I've heard that one before translate Turkish
97 parallel translation
I've heard that before. Before you start beating about the bush again, there are one or two things that you should know.
Lafınızı yine dolandırmadan evvel bilmeniz gereken bir iki şey var.
I've heard that one before!
Bunları daha önce de duydum!
Oh, I've heard that one before, ducky.
Bunu daha önce de duydum, canım.
I've heard that one before.
Bunu daha önce de duymuştum.
Because I've never exactly heard one just like that before.
Böylesini hiç duymamıştım.
- Yeah, I've heard that one before.
Bunu daha önce de duymuştum.
- Creep, I've heard that one before!
- Seni ucube, bunu daha önce duymuştum.
- I've never heard that one before.
- Daha önce hiç duymamıştım.
I've heard that one before.
- Bu tanidik geliyor.
I do have to admit that in the Adams case... and I've never really said this... Doug Mulder's final argument was one I'd never heard before.
Adams davası ile ilgili şunu itiraf etmeliyim ki daha önce de böyle bir şey söylemiş değilim Doug Mulder'ın son savunması gibi bir şeyi daha önce hiç duymamıştım.
I've heard that one before.
Bu bahaneyi daha önce de duydum.
- I'm sure I've heard that one before.
- Bunları çok duydum.
I hold before you a chance to shine in the night... to strike one last blow that will be heard and remembered 1000 years from now.
Size karanlıkta parlamanız için, bundan 1000 yıl sonra bile konuşulacak ve hatırlanacak bir darbe vurabilmeniz için bir şans veriyorum.
- The mother is his problem. God, I've heard that one before.
Annesi onun kendi problemi.
Well, that's one I've never heard before. Oh, my.
Bunu duymamıştım.
I've never heard that one before.
Bunu daha önce hiç duymamıştım.
Yeah, I've heard that one before.
Evet tabii! Bunu ilk kez işitmiyorum.
I've heard that one before.
Bu lafları çok duyduk biz.
" I've never heard of that one before.
" Bunu daha önce hiç duymamıştım.
Well, can't say I've heard that one before.
Peki, daha önce o bir duydum söyleyemeyiz.
- I've heard that one before.
- Daha önce de duymuştum.
- I've heard that one before. - Have you?
- bunu daha önce duydum - öylemi?
- I've heard that one before an'all!
- Bunların hepsini daha önce duydum.
That one I've heard before.
Daha önce de bunu duymuştum.
- I've heard that one before.
- Bunu bi yerde daha duymuştum.
I've heard that one before.
Galiba bunu daha önce duymuştum.
Yes, I've heard that one before.
Evet, bunu daha önce duymuştum.
I've heard that one before.
Daha önce de duydum.
I've never heard that one before, sir.
- Bilmiyorum. Daha önce hiç duymamıştım, efendim.
I've heard that one before, Brian!
Bu yalanını daha önce de duymuştum Brian!
Yeah, I've heard that one before.
Evet, bunu daha önce de duymuştum.
I've never heard that one before.
Daha önce bunu hiç duymamıştım.
- I've heard that one before.
- Bunu bir kere daha dinledim.
"Looking at the view"? I've heard that one before.
Manzaraya mı bakıyordunuz?
I've heard that one before.
Bunu önceden de duymuştum.
- I've heard that one before.
- Bunu daha önce de duyudm.
I've heard that one before.
- Bunu daha önce de duydum.
Well, i've heard that one before.
Bunu daha önce de duymuştuk.
Hey, buddy, I think I've heard that one before.
Bunu galiba daha önce de duydum dostum.
Well, I've not heard that one before.
Daha önce böyle bir şey duymamıştım.
I've heard that one before.
Bunu daha önce duymamıştım.
I've never heard that one before.
Bunu daha ince hiç duymamıştım.
I think I've heard that one before.
Sanırım ben çıkan birini duydum.
I've never heard that one before, actually.
Daha önce bu espriyi duymamıştım.
No, that's not one of my guys, and I've never heard of this gypsygirl before.
- Hayır, arkadaşlarımdan değil. Çingene Kız'ı da daha önce hiç duymadım.
I've never heard that one before.
Bunu daha önce duymamıştım.
Oh gee, Maxie pad. I've never heard that one before.
Hadi be, Maxie Tampon ha, onu daha önce hiç duymamıştım.
They say God has many names, but I've never heard that one before.
Tanrının bir çok adı olduğunu söylerler, Ama bunu hiç duymamıştım.
Ja, ja, I've heard that one before.
He ya, he. Daha önce de duydum bunu.
I've heard that one before.
Bir yerden tanıdık geliyor.
I've heard that one before. Come on, Becca.
Bunu daha önce de duymuştum.