English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I've never been better

I've never been better translate Turkish

65 parallel translation
And I stand here now to tell you one and all that I've never been offered a better piece of collateral than I hold in my hand right now. Chair.
Ve burda durmuş size ve herbirinize diyebilirim ki şu an elimde tuttuğum kartlar kadar sağlam bir teminat daha önerilmedi bana.
I've never been better.
Ben iyiyim.
I've never been in better shape.
Hiç bu kadar formda olmamıştım.
I have, in fact, conscientiously, day in and day out for more years than you've been in this best of all possible worlds tried to kill myself, and I've never felt better in my life.
Doğrusunu istersen, daha sen dünyaya bile gelmemişken hemen her gün kendimi öldürmeye kalkışmıştım ama bak, taş gibiyim!
I've never been a good walker, and you two will get on much better without me.
Hiçbir zaman iyi yürüyememişimdir. Bensiz daha iyi geçecektir yürüyüşünüz.
Well, I've never been set up better, that's for sure.
Bundan daha iyi bir tuzağa düşmemiştim, orası kesin.
And I've never been better.
Hiç bu kadar iyi olmamıştım.
I've never been better.
Daha iyi olmamıştım.
I've never been better.
Daha iyi hiç olmamıştım.
Well, yeah. I've never been better.
Hiç daha iyi olmamıştım.
I've never been to a better funeral.
Bundan daha iyi bir cenaze hiç görmedim.
- I've never been better.
- Hiç daha iyi olmamıştım.
I've never been better.
Hiç bu kadar iyi olmamıştım.
? - Yeah, I've never been better.
- Evet, hiç daha iyi olmadım.
I've never been better.
- Hiç daha iyi olmamıştım.
Although I've never been there, it's like I know it better than my own home.
Hiç gitmeme rağmen, kendi memleketimden daha iyi biliyorum.
No, but I gotta tell you, it's been a tough few months getting back on my feet, and now that I have Amy at my side again, and I'm back doing the job that I love, I've never felt better.
Ama söylemeliyim ki, son birkaç ayı iyileşmeye çalışarak çok zor geçirdim. Şimdi Amy tekrar yanımda olduğuna ve sevdiğim işi yaptığıma göre kendimi her zamankinden daha iyi hissediyorum.
- Honey, I've never been better.
- Tatlım, asla bu kadar iyi olmamıştım.
I've never been better, Dougie.
Hiç bu kadar iyi olmamıştım, Dougie.
Apparently I've never been better.
Hiç bundan iyi olmadım.
I've never been better.
Hiç bundan iyi olmadım.
I'VE BEEN A VEGETARIAN FOR THREE WEEKS NOW, AND I'VE NEVER FELT BETTER.
Yaklaşık üç haftadır ben de vejeteryanım ve kendimi hiç bundan daha iyi hissetmemiştim.
I've never been in better head space.
Sanırım kafam böyle hiç boş olmamıştı.
As a matter of fact, I've never been better.
- Hayır, hiç bu kadar iyi olmamıştım.
Of course they've never been linked to masturbating in a coffin... so I automatically like these guys better.
Ayrıca bir tabutta mastürbasyonla da bir bağlantıları olmadığı için bu grubu daha çok sevdim.
I've never been better. Come on.
Hiç bu kadar iyi olmamıştım.
Actually, I've never been better.
Aslında, hiç daha iyi olmamıştım.
I've been here a year and I've never been better.
Bir yıldır buradayım, ve hiç bundan daha iyi olmamıştım.
It would've been better if I'd never liked him.
Keşke ondan hiç hoşlanmamış olsaydım.
But I have been sex-free for two years now and, you know, never felt better.
Ama artık iki yıldır seksten uzak duruyorum ve biliyor musunuz, hiç kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim.
I've never been one to put much weight in the idea of a higher power but if I didn't know better I have to believe that some force out there wants me to keep doing what i'm doing
Daha büyük bir gücün varlığına pek de inanan biri olmadım asla. Ama eğer emin olmasaydım, yaptığım şeyi yapmaya devam etmemi isteyen bir gücün varlığına inanmak zorunda kalırdım.
But I'll be damned if I'm gonna sit around and let you and your little peons flush this school down the toilet and hurt the people I care about, because, even though you dragged her into this, this has never really been about Kaitlin, who, on her worst day, will be a better officer than you ever were.
Fakat, burada kalıp sizin ve küçük erlerinizin bu okulun üzerine sifon çekmesine ve değer verdiğim insanları incitmesine izin verirsem lanetlenirim, çünkü, onu bu konuya sürüklemene rağmen, konu, en kötü gününde bile senden daha iyi bir subay olacak olan Kaitlin, değil.
I've never been better.
hiç daha iyi olmamıştım.
I don't know what he's talking about - - I've never been better.
Ne diyor bilmiyorum ; ama hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.
Fiona. I've never been better.
Fiona, daha iyi olmamıştım.
I've never been better.
Hiç olmadığım kadar.
I've never been in a better place to let an engine cool.
Motoru soğumaya bırakmak için bundan daha iyi bir yerde hiç olmamıştım.
I've never been treated better in my life.
Hayatımda kimse bana böyle güzel davranmamıştı.
I've never been better.
Daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım.
Yeah, I've never been better. ( laughs )
Daha iyi olamam.
In fact, I've never been better, so just leave me alone!
Hatta, daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım, şimdi beni yalnız bırak!
Well, I've never been better.
Evet.ben daha iyi hiç olmamışştım.
I've never been better.
- Evet, iyiyim. Daha iyi olmamıştım.
I've never been better.
Neredeyse ölüyordum.
I've never been better.
Ben daha iyi olamamıştım.
I've never been better. This is so nice.
- Hiç daha iyi olmamıştım.
You're wrong. I've never been better in my life.
Yanılıyorsun, ömrümde hiç bu kadar iyi olmamıştım.
- I've never been better.
- Daha iyi olmamıştım.
I've seen you bring a full house to their feet, but you have never been better than you were tonight.
Dillere destan gösteri yaptığını görmüştüm ama geçen sefereki gibisini hiç görmemiştim.
But I've never been better.
Ama daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım.
My life's never been better and I finally have hope for the future.
Hayatım daha önce hiç bu kadar güzel olmamıştı ve nihayet geleceğe dair umudum var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]