I've heard so much about you translate Turkish
258 parallel translation
I've heard so much about you, it's just like meeting an old friend.
Hakkınızda o kadar çok şey duydum ki, eski bir ahbabımla tanışıyor gibiyim.
I've heard so much about you.
Hakkınızda o kadar şey duydum ki.
I've heard so much about you, Mr. Thwaite.
Sizin hakkınızda çok şey işittim. Bay Thwaite.
I've heard so much about you.
Bahsinizi çok duydum.
I've heard so much about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
Oh, I've heard so much about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
- I've heard so much about you.
- Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard so much about how quick you are with a gun. I've heard it said there is none quicker.
Sizin silah çekmede ne kadar hızlı olduğunuzu çok işittim ve daha hızlısının olmadığını da duydum.
I've heard so much about you, Doctor.
Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Tanıştığımıza memnun oldum. Senin hakkında çok şey duydum.
- And when you sat down I figured, "Here she is, the gal I've heard so much about."
- Ve oturduğunda şunun farkına vardım'İşte hakkında çok fazla şey işittiğim kız'.
But I've heard so much about you both in my country and abroad that I couldn't possibly let this opportunity slip by.
Ama sizin hakkınızda hem kendi ülkemde hem de yurtdışında öyle çok şey duydum ki bu fırsatın elimden kaçıp gitmesine göz yummama imkân yoktu.
I heard you and Mrs. Ferris talk so much about this place, and you made it sound so terrific, and believe me, uh, you weren't exaggerating, because... this is magnificent.
Seninle Bayan Ferris'i buradan çok söz ederken işittim, ve çok muhteşem göründü, ve inanın bana, uh, abartmıyormuşsunuz, çünkü... burası muhteşem.
I would tell you I've heard so much about you, but I detest cliches.
Hakkında çok şey duyduğumu söylerdim, ama klişelerden nefret ederim.
Ooh, Gator, I've heard so much about you.
Ooh, Gator, senin hakkında çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Sizin hakkınızda çok şey duydum.
- Pleasure to meet you. I've heard so much about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Memnun oldum.
I've heard so much about you. Please, may I call you Monty?
- Lütfen, size Monty diyebilir miyim?
I've heard so much about you!
Hakkınızda o kadar çok şey duydum ki!
I've heard so much about you.
Sizin hakkinizda cok sey duydum.
Oh, you must be that native person I've heard so much about, Eagle Eye?
Ah, sen hakkında çok şey işittiğim yerli olmalısın. Keskin Göz?
I've heard so much about you.
Bu yüzden beni duymuyorlar.
I've heard so much about you.
Senin hakkında çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Tabii ya. Hakkınızda çok şey duydum.
I " ve heard so much about you.
Hakkınızda çok şey duydum.
I've heard so much about all you guys.
Şizin hakkınızda şok şey duydum.
Captain Picard, I've heard so much about you.
Kaptan Picard.
I've heard so much about you.
Senin hakkında çok şey duydum!
- I've heard so much about you.
- Sizin hakkınızda çok şey duydum.
I suppose it's because I spend so much time, you know where I do. Yeah, I've heard that about cute doctors.
Tabii, yakışıklı doktorlar hakkında böyle şeyler duymuştum.
I've heard so much about you
Hakkınızda çok şey duydum
I've heard so much about you, Jack.
Senin hakkında çok şey duydum, Jack.
- Yes. I've heard so much about you.
O çok muhteşem...
May I assume you're the Q I've heard so much about?
Hakkında çok fazla şey duyduğum Q siz misiniz?
Oh, I've heard so much about you.
- Seninle ilgili çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Baban ne yapar, hayatım?
Oh, I've heard so much about you.
- Hakkınızda çok şey duydum. - Evet.
Oh, well, I've heard so much about both of you.
Oh, ben de sizin hakkınızda çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Hakkında o kadar çok şey duydum ki.
I've heard so much about you.
Hakkında çok şey duydum.
It's wonderful to meet you at last. I've heard so much about you.
Sizinle tanışmak çok güzel.Annem sizden çok söz etmişti.
- I've heard so much about you.
- Hakkında çok şey söylendi.
Well, I've heard so much about you, I had to come and see for myself.
Pekâla, hakkında oldukça fazla şey duydum. Bizzat gelip görmek istedim.
- I've heard so much about you.
- Neyden bahsettiğinizi duydum.
I get it you're the Dragon I've heard so much about.
Tabii ya her dem duyduğum şu Ejder sen olmalısın.
Ever since you started working with Katie, I've heard so much about her. That's pretty much all you can talk about.
Hayır yok ama Katie'yle ilgilenmeye başladığından beri ağzından o kız dışında tek laf çıkmıyor sürekli ondan bahsediyorsun.
- I've heard so much about you.
- Hakkında çok şey duydum.
I've heard so much about you.
Hakkinizda çok sey duydum.
You're not the infamous Roger Swanson I've heard so much about, are you?
Sen hakkında çok şey duyduğum meşhur Roger Swanson değilsin, öyle değil mi?
I've heard so much about you.
senin hakkında çok şey duydum. senden nefret ediyorum.