geçirdiğini duyunca seni durdurmam gerekiyordu.
I've got you.
Seni tuttum.
I have been out 10 years, and I haven't gotten into any trouble, so you have got to keep your son away from me.
Tamam mı? Çıkalı 10 yıl oldu ve başım o günden beri belaya girmedi, o yüzden oğlunuzu benden uzak tutmalısınız.
Look, I would love to help you. I've sort of got more important things to do, okay?
Sana yardım etmek istiyorum ama şu an yapılacak daha önemli işlerim var gibi.
I know I've got a lot to apologize to you for.
Biliyorum özür dilemem için çok sebep var.
I had to take the edge off before things got weird, and you were closest.
İşler tuhaflaşmadan inmek zorunda kaldım ve en yakında sen vardın.
I've got Lockett warming up in the bullpen if you're not up to it.
Bu işi yapmayacaksan elimde hazır bekleyen Lockett var.
Liv, I've got something to tell you.
Liv, sana söylemem gereken bir şey var.
I think we've got you.
Seni yakaladığımızı düşünüyorum.
And you've got questions 35 through 42 in the Redirect section when I asked for them in Direct. Sorry.
Ayrıca 35 ila 42 arasını dolaylı bölümüne koy dememe rağmen doğrudan bölümüne koymuşsun.
I've got to say, I'm pretty impressed with how quickly you guys came to that decision.
Söylemeliyim ki, bu kadar çabuk karar verebilmeniz beni çok etkiledi çocuklar.
my floppy disk, my CDs, anything that's technology related... I put it at a friend's house and then I went to Winchell's Donuts and I got a big... I think it was a 24 box of, you know, donuts.
SABIKA FOTOĞRAFI... teknolojiyle ilgili her şeyi aldım ve bir arkadaşın evine götürdüm, sonra da Winchell's Donuts'a gidip, sanırım 24 kutuydu, donut aldım.
Or maybe I'm a cop and you're a profiler and I can help you understand how you got here.
Belki de ben polisimdir, sen profil uzmanısındır ve buraya neden geldiğini anlamana yardımcı olabilirim.
I see you've got a call.
Bir çağrı aldığını görüyorum
I know what you really want- - to be whole... like you were on that day that you split into two Julias and you got in that elevator and lost everything.
Gerçekten ne istediğinizi biliyorum tam olabilmek için bugün olduğun gibi 2 julia ya ayrıldın ve şu asansöre bin her şeyi kaybet
So I'll give you all the evidence I've got.
Elimdeki tüm delilleri veririm.
You've... I've got my phone if you need me.
Bana ihtiyacın olursa ara.
The Yakuza sold it for twice that, and I got to tell you I don't think the Resistance has the money.
Yakuza filmi o paranın iki katına sattı ve Direniş'in parasının kaldığını sanmıyorum.
Keen an eye as you got, since you've yet to ask about any prices, I get the feeling you're after something else.
Keskin gözlerin var, ama hiç fiyat sormadın, başka bir şeyin peşinde olduğunu düşünmeye başlıyorum.
You think that I've got nothing better to do than to trot along over here with you during business hours!
Yapacak başka bir işim yok mu sanıyorsunuz ki iş saatinde beni burada alıkoyuyorsunuz!
I don't want you to get hurt, Keisha, and I don't know how much time we have, so you got to take this bag.
Zarar görmeni istemiyorum, Keisha ve ne kadar zamanımız kaldığını da bimiyorum. O yüzden bu çantayı almalısın.
You've already got six children of your own, and I sense no prurient interest.
Zaten 6 tane çocuğun var ve şehvetli bir ilgi hissetmiyorum.
You're all I've got.
Benim herşeyimsin.
I've got a D.O.D. bird that'll fly you to Alabama.
Alabama'ya giden bir Savunma Bakanlığı uçağı var.
I've got a DOD bird that'll fly you to Alabama.
Alabama'ya giden bir Savunma Bakanlığı uçağı var.
Well, now I'm gonna hit you with everything I've got. Glad to hear it.
684 ) \ fs36 } Bu kadar çok gücün varsa bunu en başından beri kullanmalıydın.
Now, I've got a nice surprise for you.
Senin için hoş bir sürprizim var.
So what are you thinking, I found the bags and squirreled one away before you got there?
Çantalardan birini buldum ve sen gelmeden önce sakladım mı yani?
No, I think you've got that paper hidden right here in this house.
Hayır, bence parayı bu eve sakladın.
Listen, I've got a favor to ask of you all. May I?
Pardon sizlerden bir şey rica edecektim de olur mu?
Right, which is probably why you're driving around in those junky cars. No, we bought those junk boxes because driving around in nice cars got too expensive. I cannot tell you how many times some feminazi shattered their windshields or keyed their cars.
bu yüzden de muhtemelen bu hurda arabaları sürüyonuz hayır biz bu hurda arabalrı sürüyoruz çünkü güzel arabalar çok pahalı kaç kere feministlerin onların arabalarının camlarını parçaladığını ve arabalarına zarar verdiğni söyleyemem adli kanıtlar emilin kafasına bir çok kez darbe aldığını gösteriyor
I've read your tweets. You gave as good as you got.
You gave as good as you got.
Cam, if you can pull yourself away from the human sausage for a second, I've got some actual data to share. Sure, go right ahead.
Cam, insan sosinden başını bir kaldırabilirsen sana gerçek bir veri paylaşçam tabi devam edet ortaya çıktı ki arabanın önü ve arka farları kazada parçalanmamış yani birileri emil kaza yapmadan önce arabasını parçalamış?
I've also got witnesses who saw you confront Emil. We may have had a few words.
bir kaç kelime etmiş olabiliriz ne olmuş yani?
But you've got a lot on your mind, I guess.
Ama şu an biraz fazla meşgulsün, sanırım.
I've got a job for you, but there are rules.
Senin için bir işim var ama kurallar var.
As for the D.O.E. investigation, we've got it handled, I promise you.
Eğitim müdürlüğünün soruşturmasına gelince biz o işi hallettik, sizi temin ederim.
So, as I sit here and I've got to try and persuade you to give up Wilson Trager in exchange for a deal... it just, you know... helps me to remember her.
Burada oturup, bir anlaşma karşılığında Wilson Trager'i ele vermen için seni ikna etmem gerekiyor. Bu sadece onu hatırlamama yardım ediyor.
I've got footage of you, too.
Senin de kayıtların var elimde.
It's like when you get in your car, you know, and you start driving and you just let your mind wander, and then you end up on La Brea, and you don't even know how you got there.
Arabana binersin sürmeye başlarsın ve kafan boşalmaya başlar ve sonra da La Brea ile sona gelirsin ve oraya nasıI geldiğini hiç anlamazsın bile.
- And I got you all next week.
- Ve bütün haftam böyle.
- I've got you.
- Sana söyledim.
I'm happy to work with whatever you've got.
Ne yaparsan yap seninle çalışmaktan mutlululuk duyarım.
It's the hot sauce. I think you've just got to build up your tolerance.
Biraz daha yanarsam ambulans çağırman gerekecek.
You've got to understand... He's all I have.
Ben şehir dışındaydım.
And I got you.
- Ve ben de seni yakaladım.
Now, ma'am, if you will excuse me, I've got some skivvies to wash.
Şimdi müsaade ederseniz çamaşırlarımı yıkayacağım.
You've been wanting me gone ever since I got to LA.
Los Angeles'a geldiğimden beri gitmemi istiyordun.
Here I am, blabbing about my situation, and you've got Adam in prison.
Adam hapishanede, bense kendi derdime yanıyorum.
I can't see. Okay, if anyone else here is a neurosurgeon who played 18 holes and shot a 68... 4 under, bitches... you're welcome to advise me, otherwise, I got this.
Aranızda golf oynayan ve 18 delikte 68 sayı yapan beyin cerrahı varsa önerilerini dinleyebilirim.
I've got a lovely little surprise for you, Ms. Paige.
Size güzel mi güzel bir sürprizim var Bayan Paige.
i've got your back 60
i've got you covered 19
i've got your number 23
i've got you now 42
i've got this 271
i've got 661
i've got an appointment 28
i've got it 1049
i've got to 132
i've got an idea 313
i've got you covered 19
i've got your number 23
i've got you now 42
i've got this 271
i've got 661
i've got an appointment 28
i've got it 1049
i've got to 132
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got this one 21
i've got nothing to lose 16
i've got a family 22
i've got a job 38
i've got one 130
i've got her 83
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got this one 21
i've got nothing to lose 16
i've got a family 22
i've got a job 38
i've got one 130
i've got her 83