English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I've never seen it

I've never seen it translate Turkish

1,360 parallel translation
I've never seen anything like it.
Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedim.
I've never seen anything like it.
Buna benzer bir şey hiç görmemiştim.
All the pain I've seen you go through, I've never been able to fix it before.
Yaşadığın bütün acıları izledim ve hiçbirini düzeltemedim.
Here it's been months, and I've never actually seen the guy.
Gördün mü? Aylardır buradayım ve adamı hiç görmedim.
I've never seen it rain this hard.
Hiç bu kadar şiddetli yağmur yağdığını görmemiştim.
- Dr. Crane's moods never last long. I'm sure we've seen the worst of it.
En kötüsünü gördüğümüzden eminim.
It's nothing big, but they said I could invite someone... and you've never seen my grandparents'house... and I'd really like you to meet my grandpa.
Öyle büyük bir şey olmayacak. Ama birisini davet edebileceğimi söylediler. Sen büyük annemlerin evini hiç görmedin.
- I've never seen it.
- Hiç seyretmedim.
- That time of the month? - It's a side of Trey I've never seen.
Trey'in o halini hiç görmemiştim.
It's magnified. I've never even seen mine that close.
Ama büyütülmüş.Benimkine bile böyle yakından bakmam.
But I've just never seen it like this.
Ama onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
I've never seen a hemorrhoid so infected. It could have killed you.
Bu kadap iltihaplı bir hemoroid görmemiştim.
I've never seen anything like it.
Daha önce hiç böylesini görmemiştim.
It displays a Goa'uld dialect I've never seen before.
Daha önce hiç görmediğim bir Goa'uld lehçesini yansıtıyor.
I've never seen it.
Hiç görmedim daha önce.
Y'know, i've never seen it before.
Daha önce hiç görmemiştim.
I've never seen the baby get tired of it before the adult.
Daha önce hiçbir çocuğun büyüklerden önce sıkıldığını görmemiştim.
I've never seen It.
Hiç görmedim.
I've never seen it so tidy.
Burayı daha önce hiç bu kadar düzenli görmemiştim.
I mean, not only is my wife not begging for it... she's not... I've never seen her so happy.
Ayrıca, daha önce olmadığı kadar... mutlu görünüyor.
Well, I've never seen a heron like it. I'm with you.
hiç onun gibi bir kuş görmemiştim. seninleyim.
It's this. I've never seen a good-looking guy with one.
Bu.
You know, actually, I've never seen it before.
Biliyor musun, aslında orayı daha önce hiç görmedim.
I've never seen anything like it.
Hiç böyle bir şey görmedim.
Just snow - - I've never seen it before.
Sadece kar... Daha önce bunu görmedim.
I've never seen it before.
Daha önce hiç görmedim.
I've never seen anything like it.
Hiç böyle bir şey görmemiştim.
I've never seen it before.
Daha önce hiç görmemiştim.
I have seen hundreds of agents put through that exercise, and I've never seen it handled so well.
Bu teste tabii tutulan yüzlerce ajan gördüm, ama hiçbiri bu kadar iyi geçmedi.
I've never seen anything like it in my life.
Hiç böyle bir şey görmemiştim.
I've never seen anything like it.
Böyle birşey görmedim.
I've never seen it before.
Bunu daha önce hiç görmedim.
That dvd that you made... it's the most incredible idea I've never seen in my life!
Yapmış olduğun DVD... bu hayatta gördüğüm en iyi fikirdi.
I've never seen it before.
Ben hiç görmedim.
We thought it was chickenpox, but I've never seen it as bad as this.
Su çiçeği sandım. Ama hiç bu kadar kötüsünü görmemiştim.
I've never seen it before, and I'm very into the minutia around here.
Bunu daha önce hiç görmemiştim Ayrıntılar gözümden kaçmaz.
Little too much alley on display right there. I've never really... seen myself from that angle before. It's weird.
Burada ara yol biraz fazla görünüyor.
I've never seen anything like it.
Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
I've never seen you this angry before. It's terrific!
Seni hiç bu kadar öfkeli görmemiştim.
I've never seen it.
Ama ben hiç görmedim.
I mean, I've never seen anything quite like it.
Yani, daha önce bunun gibi bir şey görmedim.
- I've never seen anything like it.
- Hiç böyle bir şey görmemiştim.
You know, come to think of it, I've never really seen you angry before,
Biliyor musun.... düşündüm de, şimdiye kadar hiç kızgın görmedim seni.
Well, I've never seen your smile, Grace, but I will bet you I could describe it.
Ben seni gülerken hiç görmedim Grace. Ama bahse girerim gülüşünü tarif edebilirim.
It's been three months now, and I've never even seen your apartment.
Üç ay oldu, ve ben hala daireni görmedim.
'Cause I've been out there in boats quite a few times, and I've never, you know, never seen it even... I've seen gnarly looking white water and backwash and white sharks and all that stuff,
Çünkü daha önce birkaç kez orada bulundum,... ve daha önce hiç, bilirsiniz, hiç görmedim- - Dümdüz duran bembeyaz suyu gördüm dalgaların geri çekilmesini ve beyaz köpek balıklarını, bunların hepsini fakat hiç sörf yapabileceğiniz bir dalgayı oluşturabilecek rüzgar görmedim.
I've never seen Marc happier, and I know it's because of you.
Marc'ı hiç bu kadar mutlu görmemiştim, senin sayende.
I've never seen anything like it.
Bunun gibi birşey görmemiştim.
I've never seen anything like it.
Hiç böyle şey görmemiştim.
I've never seen anything like it.
Böyle bir şey hiç görmedim.
I've never seen any other animals do it.
Evet, yani şimdiye kadar hiçbir hayvanın bunu yaptığını görmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]